KENDİ ÇIKARDIĞIMIZ SORUNLAR
Bu toplum, bizim toplumumuz, bu toplumun sorunu bizim sorunumuz, içinde yaşadığımız toplumun sorun çözme yetenegini, sorun çıkarma becerisi bastırırsa, çözülemeyen sorunlar bizi yormaya başlar ki hayat bizim için çekilmez olur… San ki son zamanlar da bizim toplum da bir sorun çıkarma modası başladı gibime geliyor, ne dersiniz…
Bu sorunların bir bölümü hayatın getirdiği bir bölümü ise kendimizin kendimize çıkardığımız sorunlardır. Kendi çıkardığımız sorunlar biraz düşünsek, çıkarılma aşamasın da önlenebilir, hayatın çıkardığı sorunlar ise öngörülerimizin gelişmesiyle en azından bir bölümü tebbirlerle önlenebilecek sorunlardır. Bu iki tip sorun da ya önlenebilir, ya da daha büyümeden çözülebilir. Sorunlarımızı başka aşma yolu ise ortak düşünce, ruh, irade ve sabırla sorunları karşılar üstesinden gelebiliriz. Atalarımız bunun örneklerini bize bırakmışlar, tarihimiz bu örneklerle doludur.
Sorun çıkar, çıkardığın sorunları çözüyormuş gibi yap, toplumsal sorunlara karşı da deve kuşu taktiğine yat… Fikri Adil
Bu düşünce kırıntısı, bize sorunların kaynagının kişiler mi, biz mi, hayat mı ve nasıl çözeriz üzerine düşünmemize ışık tutma cabasıdır. Çok zaman görürüz kendi çıkardığımız sorunlarla boğuşuruz.
Toplum olarak çok severiz, çokta kırarız, kırmalarımıza dayanamayan sevdiğimiz bizi terk eder, işte ayrılık sorunu…
Gelirimiz bellidir, biz gelirimizin çok üzerin de harcamalar yaparak yaşarız, sonuçda borçlanırız ve bu borçlar biz de ekonomik sorunlara neden olur. Aslında ihtiyaçlarla, istekleri, isteklerle lüksü ayırt edebilsek çok harcamak, borçlanmak zorunda kalmayacağız…(asgari üçretliler hariç)
Anna ve baba çocuk arasında yaşanılan sorunlar da öyle çocuk hayatımıza girer. Biz onu korumak maksadıyla ona hep dur deriz, bu bizim edindiğimiz tercülerimize dayalı durdurmalardır, çogu çocuga anlamsız gelir. Artık bıkan çocuk grnç olmuştur, önemli sorunlara gebe durma noktalarında da dur dediğimiz de bizim durlarımıza durmamakla cevap verecekdir çocuklarımız. İşte kuşaklar arası çatışma sorunu…
Hepimiz biliriz ki evdeki tatilatların, onarımların çogu zaruri degildir, yaşanılan ortamı daha çok iyileştirmeye yöneliktir. Zaruri olan aynı zaman da ihtiyaçtır ve konut işinde ihtiyaç, amaç barınaktır, barınmaktır. Luzumsuz tdilatlara harcadığımız paraları vr o tadilat anların yaşadığımız sıkıntıları düşünsenize…
Araba işinde yine aynı sorunlarlar karşılaşırız, arabanın temel amacı ulaşımdır, biz ulaşım aracını tutup da, hava atma aracına cevirsek, bu istek ya da lükstür…
Lüks, çok zaman içinde başkalarının haklarını barındıran insanlığın baş belasıdır. Fikri Adil
Çevresel sorunların tetitkleyicisi ise dogadan onun varoluşuna saygı sınırlarını aşacak şekil de, zarar vererek yararlanmaktır. Doga için önemli olan her şey, bizim için önemli olduğunu unutarak, havanın, suyun, topragın dogal yapısını bozacak kadar kirlettmemiz sonucu çıkardığımız sorunları düşünelim… Bu çevre sorunların da geri dönülemeyecek kadar dogaya vermemizin, bize de zarar veremek olduğunu unutmadan önlemler alalım ki sorunlar büyümeden önlenebilsin, daha az zararla çevre sorunları aşılsın…
Burada ki aşamalar her sorun da aynıdır, ekonomik sorunlar da, duygusal sorunlar da, sağlık sorunların da, çevre sorunları da başkaca toplumsal sorunlar da erken teşhiş, erken tedaviye başlamak demektir hepimiz biliriz… “Zararın neresinden dönersek kardır” atasözü erken teşhiş için söylenmiş sözdür. Erken teşhis hastalığın bize çok zarar vermeden tedavinin başlanması demektir, bu da hastalık sorununun daha kolay aşılmasıdır.
Sorunlar hep geliyorum der, nasıl mevsimler ilk haberlerini verir, kıştan önce sonbahar gelirse, nasıl yazdan önce ilkbahar gelir ve bizi kış ve yaz konusunda uyarırsa, sorunlar da ilk işaretleriyle bizi uyarır. Bu uyarılara kulak verirsek sorunlarımızı daha kolaylıkla aşarız, ilk önce kendi çıkaracağımız sorunları çıkartmamak ve arkasında toplumun ve doganın sorunlarına karşı da erken önlemlerle önce soruna neden olmamak, arkasından da önlemlere rağmen çıkan sorunları zaman geçirmeden çözerek yaşamak dilegiyle… Sorunsuz bir yaşam dilerim… Selam ve sevgilerimle….
Fikri Adil – www.vatandasfikri.com- Kasım 13- Ankara
|