|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
İNSAN YAKMAK!!! |
İNSAN YAKMAK!!!
(2 Temmuz, Yürek yangını)
Yakmak insanın en uç gösterecegi vahşiliklerden biri olsa gerek, bunu toplumumuz 2 Temmuz da yaşadı, hem öyle yaşadı ki yüreklerimiz yandı ve bu acıyı hala hissediyoruz… Bu olay da evlatlarını ve sevdiklerini kaybedenler daha yogun hissediyordur.Kim bilir yürekleri nasıl yanıyordur, onu ancak canları yananlar bilir… Dilerim toplumsal hafızamız bu olayı unutmaz, bir daha böyle bir olay yaşanmaz…
Bu olay neden yaşandı derseniz toplumsal sakatlıkların yansımasıdır diyebiliriz… Sağlıklı bir inanış ve düşünüş karşı tarafdakilerin inanışından ve düşünüşünden dolayı kimseyi yakmayı bırakın saldırılmaz, onun düşüncesini ve inancını saygı sınırları için de eleştirilebilir. Bu böyle iken neden bu olaylar yaşanıyor?
İlk ihtimal bana göre fanatik yorumlar, fanatik algılamaların vahşileşerek topluma yansıması diyebiliriz.. Farklı olana yaşam hakkı tanımayan ilkelligin göstergelerinden biridir bu tip olaylar… Bu olayın üzerinden 20 yıldan fazla geçti ama hala canı yananların acısının taze olduğunu görüyoruz… Yakın zamanlar da Arakandan da can yakma haberleri aldık, hepimiz üzüldük yine canımız yandı… Dileriz canlar yakılmaz, canımız yanmaz… Can yakanların sanırım kendilerine güvenleri yok…
Düşüncesinin ve inancının iyiligine, niteliklerine güvenmeyenler, farklı bir inanış ve düşünüş şekliyle karşılaştığın da, kendi inancının ve düşüncesinin yok olacagını düşünerek olsa gerek… Karşı inanç ve düşünce mensublarına saldırıyorlar… Yani düşünce ve inançlarıyla etkilemek yerine saldırarak baskılamayı veya bu olay da olduğu gibi yakarak düşüneni, inananı yok etmeyi seçiyorlar… Bu seçimin kaynagı düşünce ve inancına güvensizliğin verdiği saldırganlıktır diye düşünüyorum…
Yani ben inancıma güvensem, düşünceme güvensem, karşıda ki düşünce ve inançlarımla kıyaslayabilsem, bunu yaparmıyım yok… Demek ki ne kıyaslıyoruz, ne iyi mi kötümü üzerin de durmuyoruz sadece saldırıyoruz… Bu hayra alamet bir durum degildir, farklı yaşayamacaksa, biz de karşımızdakine göre farklı degilmiyizi bile düşünmek toplumsal uyum ve barış yeterli neden degilmidir?
Bu olay üzerinden düşünürsek orada barışcıl bir etkinlik yapmak isteyen kişilere neden bir saldırı olur? Biz demokrasi, Anayasal vatandaşlık, laiklik gibi kavramları toplumsallaşmanın gerekleri ve toplumsal barışın sigortası olarak göremedikce…. Korkarım böyle sorunlar yaşanır…
Böyle sorunların başka bir kaynagı ise yabancı unsurların bizim kendi aramızdaki sorunları büyütmek için müdahaleler de bulundukları kuşkusudur ki, olabilir.. Bu provakatif amaçlı müdahaleler konusunda da uyanık olmalıyız, iç sorunumuzu uluslar arası arenaya taşımamalı ve oralardan gelen müdahaleleleri bizim lehimize bile olsa kabul etmemeliyiz… Onların insan hakları kılıflı müdahalelerine artık karnımız doydu… Bu tuzaga artık düşmeyelim, bunun için yasaları yaparken herkesi kucaklayacak bir şekil de yasa yaparsak, sanırım bu tip sorunlar, olaylar yaşanmaz…
Biz hazırlayacagımız yasaları önce demokratik hukuk devletine yakışıyor mu diye düşünerek hazırlarsak, eşit vatandaşlık esaslı, laik yasalar hazırlar ve bu yasal sınırlar için de, yasalara uyarak karşımızdakinin sınırlarına saygı duyarak kendi sınırlarımıza da saygı duyulmasını bekleyerek toplumsal barışımızı muhafaza edebiliriz…
Bu olay bize ders olsun, unutmayalım ve bunu toplumsal hafızamızda da yaşatarak, bu bilinçle bir daha böyle bir olaya kalkışılması önlenmelidir.. Diger bir önleme yöntemi ise bu tür olaylara karışanların mutlaka yakalanarak cezaya carptırılmalarıdır…
Dilerim toplumumuz böyle bir olay daha yaşamaz, Bu olaylarda canları yananlara sabır, canlarını kaybedenlere de Allah dan rahmet dilerim… Selam ve saygılarımla…
Fikri Adil … Temmuz 15 --- www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|