MÜSLÜMAN TOPLUMLARDA ÇATIŞMA KAYNAKLARI
(Meshep, İktidar Dayatması, Aşiretcilik ve Yok Sayma)
İnsanların birbirleriyle çatışma nedenlerine baktığımız da, toprak, din, iktidar ve karşılıklı yok sayışlara dayalı adaletsizlikler olduğunu görüyoruz.. Bunu son zamanlarda en çok Müslüman toplumlarda, ülkelerde yaşanıyor… Bunun nedenleri üzerine biraz durmak gerekirse ki gerekir bizde bir Müslüman toplumuz bu çatışma potansiyelini içimizde barındırıyoruz, bizim çatışmalarımızın siyasi seviyede kalmasının iki nedeni vardır, biri demokrasiyle iktidarı devretme ve devralmayı siyasal bir sistem haline getirmiş oluşumuz, iki vatandaşlık esaslarına dayalı olarak devletin nispeten laik bir anlayışla örgütlenmesidir.. Bazı sorunlar olmasına rağmen, diğer Müslüman toplumlara göre çok, çok iyi oluşumuzun nedenlerini ben buraya bağlıyorum… Genel olarak diger Müslüman toplumlara bakmadan biraz bize bakacak olursak, siyasette sürekli bir çatışmacı dil kullanıyoruz ve toplum karşılıklı geriliyor… Bir bölüm partiler kültürel olguları aşırı kullanarak taraftar devşiriyor ve dayandığı sosyolojik tabanın genişliğinden dolayı sürekli iktidar oluyor… Örneğin, son70 yıldır aynı sosyolojik taban iktidarda olduğu görülüyor.. Siyasetle kültür bu kadar iç içe girerse, meshepler, etnik köken siyaseti bu kadar etkilerse, her partiye oy veren siyasal, ekonomik, bilimsel argümanlarla değil sadece meshep ve soy aidiyeti üzerine tercih yaparsa uzlaştırması gereken siyaset toplumu böler ve gerer… Bu gerginliklerin bir adım ilerisi fitnedir, dikkat etmek gerekir… Diger Müslüman ülkelerin düştüğü tuzağa düşeriz, kamu bürokrasisi ağırlık olarak bir cemaatten veya meshep mensuplarından seçilir, kamu ihaleleri yine aynı cemaatten ve meshep mensupları tarafından alınırsa.. Bunun dışında kalanlar kendilerine haksızlık yapıldığını düşünürler, iktidarın değişme ihtimalide ortadan kalkarsa, iktidara gelen gruplar diğer meshep ve etnik grupları yok sayarsa çatışma kaçınılmaz olur… Dilerim politika belirleyicisi kişiler ve kurullar bunları dikkate alır, alıyordur… Bunlara dayalı başka Müslüman toplumların yaşadığı sorunları yaşamayız…
Diger Müslüman toplumlara baktığımız da iktidarların demokratik seçimlerle devri mümkün görünmemektedir, Devletin yapılanması bir meshebin veya grubun, aşiretin, dini yorumuna, anlayışına göre temellenmiş diğer grupların anlayışını yok saymakta ve onlardan topladıkları vergilerle onlara baskı yapan bir devlet anlayışı haline gelmiştir, gelmektedir.. Yemen deki çatışmanın nedenleri üzerine duralım mı, yok Libya daki çatışmanın nedenleri üzerine duralım mı, Mısır, Duruldu mu, bir grubun anlayışı yok sayılarak bastırıldı mı, bastırdığımız şey iler basınç patlamasıyla gün yüzüne çıkacak mı, Afganistan da çatışmalar neden durulmaz, Şimdiler de aynı çatışmaların Türki Cumhuriyetlerinde olmasını kaygılanarak bekliyorum, nedenime gelince ekonomik olarak zor durumda olan bu ülkelerde bazı mesheplerin ve tahrikatlerin derinden derine örgütlendiklerini ve devleti ele geçirme planları yaptıklarını duyuyorum… Burada karşılıklı çatışacak bu yeni yapılanmalara direnecek gruplar olduğunu ve Rusya’nın da bu grupları izlediğini, örgütleyeceğini düşünüyorum, Müslüman ülkelerin başına gelenler Müslüman Türklerin de başına geleceğinden endişeleniyorum… Bunlardan kurtulmanın yolu, vatandaşlık esaslarına dayalı, demokratik hukuk düzeni içinde insan hak ve özgürlüklerine saygılı, vatandaş esaslarına dayalı adil devletlerin oluşturmasıyla aşılacak sorunlar olduğunu düşünüyorum… Adil devlet olmadığında, sadece bir gruba veya bir kavme karşı sorumlu olduğunu düşünen devlet yapılanmaları olduğun da, çatışmaların kaçınılmaz olacağını ben öngörebiliyorum, çatışmaların nedenlerinin bunlar olduğunu görebiliyorum, dilerim Müslüman ülke yöneticileri, düşünürleri halkları da bu sorunları görürler, görenleri ülkelerinden sürmez dinlerler. Devletin meshep ve iktidar dayatmasından vaz geçerler, adil bir devlet düzenini ortak yorumlar ve sözleşmeler üzere kurarak çatışmalardan kurtulurlar… Şimdi buraya kadar yazdığım yazı için bazılarının şöyle dediğini duyar gibiyim… Ya burada emperyalist güçler nerede… Evet haklısınız, evet haksızsınız neden? Haklısınız emperyal devletler burada çatışmada taraf olurlar ve çatışmayı körüklerler ama çatışma nedeni bu değildir, yukarda saydığım nedenlere dayalı olarak bu bir sonuçtur… Biz bu neden sonuç ilişkisini çok kuramıyoruz ve bu nedenle hep başkalarını suçlayarak kendimizi suçsuz ilan ediyoruz… Emperyalistler(Etkin Devletler) operasyon yapıyor derken biz acaba kendimizi operasyona acık bırakarak onlara kapı acıyoruz olmayalım? Olabilir mi? Üzerine düşünün, düşünelim, sen ortamı aşırı dini yorumlarınla ger, sen toplumun da iktidarı devredecek bir sistem oluşturma, sürekli aynı grup iktidarda olsun ve iktidar nimetlerinden sonuna kadar onlar yararlansın, üstüne üstelik de senden olmayanları yok say, ortamı çatışmaya ve çatışan tarafları istismara acık hale getir ve bundan yararlanan emperyal devletleri suçla… Bu arada da kendimiz suçlu değiliz, kutsal cihad yapıyoruz, kime karşı kendi ülkemizin vatandaşlarına, dindaşlarımıza karşı, bunu yemezler diyeceğim ama yiyenler çok olduğu için Allah, Müslümanlara akıl, fikir versin, bu fitneden kurtarsın, kurtulsunlar… Bizim ve diğer Türk Cumhuriyetlerinin de başına gelmesin dilerim… Selam ve sayılarımla…
Fikri Adil --- 11.2.17 --- vatandasfikei.com
|