TÜM MESELE DÜŞÜNMEK Mİ, DÜŞÜNMEMEK Mİ?
(((Bilgisiz Düşüncesiz Olmaz!!)))
Biz toplum olarak fazla düşünmeyi, neden sonuç ilişkisi kurarak hiç düşünmeyi sevmeyiz, neden? Düşündüğümüzde daha iyi olanı ararız, düşündüğümüzde başımıza gelen sorunların sorumlularını ararız… Sorumluluk kendimizdeyse, lanet olsun bize deriz, ailemizse kızarız, komşumuzda tepki gösteririz… Bizim yaşadığımız olumsuzlukların sorumlu ya çok sevdiğimiz siyasi dini liderse, bizim partinin sorumsuzluğundan dolayı sorun yaşıyorsak, yıllardır bize dini denilen bir kuralın aslında din adamlarının yorumu olduğunu anlarsak… Kime nasıl tepki göstereceğiz, devleti yönetenlerin Tanrı dan büyük olduğu toplumlar var, ben onlara yer yüzü Tanrıları diyorum, onlara nasıl tepki gösterilir ki? Tepkilerden korktukları için en küçük tepkileri ibret olacak şekilde cezalandıran yönetimler var, bu tür toplumlarda düşünmek, sorunların sorumlusunu bulmak zor olsa gerek.. Biz de durum şu…
Muhalif olanlar var, onlar muhalefet gibi düşünür, onların sesi ne yönetimlere, nede halka ulaşır, araya algı duvarları örülmüştür, onlar gerçekleri söyledikleri için, gerçekler acıttığı için kimse onları dinlemez… Mesela biri borçluluğun nimetlerinden bahseder, ekonomi büyüyor, hepimiz bundan pay alıyoruz der… Diğeri derki bu borçların geri ödemesi, üstelik de faizle geri ödemesi olacak o zaman ekonomi daralacak der… Diğeri derki borç almak önemli değil, bunun hangi yatırıma gittiği önemli der, teknoloji üretecek yatırıma gittiyse, üretmek için fabrika yapmışsak, üretim için tarım ve hayvancılığı teşvik etmişsek bunları geri öderken sorun yok der… Ya yol, kamu binası, ibadethane yapmışsak bu paralarla, bu borçları nasıl öderiz diye sorar?!!! Bakın gerçekler rahatsız edici, biz duymazdan gelir kulağımızın üzerine yatarız, bize düşünce lazım değil, gönlümüzü rahatlatacak olan sözleri dinler, o tip siyasilere ve din adamlarına inanırız… Sonuç ne olur, işte ortada… Sonuç neden böyle oluyor?
Biz kendimizi hayata katmıyoruz, yani yaşanılan sorunlar bizim dışımızdakilerin problemler gibi algılıyoruz, yada bir grup bizim böyle algılamamız için algı yaratıyor… Oysa herkes için ortak olan problemler var, herkesin, görebileceği, ele alabileceği kendi bakış açısını, kendi duruşunu, kendi deneyimini kısacası fıtratı gereği, öznelliğini, kendi özgüllüğünü, kısacası bize özgü olanı hayata katabilmek için düşünme sorumluluğu gerekiyor… Düşünmek biraz riske girmektir, neden?
Diyelim ki bizim grup düşünmüyor mevcut olan iyi kötü üzerinde durmuyor, yeni arayışlara girmiyor eyvallah… Mevcudun olumsuzluklarından yararlananlar da olabilir, bu ortamda kendini kurtarıcı gibi sunalarda olabilir, ben yoksam haliniz daha da kötü olur diyenlerde olabilir… Aman siz düşünmeyin, ben sizin yerinize düşünürüm, sizin için iyi olanı ben arar bulurum der, biz ona inanır düşünce direksiyonunu ona teslim edersek olan kazalardan sorumlu olmayız konforu, bizi düşünce hadımı eder… Buda düşünmemeyi normal sayan biri olmamıza, bizim gibi tiplerden oluşan toplumlar da ise çoğunluk bizim gibiyse, bu toplum düşünmeyen toplum olur… Son olarak…
Kişisel bir düşüncemiz olmazsa, ne eğitimi alacağım, hangi mesleği yapacağım, nasıl bir kadından//erkekten hoşlanıyorum, bu sorulara kişisel cevaplar ve düşünceler bulamalıyız… Sonra çevresel kirliliği ne oluşturuyor, bilim insanları neden sürekli küresel ısınma diyor, küre ısınırsa ne olur? Ülke yönetimini ve yasaları hazırlayan temsilcileri nasıl seçmeliyiz, kimi seçmeliyiz, seçilen yönetimleri kim denetleyecek, suç işlerseler kim yargılayacak, onlar suç işlerse nasıl haberimiz olacak? Bu sorulara da yerel ve küresel cevaplar, düşünceler bulacağız ki… İnsan olma sorumluluğumuzu yerine getirmiş olalım…
Düşünmek, insan olma sorumluluğu demektir, dinlerde, felsefede düşünmeyi önerir, akıl düşünmeye hazırdır, yeter ki hayal olsun, merak olsun, bilgi olsun akıl bunlarla düşünür… Akıl bizim rehberimizdir, düşünceler amaç, ülkü, ideal araçlarımızdır, bu araçlarla haydi daha iyi, daha mutlu, daha güzel yaşamaya… İyi Yaşamlar Dilerim, Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 8.12.19 – vatandasfikri.com
Kaynak : http://www.phil.metu.edu.tr/ahmet-inam/felsefeyazin.htm
|