HAKİKATLER- Hakikatini Kaybeden İnsan!
Hakikatlerimiz vardı, bizim ideoloji insanlığı kurtaracaktı, hakikatlerimiz vardı, cennetin yolu bizim tahrikatten geçerdi, hakikatlerimiz vardı, ben aşıktım, hakikatlerimiz vardı vaz geçemezdik… Şimdi ne oldu, hani o insanlığın dertlerine çare olacak ideolojiler insanlığa dert mi oldu, hani bizim tahrikat bizi kurtuluşa erdirecekti, Demet Evlerden Ulusa bile götüremedi… Bize ne oldu, hakikatlerimizi neden kaybediyoruz? Önce şu hakikate kavramsal acıdan bakalım neden kaybettiğimizle devam edelim..
Hakikat: Bir işin doğrusu, gerçeği, aslı, esası, gerçek, gerçeklik, Dünyanın döndüğü bir hakikattir, marsta yaşam varmıdır, araştırarak ulaşılacak bir hakikattir….
Şimdi hakikati iki haliyle ele alalım biri bilimsel hakikatler, bunlar deney, gözlem sonucu ortaya çıkar genel doğru olabilmesi için de herkesin deneyi ve gözlemi aynı sonucu vermesi gerekir ki hakikat, doğru olduğu ispatlansın… İyi de Masr da yaşam var mıdır, ben var derim, hakikatim bu derim, sen yok dersin, hakikatim bu dersin, gidip görülmesi gerekir ki tartışma bitsin, aslında hakikat tartışma götürmeyecek kadar net olmalı ki bilimsel hakikat olabilsin… Sosyal hakikatlere gelince, adeta hakikat bolluğu görürüz…
Bir Müslüman’ın hakikati ile, Bir Hindu’nun hakikati çok farklıdır, bizler kendi hakikatimize göre bir yaşama tarzı kurmuşuz onlarda kendi anlayışlarına göre bir hakikat anlatıları oluşturmuştur.. O zaman hangisi gerçek, hakiki hakikat? Bana kalırsa amaç nedir, ona göre hakikat de değişmektedir, Allah’ın rızasını kazanmak için caba sarf eden bir Müslüman ile Hinduizm’e inananların hakikatleri farklı olabilir. Çünkü Hindular günümüzdeki çok tanrılı inançların en renkli temsilcisidir, Köy mabetlerinde bazen sayıları yüzleri bulan putlar bulunur. Ahiret inancı ve Tanrı inancı belirsiz olunca hakikatler de farklı olabiliyor… Burada amaç nedirin cevabı mutlu olmak mıdır, Tanrının rızasını kazanmakmıdır, Nirvenaya ermekmidir? Bana kalırsa hakikat beni ve içinde yaşadığım insanlık ailesini mutluluğa huzura götürmesi gerekir.. Hakikat neye dayanır?
Din neyi emreder, din pek çok şeyi emreder, biz hangilerini öncelersek onlar bizim hakikatimiz olur, örnek vermek gerekirse, biz Müslümanların dini neredeyse insan öldürmeyi yasaklamışken, neden bu kadar çok çatışma ve insan katliamları yapılır? Ya kendi hakikatimize inanmıyoruz, yada başka hakikatler(para ve iktidar gibi) bizim hakikatimizi bastırıyor… Öte yandan artık her bilgi, her hakikati etkiliyor, bizim hakikatimizi sorgularken soramadığımız soruları başkaları soruyor ve bu soruda, cevapları da bize ulaşıyor ve hakikatlerimiz ya zayıflıyor, yada etkisizleşiyor.. Bunu her hakikat, öbür hakikati zayıflatarak kendi güçlü olacağını sanıyor, oysa hepsi birbirini zayıflatırken hakikatlerimizi kaybetme ile yüz yüze kalıyoruz.. Sonuç olarak insan mevcut sosyal hakikatlerini kaybediyor, yerine yeni sosyal hakikatler de koyamıyorsa hakikat bunalımıyla karşı karşıyayız demektir… Şu soruya cevap arayalım mı, felsefe kaybettiğimiz, erezyona uğrayan hakikatlerimizin yerine yeni hakikat olabilir mi? Olabilir ama hangi felsefi anlayış olacak? Bu soru üzerine cevap aramak için bilgilenelim, cevapları tartışalım ve sonuç hayat yolunu aydınlatacak, bizi mutlu edecek, daha iyi yaşamamıza yardımcı olacak sosyal yeni hakikatler inşa edelim… Şu da bir seçenek olabilir mi, mevcut sosyal hakikatler yeniden yeniden ihya, reform edilerek yola devam edilebilir mi, neden edilmesin ki… Bir soru daha en hakiki mürşit nedir? Bilim, felsefe, Siyasi İdeolojiler, dini inançlar hangisi, sorunun önemini bilerek, bilgilenerek, en hakikate yakın cevaplar bulmalıyız.. Sosyal hakikatlerin amacı toplumsal yaşamda insanın mutlu olmasına katkı sunmak degilmidir, evet öyledir… Son olarak da fiziki hakikatlerle metafizik hakikatler çok farklı olmaktadır, biri soyut alemde gezerken, diğeri fizik alemde gezinmektedir… Hakikatlere yaklaşırken fizik veya metafizik hakikatleri ayrı ayrı değerlendirmek zorundayız… Metafizik de olan değil olası olan, iç görüye göre değişebilen durumlar olduğu için bulunması daha zor olsa gerek… İster fizik, ister metafizik, ister dini, ister siyasi, ister felsefi bir hakikatimiz olmalı, ideallerimizi, ülkülerimizi bunlarla beslemeliyiz ve yoksa da bulmalıyız, bulabiliriz dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com – 18.12.20
|