ANAYASA DEGİŞİKLİĞİ ve TOPLUMSAL SÖZLEŞME YAPILIŞI
Şimdilerde bu konu tartışılıyor tartışılmazken bizim bu konuda bilgimiz olmalıdır değil mi, biz hukukcumuyuz ki bilgimiz olmalıdır diyenler haklıdır… Ama hukuki bir konuda seçim yapacağız, bilmeden seçim yapamayacağımıza göre yaptığımız seçimlerin neler getireceğini bileceğiz, 2010 referandumunda da aynısı oldu bizi gazladılar, vesayetten kurtulma gazıydı ne oldu, nasıl bir belya tosladığımızı 15 Temmuz da anladık, Allah yardım etti, Millet darbe girişimine direndi demokrasiyi kurtardı… Güçü bir yerde toplamanın yanlışıydı, demokrasilerde güç dağıtılır kuralını unuttuk başımıza bu geldi… İşte bu nedenlerle hangi kurallarla sözleşme yapılacak onu bileceğiz, bilmiyorsak siyasetin etkisinde kalmamış, sadece kendi siyasal grubunun hukukunu gözeten değil toplumu kucaklayan bir hakkaniyet içinde olanları, kör siyasi taraf olmamış hukukçuları dinleyeceğiz, az da olsa her grubun içinde şükür ki varlar… Sözleşme nedir, ana konumuz budur…
Sözleşme tarafların sözlerin de anlaştıkları ilklerin yazılı hale getirilmesidir, bu Anayasa sözleşmesin de tarafalar kimdir? Önce kim kime söz verecek, ben bu yazdığımız ilkelere uygun davracagım diye devletle vatandaş arasında bir sözleşmedir Anayasa… O zaman devlet burada yazılan kurallara uyacak vatandaş da burada yazılı kurallara uyacak… Vatandaş nasıl söz verecek referanduma sunulacak diyelim %55 le evet dendi geriye kalan %45 rıza göstermemiş olacak, bu demektir ki ben bu kurallara uymayacağım… Onaylayanlarda diyecek ki kuzu kuzu uyacaksın uyacağım, uymayacağım derken devlet bu onaylamayan ve uymak istemeyenleri zorla bu kurallara uyduracak.. Ne olacak çatışma, bu çatışmaları siyaset mecliste çözmezse sokağa taşacak, çatışma büyüyecek ve devlet gücüyle bu çatışma bastırılacak… Bitecek mi, bastırdığımızı sandığımız grup bizim güçsüzlüğümüzü bekleyecek, dışardan kışkırtmacıların tuzagına düşecek, kendine kurtarıcı arayacak, neden rıza göstermediği kurallara uymasına zorlandığı için…. Biraz olumsuz oldu ama anlaşmaya dayanmayan sözleşmeler bunlara neden olabilirler. Ayrıca sözleşmenin meşruluğu da tartışılır duruma düşer, biz bir parti tüzüğü yapmıyoruz, bir il, ilçe yöneticimize genelge yayınlamıyoruz… Toplumsal sözleşme yapıyoruz ve bunun örnekleri dünyada var, Mesela Medine vesikası böyle bir sözleşme, Mağma karta böyle bir sözleşmedir, ABD anayasası böyle bir sözleşme, bu Anayasa kuzeyli güneyli savaşının sonucu yapılmıştır… Yani sorunu ortadan kaldırmıştır, soruna neden olmamıştır, toplumsal sözleşmeler meşruiyetini karşılıklı rızaya dayandırmak durumundadırlar.. Burada dikkat edilecek hususlar ise şunlardır…
Devlet acısından sistemin temel dinamiklerine dikkat etmek gerekir, bizim sistemin temel dinamiklerinden biri demokrasi, demokrasinin de temel dinamiği güçler ayrılığı ve seçimler olmasıysa ikincisi laik olmasıdır, laiklikte devletin inanç gruplarına mesafeli durması demektir, yani bir inanç grubunun devleti değil tüm vatandaşların devleti olması demektir… Başka kurucu ilkeleri dikkate almak gerekir, başka devlet biz ne istersek onu yapar, devletin görevi bizi korumak bizim adımıza bizim işlerimizi yapmaktır.. Vatandaş acısından burada biraz sorun görünmektedir, sözleşmeyi hazırlayan taraflar sözleşememektedir. Bunun nedeni de vatandaşların temsilcileri olan siyasetçiler uzlaşmamakta, bu durum vatandaşa yansımaktadır… Vatandaşlar, sözleşme ilkelerinde ne istediklerini temsilciler aracılığıyla belirtmektedirler… Ben bir defa bazı vatandaşlarla temsilcileri arasında kopukluk olduğunu düşünüyorum.. Nedeni seçim yönteminde gizli, biz temsilcimizi kendimiz seçmiyoruz ki, parti bizim adımıza bir temsilci seçiyor, bu temsilcileri çoğu zaman biz tanımıyoruz bile, bazen öyle temsilciye tanık oluyoruz ki şehre yabancı biri bile bir şehre, bölgeye temsilci olabiliyor… Neyse bunlar alt konular… Konumuz sözleşmemiz, nasıl yapacağız da hepimizin içine sinecek yaptığımız sözleşme, evet zurnanın zırt dediği yer burası…
Önce, bu ülkede yaşayan her vatandaşın bu ülkenin eşit vatandaşı olduğunu kabul edeceğiz, bir birimizi tanıyacağız, biz birimize saygı duyacağız, birbirimizi dinleyeceğiz birbirimizle uzlaşma çabası içinde olacağız, anlaşacağız bu anlaşma da, sözleşmeye yansıyacak.. Böylemi oluyor, yok, işte bu noktada muhalefeti dinlemek lazım diye düşünüyorum, ne diyor bu adamlar, kaygıları nedir, neden hayır diyorlar? Çünkü bizim yaptığımız sözleşme onlarıda bağlayacak değil mi, tabiki biz kira kontratı yapmıyoruz ki, adı toplumsal sözleşmedir anayasaların, yani toplumdaki grupların bir arada yaşama sözleşmesidir anayasa, meşruiyetini de bir arada yaşayan grupların rızasından alır… Başka nerden alır hukukiliğinden alır, bu demektir ki bu anayasa ahlak ve adalete neden olacaktır.. Evet, yaptığımız sözleşmeler bizim hakkımızı korurken onunda hakkını korumak zorundadır, yoksa adil olmayacaktır. Kişisel sözleşmeler bile tarafların rızasına dayanır, oysaki toplumsal sözleşmeler daha bir titizlikle yapılmalıdır, çünkü uzun vade bir sözleşme olacaktır… Bunlar düşünülerek yapılması önerilir, olsun istenir, bizde siyaset gelenek halini almış uzlaşmaya degil dayatmaya yönelik bir siyasal kültür oluşmuş… Hatta sen karşıdaki gibi düşünmediğin için hain bile sayılabiliyorsun, İlginç, işimize gelince demokrat, işimize gelmeyince otoriter olan bir toplumsal siyasi kültürümüz oluşmuş, bunu aşmak zorundayız… Bu hastalık ne yazık ki her gurupta az çok var, hani bir türkümüz var ya karakolda doğru söyler Recep, mahkemede şaşar Recep, bizim siyasilerde muhalefetteyken hak, hukuk adil düzen demokrasi, insan hakları der, iktidarda şaşarlar… Allah şaşırtmasın hadi hayırlısıyla, Akla, Ahlaka, Adalete, İnanç ve Düşünce Özgürlüklerine Karşılıklı Saygıya Dayalı Bir Anayasa yapalım diyelim ve dileyelim bu uzlaşmayla toplumsal sözleşmeyle sorunlarımız aşılır umuduyla, selam ve saygılarımla…
Fikri Adil – 22.1.17 -- vatandasfikri.com
Kavramsal anlamlar
1- Anayasa Hukuki olarak Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasalardır.
2- Sözleşmek : Hukuki sonuç doğurmak amacıyla iki veya daha çok kişinin, kuruluşun karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla gerçekleşen işlem, bağıt, akit, mukavele, kontrat gibi, örneğin, Anayasa, her şeyden önce bütün vatandaşların uymak zorunda olduğu bir toplum sözleşmesidir.” -N. Cumalı. 3. Bu işlemi gösteren belge, mukavelename.
Contract: İki ya da daha çok kişinin bir şeyi yapmak ya da yapmamak üzere aralarında anlaşmalarını dile getiren bağlayıcı uzlaşmadır.
3- Toplum Sözleşmesi: J. J. Rousseau'nun temel kavramı. İnsanların bir toplum kurmak, özgürlüğü ve eşitliği herkese sağlamak için, özgürlüğü genel istence aktarmak üzere kendi istekleriyle uzlaşmalarıyla ortaya çıkan kurallardır.
|