AYDINLATAN (Aydın)
Karanlık aydınlık hepimizin bildiği ve yine hepimizin aydınlığı tercih ettiği bir durumdur, aydınlığa ne, kim nasıl neden olur ortamı, bizi aydınlatır, aydınlatanlarımız nedir, kimdir? Aydınlatanlar gerçekten de aydınlatan mıdır, yeteri kadar aydınlatan mıdır? Biraz aydınlatanlarımızı sorgulayalım mı?
Aydınlatan karanlığı ise Işıktır, düşünceyi ise akıldır, bilgidir, bilimdir, Aydındır, Aydın denmesinin nedeni, düşünsel aydınlıklara neden olan aydınlatan olmasındandır. Geceyi aydınlatan ışık, toplumun, kişilerin düşüncesini aydınlatan, hayata nitelik katan ise aydın, düşünür, filozof, entelektüel, alim, münevverdir. Düşünsel dünyamızın dehlizlerini onlar aydınlatır, köhnemişlerin yerine yeni düşüneler ortaya çıkarırlar bizde bu düşünleri alır eskilerin yerine koyarız, böylece bize, topluma, insanlığa katkı sunarlar.
Bir insanın, bir kaynağın aydın olabilmesi için ışık yayması, karanlıkları aydınlatması gerek, nasıl ki sokak lambaları gece karanlığında sokakları aydınlatıyorsa, bizim düşünce sokaklarımızı da başka bir ışık beyin, akıl, gönül ışığı aydınlatır/aydınlatmalıdır..
Aydınlatan olmak kolay değildir, önce kendi ışığının bir enerji kaynağı olacak değil mi, bu kaynak ilk önce aydınlatanı, aydınlatacak, sonrada aydınlatan, çevreyi.. Bu şekil de bir aydın topluma, insanlığa karşı sorumluluk duyar, insanını ülkesini, ülkesinin, doğasını sever. Onun aydınlatma enerjinin kaynakları insan, varlık bilgi sevgisidir… Onun etkilendiği bağlandığı değerler, onun aydınlık kaynaklarıdır. Bunlar, Adalet, Ahlak, doğruluk ve sorumluluğunun gereği hep gerçekleri savunmaktır. O yanlışa yanlış deme iradesini, şartlar olumluda, olumsuzda olsa gösterir. Herkes aman şu akrabamdır, aman bu bizim kabiledendir, aman şu bizim partidendir diyerek, kendi topluluklarının hatalarını, yalan/yanlışlarını görmezlikten gelirken, herkes gerçekler karşısında sus pus iken O, bir hatayı, yanlışı fark etmişse tek başına da olsa toplumunu uyarır ve en gür sesiyle yapana da, yanlışlardan dolayı zarar görenlere de bu yanlıştır der. İşte böyle aydınlatanlar dostlar başına… İşte aydınlatanların amacı gerçeğe adalete ulaşmaktır, aydınlatanlar gerçeklerle toplumlarını aydınlatırlar… Biri haklıysa karşıdakinin gücüne konumuna bakmaz, haklının yanında yer alır, haksızdan hakkı, haklıya teslim etmeye çalışır. Başarı ve başarısızlıkla ilgilenmez, başaramazsa da hakkın, hukukun tecelli etmesi için mücadele eder. Bu mücadele aydınlığın gerçekleriyle aydınlanmış, aydınlatma sevdalılarının gerçeğe, hakikate inananların mücadelesidir.
Aydın numarası yapanlar ara sıra çıksa da aydınlatmaya neden olacak ışıkları olmadığı için, çok kısa sürede anlaşılır, her şeyin rolü yapılır ama Aydın, Aydınlatan rolü yapılamaz. Bazen de toplumlar aydınları değil, aydın rolü yapmaya çalışan şarlatanları dinler ki, aydına, aydınlatana en büyük ihanettir, o karanlığın körlüğünde toplumunu aydınlatmış ama, toplumu karanlık davetçilerinin davetlerine uyarak aydınlığa ihanet emiştir. Üzülür ama nefret etmez o imkanlarının el verdiği en yüksek sesle, ışıkla aydınlatan olmaya devam eder… O karanlığın büyüklüğüne küçüklüğüne bakmaz, ışığını yakar, görevinin gereğini yapar.
Bazıları, karanlık sevicileri, hokkabazları, şarlatanları topluma aydın diye sunarlar, kafa karışıklığı yaratılarak toplumun bunları aydın sanması sağlanmaya çalışırlar… Aydınlatan bunlarla da mücadele eder, gerçek aydınlığın ne olduğunu kaynağının ne olduğunu, bunları yayamaya çalışan gerçek aydınlatanın kim olduğunu, yani kendilerini de istemeye, istemeye bazen anlatmak zorunda kalabilirler ve anlatırlar… Burada kim aydınlığa davet ediyor, kim karanlığa onu ayırmak biraz da biz vatandaşlara düşmektedir. Aydın aydınlığın göstereceği gerçekleri gizlemeye çalışan herkesle, cesaretle mücadele eder… Bizde onlara toplumumuz adına teşekkür ederiz…
Bu mücadeleler anın da aydınlatan üzülür, canı yanar, kırılır ama her şeye rağmen, bir şeye devam eder oda aydınlatan olmaya… biz toplum olarak bu aydınları, aydınlatanları takip ettikçe, aydınlık geleceğe doğru hızlı adımlarla ilerleriz… Ama tersini yaparsak da karanlığın derinliklerin de kayboluruz… Bizim yönümü nereye? Selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil --- Mart 16 – www.vatandasfikri .com
|