REFERANDUM DA EVET HAYIR TERCİHİ
(Referandum İçin Aklıma Takılanlara Cevap Arayışlarım)
Her tercihin bir gerekçesi vardır, genel de doğru, iyi, güzel üzere tercihlerde bulunma sorumluluğumuz vardır, insan aklıyla iyiyi, güzeli, doğruyu, adaleti, mutluluğu aramak için tercihler yapar, yapmalıdır, yapmalıyız. İşte önümüzdeki günde bir tercih ülkemizin idare edilişin de değişiklikler olsun mu, olmasın mı tercihini yapacağız… Bu değişikliklerin ne getireceğini, ne getirmesi gerektiğini düşüneceğiz ki tercihlerimiz doğru sonuçlar versin… Genel olarak siyaset, pardon sokak ağzıyla siyaset, yazıları yazmayı sevmem, ama siyasetçilerimizin aşağı yukarı hepsi ve vatandaşlarımızın ekseriyeti aşırı taraftarlığın verdiği körlük için de olduğu için böyle yazılarla, bu toplumun bir ferdi olarak, toplumumuzu uyarma gereği duyarım… Bu yazıda bu niyetin ürünüdür, gelelim anayasa değişikliğine… Ben 2010 da hayır demiştim, nedenlerimi yazdım ve haklı çıktım, şimdi evet veya hayır diye düşünce açıklamak istemiyorum, bir yazan olarak sadece vatandaşları bilgilendirmek istiyorum…
İlk önce Anayasa nasıl değişseydi iyi olurdu üzerine biraz duralım mı, anayasa tercihi ile parti, hükümet tercihini ayırmak gerek, diyelim ki bunu ayırdık… Biz, bir hata daha yapıyoruz, hükümetle devletin de ayrı olduğunu düşünmemiz gerekir ki bu konu üzerine sağlıklı düşünebilelim… Bunları böyle ayırdık, sonra demokrasi içinde mi düşünüyoruz, demokrasi dışında mı, ben hepimizin demokrasi içinde düşündüğümüzü düşünüyor ve diyorum ki demokrasi nedir, içi nasıl doldurulmalıdır, kim tarafından doldurulmalıdır? Tabi ki T.C vatandaşlar ve tabi ki iktidarda ki temsilciler, tabi ki muhalefettin, sivil toplum temsilcileriyle demokrasi doldurulmalıdır… Şimdi biz kimin önerisini oyluyoruz? Hükümetin ve yavru muhalefetin, yarısından azının, yok sadece genel merkezinin…
Gelelim milletin, vatandaşın temsilcilerinin neden anlaşamadığına, biz genel olarak gücü elimize geçirince karşı tarafa uzlaşmaz bir şekil de düşüncelerimizi dayatır ve üstelik de neden uzlaşmıyorsun, bu uzlaşmaz tavrınla fitneye neden oluyorsun diye de baskı yaparız, bu bir güç, iktidar hastalığıdır, doğu toplumlarında daha sık görülür… Allah dan biz ne batı toplumuyuz neden doğu, bana kalırsa biz batı doğu sentezi, harmanı bir toplumuz, değilsek de olmalıyız… Bu başka konu, anayasayı uzlaşarak temsilciler çözmedi, bunu topluma sundular, keşke anayasa izin verseydi de, bu değişikliğe muhalefet edenler de bir değişiklik taslağı sunabilselerdi… Anayasa değişiklik önerisini referanduma, vatandaşlara sunabilmek için meclisin 330 oyla kabul etmesi gerekmektir, ne yazık ki bu yeter sayıya ancak şu anda değişikliği öneren partiler ulaşabilmişlerdir. Yani bu değişiklik önerisi vatandaşların bir bölümünün temsilcileri aracılığıyla meclis çoğunluğuna dayalı yapılmış, bize evet mi, hayır mı diye sorulmaktadır… Biz bu değişikliğin gereği nedir, bu değişikliğin sakıncası ne olabilir diye düşünerek bunu onaylayacağız veya ret edeceğiz…
Bunun için önerim şu evet mi diyeceğiz diyelim, önce hayırı savunanları can kulağıyla dinleyelim, bu adamlar neden hayır diyor? Hayır, mı diyeceğiz, diyelim ama evet diyenleri can kulağıyla dinleyelim, neden evet diyor? Bunu yaparken sloganları gecelim onlar tabanın hoşuna gidecek duygu yüklü mesajlar verme dışında boş laflardır… Yani konuyu taraf olduklarımızdan değil, karşıtlarımızdan dinlersek daha iyi olacağı kanaatindeyim… Gelelim, benim kişisel görüşüme göre…
Demokratik sistemler ister başkanlık, ister yarı başkanlık, isterseniz de parlamenter sistemler içersin, mutlaka ve mutlaka güçler ayrılığına dayanır… Bizde demokratik kültürün oturmadığı için güçler ayrılığının daha bir önemi vardır, ne yazık ki denge ve denetimin olmazsa, olmazı güçler ayrılığı demokratik seviyede yoktur, bu değişiklikle de daha da olmayacağını düşünüyorum… Bunu düşünme nedenim ise şunlar… Biz de liderler istedikleri kişiyi milletvekili yapmaktadır,(CHP Dışın da) bu nedenle meclisteki milletvekilleri liderlerin baskısıyla adeta emir eri olmuş durumdadırlar… Yasa önerilerini bile liderin önerisiyle yapmakta veya yapılan yasa önerilerinin içeriğine bakmadan liderin önerisiyle onaylamakta, ret etmektedirler… Böyle bir durumda hükümeti, lideri, Cumhur - Başkanı kim denetleyecektir? Yasama denetleyemezse kim denetler dendiğin de, Millet denilmektedir… Yargı denetimi ise hükümetin yargı üzerindeki baskılarına dayalı olarak bağımsız, tarafsız olarak işleyememekte olduğu hepimizin malumudur, yargı denetimi olmaması durumunu yine millet denetler diyerek geçiştirilmektedir… diğer bir savunu ise 1920 ve 1930’lar gibi olağanüstü dönemleri örnek göstermektedirler, bu dönemde denetimi kim yapıyorsa şimdide o yapar denilmektedir… İnsanın gülesi geliyor, ama aşırı tarafgirlik körlüğü korkarım hata yaptıracaktır.. Milletin denetimine gelince… Millet iki şekilde denetler, bir temsilciler aracılığıyla, yani milletin vekilleri ile vekilleri millete seçtiren lider olduğu için, buradan denetim çıkmamaktadır… İkinci yöntem ise sivil toplum örgütleri aracılığıyla sokak protestolarıyla vatandaşın yapması beklenir… Demokrasimizin bir ayağı aksak yada sakat olduğundan bu alandan da sağlık tepkiler, denetim gelememektedir… Madem sadece seçimle denetleyebiliyoruz, işte bir denetim günü referandum, denetimimizi çok dikkatli yapalım, hükümetin denetlenmesi ancak seçimle mümkün haldedir, bu değişikliklerle birlikte daha da sadece ve sadece seçime bırakılacaktır… Son soru şudur!
Hükümeti sadece 5 yılda bir seçimle mi denetleyelim, bu 5 yıl istediği gibi ülkeyi denetimsiz idare etsin mi, üstelik bir bölüm vatandaşımız etmesin diyorken, yoksa temsilcilerimizin yaptığı yasalarla, yargı denetlesin mi, yine temsilcilerden oluşan muhalefet mecliste hükümeti denetlesin mi? İşte biz buna evet veya hayır diyeceğiz.. Evet mi, Hayır mı, ülkemiz, milletimiz, vatandaşımız, vatanımız için hayırlı olması dileğiyle düşünelim ve çalışalım derim… Selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil --- 11.4.17 --- vatandasfikri.com
|