H.Z. MUHAMMED
20 Nisan 571 Tarihinde doğmuş, hayatını sıkıntılı bir şekilde yaşamış, bütün sıkıntıları sabırla, dürüstlükle, ahlakla yaşayarak aşmış ve 40 yaşına geldiğinde ise Allah tarafından peygamberliği bildirilmiştir.
Şüphesiz, seni biz, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik". Fetih-8
Peygamberliği döneminde, bize Allah’tan gelen vahiyleri eksiksiz ulaştırmış, ulaştırmakla kalmamış kendisi yaşamış ve bizlere örnek olmuştur.
O ahlakıyla örnek olmuş, o adaletiyle örnek olmuş, o merhametiyle örnek olmuş bizden de vahiye göre yaşamamızı, kendi önerilerini ve yaşadıklarını örnek almamızı istemiştir. Buları biz huzur ve barış içinde yaşayalım ve ahretimizi de burada yaşadıklarımızla kazanalım diye bizi uyarmış, önerilerde bulunmuş ve mücadele etmiştir.
Bizlere malınızın zekâtını verin ki, malınızı koruyasınız dedin, biz maldan vazgeçemedik, iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız dedin, biz sevmeyi bırak birbirimizin canına kıydık. Seni dinlemedik zararını gördük efendim, Allah dan bizleri ıslah etmesi için dua ediyoruz, sendende bizim içi dua etmeni bekliyoruz efendim.
Bize, canlarınız, namusunuz, mallarınız mukaddestir dedin, biz saygı gösteremedik, faizi Allahın emriyle yasak olduğunu bize anlattın, sizi dinlemedik biz ve devletimiz dahil borç ve faiz girdabına düştük efendim.
Kan davalarını kaldırdın, senin uyarından 1400 yıl geçmesine rağmen, faiz yemeye, vermeye ve kan akıtarak kan davalarına devam ettik efendim.
Kadınlarınızı gözetin, koruyun kollayın dedin, biz içgüdülerimize yenildik senin uyarılarına kulağımızı tıkadık efendim.
Müminler beni iyi dinleyin ve belleyin dedin, Rabbiniz birdir, atalarımızda Âdem ve Havadır birdir, atalarımızda topraktan yaratılmıştır, bütün müminler kardeştir dedin, bu nedenle soy sop üstünlüğü yoktur dedin, biz soyumuzla sopumuzla övünerek birliğimize zarar verdik efendim.
Kendi rızasıyla vermedikçe, başkalarının hakkına el uzatmak helal değildir dedin, biz her türlü haksızlığı kendimizde hak gördük, efendim.
Üzerinizde nefsinizin de hakkı var, nefsinize de zulmetmeyin dedin, biz bir bölümümüz nefsin kontrolüne girdik, bir bölümümüzde nefsi yok saydık ona zulüm ettik efendim.
Bize iki emanet bıraktığını söyledin, birincisi Allahın kitabı Kuran, ikincisi benim sünnetlerim dedin, bu ikisini de anlayıp layıkıyla temsil edemedik efendim.
Bize, günahtan uzak durmak için Allah’tan korkun, iyi ve güzel şeyler yaparak Allahın sevgisine layık olun, Allah’ı sevin dedin. Namazınızı kılın, orucunuzu tutun, zekâtınızı verin, doğruluk, dürüstlük, adalet içinde emredenlere itaat edin dedin, biz senin söylediklerini yerine getiremedik efendim, yinede bizi affetmeni ve bizim üzerimizden şefaatini eksik etmemeni bekliyoruz efendim.
Allahın ve senin affından ümit kesilmez ümidimizi kesmiyoruz efendim.
PEYGAMBER ( Diyanet dini kavramlar sözlüğü)
Peygamber kelimesi, Farsça kökenli olup "haberci", yani "Allah'tan haber getiren demektir. Dilimizde bu kelimeyi "elçi" sözü karşılamaktadır. Yüce Allah'ın lütfunun ve rahmetinin bir sonucu olarak, beşeriyete O'nun ülûhiyetini tanıtmak, insanları hakka irşad etmek ve kemale ulaştırmak için kendi içlerinden peygamber seçip göndermesi son derece uygundur. Bu durum akl-ı selime de aykırı değildir. Zira Allah insanları kendisine ibadet etmek için yarattığını açıklamıştır: "Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." (Zâriyât, 51/56) O halde insanların Allah'a nasıl ibadet ve itaat edecekleri hususunda rehberlik yapmak üzere kendi içlerinden bir peygamber seçilmesi kadar tabiî bir şey olamaz. Peygamberlik Allah vergisidir. Çok çalışmakla elde edilemez. İmam Gazzalî insanların peygamberlere olan ihtiyacını hastaların doktorlara olan ihtiyacına benzetmiştir. Şu kadar ki tıbbın doğruluğu tecrübe ile, peygamberlerin doğruluğu ise, Allah'ın görevlendirmesi ve bu görevlendirilenin mucize izhar etmesiyle bilinir.
Hz. Adem'den Hz. Muhammed (a.s.)'a kadar insanlara gönderilen peygamber sayısında ihtilaf olmakla beraber bazı kaynaklarda 124 bin olduğu bildirilmiştir. Bunlardan 25 tanesinin ismi Kur'ân'da zikredilmektedir. Bunlar; Hz. Âdem, Hz. İdris, Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. Sâlih, Hz. İbrahim, Hz. Lut, Hz. İsmail, Hz. İshak, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Eyyub, Hz. Şuayb, Hz. Musa, Hz. Harun, Hz. Davut, Hz. Süleyman, Hz. İlyas, Hz.Elyesa', Hz. Zülkifl, Hz. Yunus, Hz. Zekeriyya, Hz. Yahya, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'dir. Ayrıca Kur'ân'da haklarında bilgi verilen Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn adlarında üç kişinin de peygamber olup olmadıkları İslâm âlimleri arasında tartışmalıdır. Peygamberlerin görevlerini tam anlamıyla yerine getirmeleri ve gönderildikleri kavimler üzerinde güven telkin etmeleri için beş önemli sıfatları vardır. Bunlar; sıdk, emanet, tebliğ, fetanet, ismettir.
Kaynaklar: Kuranı Kerim
Veda hutbesi
Hadisler
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
|