İŞSİZLİĞİMİZİN NEDENLERİ
Önce işsizliğimizin oranını görelim, ne oran da işsiziz, sonra nasıl önleriz onunla ilgili düşünceler, bilgiler paylaşalım…
2013 Haziran ayı işsizlik oranlarıı yüzde% 8.8 olarak açıklandı, bu rakamı düz olması için %10 yapalım ne dersiniz olmazsa %2.2 yi çıkarırırz. Nüfusumuz 75 milyon olduğunu düşünürsek, 15 yaşın üstündekileri çalışabilir nüfus olarak ele alırsak, 55 milyon olsuğunu bunların da 10-15 milyonunun ya yaşlı, özürlü, olduğunu varsayarak, çalışmaya hazır nüfusumuzun 28 milyon, 30 milyon arası olduğuna ulaşabiliriz. Bunu da yuvarlayarak anlaşılır olsun diye 25 milyon yapalın, bunu %10 işsizse 2.5 milyon yapar ki bu rakam da az degildir… Ayrıca işsizliğin yaş grupları arasın daki demgesi de öenelidir.
Çalışmaya hazır nüfusumuzun 26 milyon 319 bininin işi var, ne güzel, yalnız bunların da iş yerinden iş yerine degişmekle birlikte çok sorunları var. En basiti, adam teknisyen, adama iş veriyorum edalarıyla yaptırmadığı iş kalmıyor. Her neyse bu başka bir yazı konusu çalışma şartların daki mutsuzluk kaynakları… İşsizliğe dönelim… Kısacası çalışabilecek nufusumuzun 2 milyon 525 bini işsiz. İşsiz sayısını, çalışmaya hazır nüfus sayısına bölünce işsizlik oranının net %8.8 olduğu görürüz. Bu rakamın genç işsizler deki oranının ise %15-20 olduğu tahmin edilmektedir. Bu şu demektir, %15 i baz aldığımız da 100 gençten 15'inin işsiz, %20'yi baz aldığımız da ise 5 gençten birinin işsiz olduğunu görüyoruz nereden bakarsak bakalım genç işsiz sayısı toplumsal sorunlara neden olacak seviyededir. Bu sorun çözülmeldir, işte can alıcı sorunumuz işsizlik ve bunu hangi yöntemle nasıl çözecegiz? Sorumuz budur… Nasıl çözülecektir? İşin içine bura da siyasi bakış açıları girer. Nasıl yani, siyasetin tavrı çozuklarımızı işli ve işsiz mi yapıyor? Bence Evet…
İşsiz sayısını sadece geçen yılın haziran ayı ile karşılaştırmak yanlış olur, 2013 yılının başında işsiz sayısı 2 milyon 890 bine yükselmişti. Haziran ayına kadar bu sayı 2 milyon 525 bine indi. Demek ki işsiz sayısı geçen hazirandan yüksek ama ocaktan bu yana azalmış gibi görünüyor. Demekki 365 bin kayıtlı işsizimiz iş sahibi olmuş bu sevindiricidir… Daha fazla iş sahibi edilebilirmiydi? Bu konuda düşünce üretmeye çalışalım…
Ücretlilerde 761 bin artış olmuş, bunun ne kadarı kamu, ne kadarı özel sektör bu da çok önemli aslında, ben kamudan emekli olduğum için bilirim ki biz bu sene 100-150 kişi alalım, neci kimci, vasfı pek önemli degil, çocuklar iş sahibi olsun, daha olmadı işi işin başında öğrenirler daha iyi olur. Yalnız bunun sakat olan tarafı şu, kişi işsizse, bir kuruma fazladan alınınca işli olmuyor, kayıt dışı işsiz oluyor. Orada üretime katkı sunmadığı gibi aldığı maşlarla tüketime katkı sunuyor. Bu nedenl üretli işsizler yaratılması yerine işszilik sigoratasını yaygınlaşmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Birine işsizken çalışan sitatüsü veriyoruz, o da ne iş yaptığına bakmıyor, çalışan statüsündan dolyı maaş zammı talep ediyor ve sendikaları aracılığıyla işli, işsizken zam talep ediyor. İşte bu neden den dolayı girdiği kurumlar da işsiz kalacak kişilere iş verilmesi yerine işsizlik sigortasının yaygınlaştırılması gerekmektedir. Bunu birçok ülke yapmaktadır, örnegin Almanya devlet dairelerine almak yerine işsizlik sigortası vermektedir, ben batılı ülkelerin çok örnek verilmesinden yana da degilim aslın da, onlar asırlardır kurdukları sömürü sisteminden dolayı bizim ekonomik yapımıza benzememektedir yapıları, zaten kültürleride farklıdır, ama son 100-150 yıldır onlara benzeme cabamızdan dolayı kültürel yapımız daki erezyon hızlanmıştır, biz bu işsizlik sigortasını sağlık sigortası güvencesiyle de zenginleştirirsek iş veremediğimiz gençlere ve kişilere toplumsal destek sunmuş oluruz. Yalnız bu destegi 1 yılı geçen suçların işlenmesi halinde cekilecegine da bağlarsak, ayrıca bu işsizlik sigortası destegi alanların tiyatrolardan, şehir içi ulaşımlardan %50 indirimli yararlanmasını da saglarsak bu kişilerin işsizlik yükü hafiflemiş olur.
Asıl sorunu yaşayan gençlerde işsizlik oranın % 17.1 olduğu verilen sayılardan anlaşılmaktadır. Yani gençler bu sorunu daha yogun yaşamaktadırlar. Efendim vasıfsız oldukları için işsizler, ben daha önceki bir yazım da bir kamu kuruluşuna verilen iş talebi dilekcelerini inceledim, orada gördüğüm şuydu, verilen iş talep formları arasın da ilkokul mezunu sayısından, lise mezunu sayısı fazla, lise mezunu sayısından ise meslek yüksek okulu mezunu fazla, yalnız 4 yıllık mezunların sayısı MYO larının kine yakın bir işsiz profilimiz var. Yani çocuklar çoğu okumuş ve işsizler…
İstihdam konusunda önemli sorunlarımız (1) Ücretsiz aile işçileri ile (2) Ne iş yaptığı bilinmeyen kendi hesabına çalışanların sayısının yanı sıra devlet kurumlarına işsiz olacağı biline biline alınan kişilerin sayısının fazlalığıdır. Bunlar işsiz sayımızı düşük göstermektedir, ama yukardan bu yana bahsettiğimiz veriler resmi veriler olduğundan bunlar üzerinden degerlendeirme yapmanın daha iyi olcagı kanatindeyim…
Toplam 26 milyon 319 bin çalışanımızın %13.3’ü yani 3.5 milyonu ücretsiz aile işçisidir. Ücret almadan aile işletmesinde çalıştığı varsayılır. Tabii ki bunlar kayıt dışıdır, çogu sosyal güvenlikten de yoksun kişilerdir, aile dayanışmasıyla geçimlerini sağlarlar. İşte bura da kültürün topluma katkısı devreye girer…
4 Milyon 765 bin kişinin kendi hesabına çalıştığı belirtilmektedir, bunların tabii ki çoğu doktor, avukat, tamirci gibi profesyonel kişilerdir. Ama değnekçi, simitçi, seyarcı, ayaküstü al satcı bunların çogu araba pazarlarındadır, ayakkabı boyacısı gibi düzgün işi olmayanların da bu rakamı büyütüğünü görmekteyiz.
İşsizlik konusu üzerinde dururken, tartışılırken dikkat edilmesi gereken bir başka oran, genç işsizlerin durumudur. Haziran ayında genç işsizlik oranı %17.1 olmuştur. Buna yukarıda ki aile işletmelerindeki, kendi hesabına çalışna ama düzenli işi olmayanları da eklersek oranı varın siz düşünün… Geçen yıl haziran ayında yüzde 15.7 idi. Ocakta 20.7’ye tırmanmıştı. Genç işsizlik oranında geçen yılın haziran ayına göre kötü, yılbaşına göre daha iyi durumdayız.
Bunlar ortada devleti yönetenler de görüyordur, yalnız devletimizi yöneten siyasetcilerin çok önemli bir sorunları var. Sorunlara odaklanamama sorunu olduğunu düşünüyorum. Bir ilce başkanının bile yogunluğunu izlediğim de, bir belediye başkanının bile gündeminin yogunluğunu gördüğümüz de emin olun bu insanlar nasıl oluyor da düşünecek sorunları ele alacak zaman buluyor diyorusunuz. Bu mesele birçok meslenin tetikleyicisidir, bu nedenle sosyal sorunların temelin de ya kültürel degerlerden uzaklaşış, yada ekonomik sorunlar, başka da uyuşturucu ve gayri meşru yollarla para kazanma nedenlerini görebiliriz. İşte bu nedenle yöneticilerimizden, siyasi sorumlularımızdan, patronlardan özel ricamdır ki, işsizlik sorunu çözülmelidir. Nasıl mı? İşte bence cevaplar…
İşsizliğe çözüm önerileri…
Acizhane düşüncelerim şunlardır: 1- Yabancı kacak çalışan kişilerin engellenmesi, polisiye tebbirlerle kısa sürede olacak iştir. Bu en kısa zamanda neredeyse 1 milyona yakın kişiyi iş sahibi yapacaktır. Efendim bazı alanlarda ülkemiz vatandaşları çalışmıyor, o zaman bu alanlarda üçretin yükseltilerek cazip hale getirilmesi gerekiryor sanırım. Patronlar da alıştı, 400-500 tl ye yabancı kişileri çalıştırmaya, adam ülkesiyle kıyaslıyor bu para çok para 10-15 kişi bir evde yaşıyor üstelikde aldıkları bu parayla ülkelerine zengin dönüyorlar, işçi dövizi girmesini beklerken işçi dövizi çıkıyor… Mutlaka engellenerek gençlerin iş sahibi yapılması gerekiyor. Küçük bir hesap yapalım, ülkemiz de söylenenlere göre 2 milyonu geçkşn kaçak yabancı çalışyor, ben bu sayıyı 1 milyon olarak ele alalım, 500 liraya çalıştığını varsayalım… 500x1000000=5000000 bu aylık üçret ve rakamları bu adam abartmış demesinler diye bu sayıları çok düşük tutdum, siz bunu %30-40 fazla düşünebilirsiniz. Aylık 5000000 liraysa, 12x5,000000=60,000000 lira buda yine en az 30,000000 dolar demektir. Hem döviz cıkışına neden olan bir durum hem de çocuklarımızın işsizliğine, işte siyasetcilerin tavrı bura daçok önemli, lütfen ülkemizde bulunan yabancılara kötü davranılmasın, bazılarıyla soy, bazılarıyla din bağımız var, olmasa bile insanlar istikrarsızlaşmış ülkelerinden bize sıgınmışmış sıgınmacılar… ama onlar kadar hatta daha önemli çocuklarımızdır, işizlikten kurtulmasıdır…
2- Uzun vade de ise ithalata ve tüketime dayalı ekonomiyi, ihracata ve üretime dayalı hale getirmektir ki, asıl iş sahibi yapacak yöntem de bu olmalıdır. İhraç etmek ve ihtiyaçlar için üreten bir ekonomi dış ticaret acığımızı da azaltacaktır, işsizliğimizi de…
3- Emekli çalılşanların zorlaştırılması, buna engellenmesi de diyebiliriz, emekli olduktan sonra çalışılması zorlaştırılsın, sigorta maliyetinden kurtulma derdinde olan uyanık patronlara karşı emekli çalışanlardan sigorta oranı kadar işsizlik fonu üçreti kesilsin işsizlere para aktarılmış olsun…
4- Kamu kuruluşların da emekliliği gelmiş kişilerin emekliye sevk edilmesi artık zorunlu hale gelmiştir, emekliliğini dolduran 5 yılını geçmiş olanların konumlarına bakılmamak üzere emekliliğe sevkinin yasallaştırılması ve buradan dogacak istisdamın gençleri işsizlikden kurtaracağını düşünüyor ve Çalışma bakanlığımız, Maliye bakanlığımız, İçişleri bakanlıklarımız olmak üzere bu düşünceleri kendilerine saygıyla sunuyor, gençlerimizin işsiz kalmamasını diliyorum….
Kaynak. Güngör Uras > Olayların içinden > guras@milliyet.com.tr
|