İNSANIN, FİRENİ NEDİR?
(Frensiz İnsanlar)
Hayatın içinde ister makineler, ister biz insanlar bazen hızlı, bazen yavaş hareket etmemiz, bazen durmamız gerekir… Bunu makinelerde firen sistemi yaparken bizde bu nedir? İradedir, irade neye dayanır, akıl yoluyla, bilgiye, bilmeye, duygu ve düşünceye dayanır, bunları bize kim verir? Bilgi kaynakları, bunlar nedir, Akılla okuduğumuz Dindir, Felsefedir… Dini de Felsefeyi de akıl aracılığıyla anlarız, yani akıl ve irade bize nerede hareket edilecek, nerede durulacak inançlar, düşünceler vererek bizi yanlışta durduracak, doğruda hareket ettirecektir… Kötülük yolunda firenimizle duruyor, İyi yolunda hareket, edebiliyormuyuz? Bu çok, hem de çok tartışılır… İyi nedir, iyilik nedir, kötü nedir, kötülük nedir düşünmez ve bu konularda iyiliği yapmayı, kötülüğü yapmamayı amaç edinmemişsek, bunlar üzere iradeyle karar almazsak… Biz bu eksikliklerin nedenini akıl yoluyla, bilgiyi anlayarak, bilmek için merak, araştırma eksikliğine dayalı, bilinçli, uyanık zihinle karşılaştığımız durumları sorgulamamaya bağlıyoruz… Yani biz ne için hareket edecek, ne için duracağız, bunu genel bilgi ve davranış haline getiremiyorsak!!! Hem bizi, hem de birlikte yaşadıklarımızı firenle durmamız gereken yanlışları yaparak, istençle, istekle yapmamız gereken iyilikleri yapmazsak sıkıntılar, üzüntüler, büyük günahlardan olan kötülük, mutsuzluk, zulüm bizi bekliyor demektir… Biz bize kötü durumlar için firen olacak, iyi seçilerle hayatı güzelleştirecek iradeyi, aklımızla, bilmeye çalışalım mı?
İrade: Kendi edindiği bilgi ve tecrübelerine dayalı olarak, bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenci, özgürlüğüdür... İnsanın kendi duygusal, düşünsel, inançsal, İstençleridir.. Kişinin kendine yap, yapma buyruğudur…
Fren: Herhangi bir makinenin, taşıtın hızını kesmeye veya onu durdurmaya yarayan mekanizmanın ortak adıdır: İradenin felsefe yoluyla açıklamasına bakmazsak, bu irade iş yarım kalır… Bana göre hayat zaten bir sentezdir, inanç, varsayı, düşünce, duygu, akıl, bilgi, söz, yazı, fizik, metafizik, doga, çevre, imar, üretim, tüketim, irade, iradesizlik, madde, maneviyat gibi olgular üzerine iyi sentezler yaparsak daha iyi yaşarız umudum var… İradeye felsefeciler genelde istenç derlermiş, istence bakalım mı?
İstenç : İnsanın kendi aklına dayalı olarak, araştırmasına, bilgisine, sorgulamasına dayalı olarak edindiği inanç ve düşüncesine dayalı içsel/dışsal itici/durdurucu gücüdür…. Bu yapabilme gücü mutlaka özgürlüğü de içinde bulundurmalıdır. Bunun içindir ki bu durum insanda bir bilgiye dayalı bilinç seviyesiyle ortaya çıkarsa istenilen olumlu sonuçlar alınabilir… İnsan yapmama, itencinide içinde barındıran bir canlıdır, yani iradesi, istenci böyle doğar… Yapmama hakkı yoksa irade nasıl olur? İnsan dindiği bilgileri kendi tasarımları ve görüşleri haline getirerek üzerinde bilinçli bir şekil de düşünüp bunları davranış olarak hayatına taşımasına dayalı olarak ortaya çıkan… İyi, kötü, güzel, çirkin, doğru, yanlış, olumlu, olumsuz seçenekleri arasında akılla, bilgiyle, iradeyle özgürce seçerek veya zarar vermesi ve görmesini düşünerek seçmeme tavrı alarak eyleme, karar verme yeteneğine irade dersek, bunun bilincinde olursak daha çok sorgulayarak yaşarız… Duygu ve eğilimlerle değil, aklın edindiği bilmeye dayalı, isteme ile usa uygun bir idea, ülkü, amaç koyma yeteneği; isteme ve eylemleri usla belirleme gücü. İstenilmiş olanı gerçekleştirmeğe karar verme ve yerine getirme gücü ile ortaya çıkar irade… Kişisel, toplumsal veya dogal yaşamın için de özgür, ussal bir özle kendini bilinçli olarak gerçekleştirme potansiyelini kullanma gücüne irade dediğimizde, iradenin önemini sanırım daha iyi iyi anlamış olacağız… Son olarak irademizin kaynakları üzerine düşünerek yazıya son verelim ama düşünmeye devam edelim mi?
İradenin akıl, bilgi, düşünce, inanç dışında önemli iki ayağı daha var biri özgürlük, diğeri sorumluluk, evet özgürce, kendi kanaatine dayanarak bir işi, bir hareketi yapmıyorsak, bundan sorumlumuyuz? Günay ve suç nasıl doğar? Nasıl ki biri bizi, yalan, yanlış, bizi kullanıma acık bilgilerle, oluşturduğu zihinsel kontrole dayalı oluşturulan inanç ve düşünceyle, yada zorla bir işi, bir seçimi yaptırıyorsa… Bu iş yasal zorunlulukla emir komuta zinciri içinde yapılıyorsa, burada irade zafiyeti, hatta irade yokluğu var demektir… Dolaylı emir ve kararlarda bizim sorumluluğumuz otomatikman ikinci ve üçüncü sıraya düşecektir… Bu nedenledir ki önce aklımızı, sonra bilgi kaynağımızı, bunlara dayalı irademizi kesinlikle kendi kontrolümüzde tutmalıyız ki… Olacak kötülüklere karşı irade sergileyebilelim… İrademiz yapmama firenimiz olsun, iyi olacakları ise daha bir hevesle, amaçla iradeyle yapalım ki hayat güzelliklerle, iyiliklerle dolsun… Daha iyi yaşamak, daha mutlu yaşamak dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil --- 24.7.18. --- vatandasfikri.com
Kaynak : http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5b56bfe4ba9962.59833575
|