YAŞAM/ÖLÜM!!
Ölüm, canlılar için kaçınılmaz bir son görünüyor, istesekte istemesekte bu son biz canlıları bekliyor. Bana göre, bizi bu son degil bu sona kadar nasıl yaşadığımız ilgilendiriyor. Nasıl olsa bu hayatın bir sonu varsa ki bu zamana kadar edindiğimiz tecrübe onu gösteriyor, bu tecrübe bize diyor ki o yaşadığımız dönemi, kendine, cana, çevreye saygılı/sevgili, saglıklı, mutlu nitelikli yaşayalım…
Nitelikli yaşam nedir dersek, hemen şunu belirteyim lüks yaşamak hiç degil, kişiden kişiye degişmekle birlikte, genel olarak sağlıklı, mutlu, severek/sevilerek, yaşama/topluma katkılar sunarak yaşamaktır… Bazıları nitelikli yaşamla lüks yaşamı hep karıştırır, belki de bu yanılgı insanı mutsuz etmektedir, bana göre karşılıklı sevgisiz, saygısız, saglıksız ve mutsuz yaşam ise niteliksiz yaşamdır… Ölüm gelip catmadan, ilahi mahkeme kurulmadan, ya da çürüyüp dogaya karışmadan, yaşarken yaşamak, hem de nitelikli yaşmak lazımdır…
Nasıl yaşarken yaşamak lazımdır derseniz, şöyle diyebilirim, dilimin döndüğünce….
Önce insan kendisiyle, sonra çevresiyle ve nihayet karşılaşılacagı düşünülen Tanrısıyla uyum için de yaşarsa, zamanı gelince ölmekten kimse korkmaz. Bunun için nasıl yaşamalıyız dersek herkesce cevapları farklıdır… Siz kendi cevabınızı bulun ona göre yaşayın, ben şöyle yaşarım/yaşayın dersem o benim cevabım olur…
Buna rağmen bence cevap verecegim… Kendimizle uyumumuz/ilişkimiz kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek, kabul edemediğimiz yanlarımızı düzeltmekle mümkün görünüyor… Ben agaçmıyım ki, yontuluyum derseniz, yanlışımız da ısrarcıyız demek, yanlışın için de kalırız demektir… Düzeltmek, bizde ki gördüğümüz yanlışlardan vazgeçmektir.. Yanlış ise bizim kendimizle ve diger ilişki içinde olduğumuz çevre ve Tanrıyla ilişkimizi bozar, nitelikli yaşamımızın önünde de engeldir… Bu nedenle biz kimiz, ne yapmak istiyoruz, ne yapmamak istiyoruz, yapmak istediklerim için de gerekli olanlar hangileri, gereksizler hangileri diye bir ayırım yapmamız gerekir ki… Yapmak istemediğimiz bizce/toplumca/Tanrıca yanlışlarımızı ise nasıl engellerim, engellemek için irademi kullanarak nasıl daha nitelikli yaşarım… Bizce, yaşayacagımız yaşam için, bizle ve çevreyle, Tanrıyla uyumlu nitelikli yaşam ortaya çıksın… Bunun için benim yeteneklerim nedir, yada yapmak istediklerimi yapabilmeme yardımcı olacak bilgiler, yetenekler nelerdir gibi soruların cevapları, bizim, bizle uyumumuza, iyi iletişim kurmamıza yardımcı olacak ve yaşarken yaşamış olacagız…. Kendimizle iletişimi başardıkca nitelikli yaşamın ilk basamagına çıkmış olacagız… Yalnız devrişhane, kendi kabugunda da yaşamak da yaşamaktır, yoksunlukları yoksullukları önemsemeden yaşamak, bunlar karşısın da sabırlı davranmak niteliksiz bir yaşamak degildir sadece biz bunu gercekten isteyip istemediğinize bağlıdır… Tercih edilebilir, bana göre takdire şayandır, ABD de bir tahrikat mensubları bizim için çok, çok önemli olan para ve elektirigi daha birçok teknolojik, teknik alet ve adaveti kullanmadan yaşıyorlar… Bize ne zor geldi, gelir degil mi? Ama bunu isteyerek yaptıkları için kendileriyle uyumlu iletişim içinde nitelikli bir yaşam sürüyorlar… Bu tahrikatten de anlaşılan nitelikli yaşamak için kendimiz olabilmek gerek… Bunun için de içinde yaşadığın, yada sonradan kabulle, kabul ettiğimiz kültürü iyi özümsemek gerek… Yoksa bizim için elektirik, para kullanmamak işkence gibi gelir, onlar için normal hayat…
Kendimizle, kültürümüzle, dogayla ve de Tanrıyla uyumlu yaşamak, nitelikli yaşamaktır. Fikri Adil
Sonra bir çevrede yaşıyorsak ki, bu aile, mahalle, başka sosyal ortamlar olabilecegi gibi, dogal çevre de olabilir… Dogal çevreden başlayalım ne dersiniz, en geniş çevremiz o olmasına rağmen aslında dogadan gelenlerin içimizde oluşundan ve bizde onun bir parcası oluşumuzdan dolayı… Dogayla dost olarak yaşamak gerek, ondan yararlanırken kırılabilecegini, üzülebilecegini düşünerek yararlanmak, onunla barış içinde yaşamak dogayla iyi iletişim kurmak, ölmeden önce yaşamak demektir. Dogayla dostca iletişim kurmak bizim nitelikli yaşamamıza neden olacaktır, çünki iyi/sağlıklı hava bize iyi/sağlıklı oksijen verecektir, iyi/sağlıklı toprak, bize sağlıklı besinler verecek ve bizim nitelikli yaşamamıza yardım edecektir. Saglıklı çevre bize, hava, su kadar gereklidir… Onun için bu çevre faktörleriyle iyi/sağlıklı iletişim demek onların dogal yapılarına saygı duyarak yaşamak, onlardan yararlanırken onların da sağlıklı nitelikli yaşamasını engellememek niteliklikli yaşmaktır… Çevre faktör olarak dışımızdadır, ama ihtiyaçlarımızı karşıladığmız hava, su, besin olarak içimizdedir…
Çevreyle dost yaşamak içimizle dost yaşamaktır. Fikri Adil
Tanrıyla iyi iletişim için de olmak, nitelikli yaşmamamıza ne katacaktır? Bana göre çok şey katar mesela… Tanrı sev der, seversek, Tanrı ahlaklı ol der ahlaklı olursak, Tanrı adaletli ol der adil olursak, Tanrı hakka, hukuka dikat et der bizde edersek için de yaşadığımız toplumla da Dünyayla da daha barış için de yaşarız… Bunun için Dünya da yaşarken Tanrı bilinciyle yaşamak ve sürekli, o kötülük yaptığımda kızar, iyilik yaptığım da ise sever diyerek, yaşadığımız da Tanrıyla da iyi iletişim içinde olabiliriz, böylece nitelikli yaşarken, nitelikli de yaşatırız.
Zaten ölmek bu dünya için deki yaşamımız da bir son olduğu düşünülüyorsa, ölmeden önce nitelikli yaşamak dünya da kalıcı olarak yaşamaya devam etmektir. Zaten imanlı olanlar daha iyi anlayacaklardır, burada yaptıklarımızdan ilahi huzur da sorumluyuz, iyi/nitelikli, sağlıklı/mutlu yaşamadıksa bize sorulacaktır, neden? İşte bence ölüme hazır olmak bu soruya iyi/nitelikli yaşadım, şuna, iyilik ettim, şunları sevdim, dünyayı şöyle imar ettim, Şu kadar agaç diktim, canlara saygı duydum, şu çocukları yetiştirdim, bu icatları yaptım, şu yazıları yazdım, dogaya çevreye zarar vermedim, sevildim/sevdim mutlu edildim ettim diye bir cevap verebilmek aslın da bıraktığın iyi izler ve anılardan dolayı ölmemek demektir…
Dilerim bizim için bu verecegimiz cevap, tanrı katında kabul görür, insanlar biz öldüğümüz de bizi hep iyi anar, biz ölmeden önce dünyaya iyi izler bırakarak kendimize, çevremize veda ederiz.,Tanrıya ben iyi/nitelikli, sağlıklı/mutlu yaşayarak geldim, şu, şu anıları ve şu, şu iyi ve güzel izleri bıraktım dünyaya ve huzuruna geldim diyebilirsek… Ölsek de yaşarız demektir ki… Zaten ölüm korkusu belki de unutulma korkusundan ibarettir… Biz iyi ve güzel anılar ve izler bırakır da nitelikli yaşarsak, ölüme/azraile hoş geldin arkadaş benimi götüreceksin, hadi buyur gidelim diyerek şaka bile yapabiliriz. Selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil --- Mayıs 15 - www.vatandasfikri.com
|