Demokrasinin Üzerinde ki Gölgeler!!
POPÜLİZM, DEMOGOJİ, KARİZMANIN KANDIRMASI!!
Bir pazarlamacı gelse dese ki sizin a mezhebinden olduğunuzu bilerek, o mezhepsin dinin gerçek kaynağı olduğunu söylese, bunun üzerine size malını satmaya çalışsa, işinize yaramayan, pahalı malı, işlevsel olmayan mal ve ürünü alırmısınız? İşte başlıkta saydığımız bu kavramlar, vatandaşların devlet yönetimi seçerken yanlış seçim yapmamaları için anahtar kavramlardır. Bu kavramlar bilinmeli, bilinmekle kalınmamalı üzerine sık sık daha çokta seçim dönemlerinde tüm vatandaşlar tüm demokratlar dikkatle durmalı, hatta seçime iki ay kala 15 gün arayla bunlar üzerine düşünülmelidir… Biz seçim yokken yazalım da, seçim döneminin hengamesinde gürültüye gelmesin, bir düşüncemiz olsun, siz seçimde bu kavramlar üzerinden hareketle bunu düşünerek siyasetçileri değerlendirin ve seçim öneririm… Ben siyasal tercih önerisi değil, seçme yöntemi önerisi yapıyorum ki seçimlerimiz doğru seçim olsun…
Buyurun hep beraber bu kavramlar üzere az çok bilgilenmeye ve düşünmeye...
Popülizm: Halkın hoşuna gidecek söylemleri kullanarak onlardan yanaymış gibi davranarak, onlara adeta, yağcılık veya halkın çıkarını savunuyormuş gibi yaparak, toplumu kendi siyasal tarafı yapmaya çalışmak… Halkın çıkarlarının bastırıldığını ve engellendiğini varsayan bir siyasal söylem ile yönetimi ele geçirildiğinde, halkın gözünden gerçeği kaçırmak için uygulanan söylem ve eylemlere Popülizm dediğimizde kim popülist diye siz düşünün derim... Bunun siyasete yansımasına ise (demagog) lafazan denir, hani halk arasında “demogoji” yapma deriz ya işte o demagoji bu demagoji…
Demagog: Kendine destek sağlamak ve bundan yararlanmak amacıyla vatandaşların duygularına, nefretlerine, sevgilerine,hitap ederek halkı gerekli gereksiz öven, kendini, siyasal grubunu halka beğendirmek, vatandaşların siyasal, dini grubuna destegini sağlamak için onun hoşuna gidecek tarzda konuşan kimse/siyasetçi/dini söylemlere lafazanlık (lafazan) dersek... Demagoji; halkın isteklerine, ön yargılarına ve korkularına dayalı olarak yapılan siyaset ve destek arayışıdır. Yunanca demos (halk) ve agogos (liderlik yapmak) kelimelerinin birleşiminden türemiş bir kavram olup, genellikle üstün bir hitabet ve propaganda yeteneğiyle birlikte kullanıldığında ortaya çıkar... Çoğunlukla dindarlık, milliyetçilik sağcılık ve solculuk gibi popüler kavramları kullanarak ve bunlara bağlılığı istismar ederek yapılır. Demagoji yapan kişiye "demagog" denir. Bunu daha çok Karizmatik liderler yaparlar, bunları nasıl anlarız? Bunun için önce karizmayı (büyüleyen) anlamalıyız...
Karizma (belirtme hâli karizmayı, çoğulu karizmalar) Bir kimsenin kişiliği etrafında oluştuğu kabul edilen ve niteliği kolay açıklanamayan, hayranlık, aşık olma hali gibi bir şeydir... Bir aşkın insanları kişisel ilişkilerde nerelere götürdüğü biliyoruz, bir toplumun karizmatik liderin peşine takılarak nasıl yok olduğunu biliyoruz, Hitler de olduğu gibi... Öte yandan Karizmatik liderlerin toplumları birlikte hareket etmelerine yardımcı olduğunu da biliyoruz, M. Kemal Atatürk de olduğu gibi… O zaman, Popülizm, Demagoji, Karizma gibi kavramların iç içe geçtiğini, hangi karizmatik liderin doğru konuştuğunu, hangisinin demagoji, popülist politik söylem söylediğini es geçmek bize düşmektedir... Şimdi Popülist söylemlerin yöntemleri üzerine devam edelim mi?
Bütün bu kavramları siyasete aktardığımızda ise sanki bir pazarlama taktiklerinin aşamaları olduğunu görürüz, pazarlama nedir derseniz… Bir ürünü, bir hizmeti, siyaset söz konusu olunca bir partiyi, lideri kişilere vatandaşlara pazarlamaktır, bunun için tanıtım ve program, seçim kampanyası genel olarak neden, reklamcılar aracılığıyla yapılır anladık degil mi? Niyet pazarlamaktır…
Seçim dönemlerin de bu yapılanların hepsi bizi ikna ederek destegimizi ve oyumuzu almak olsa gerekir… Bu biz vatandaşların kılı kırk yaran bir titizlikle söylenenleri dinleyerek, söylemlerin akla mı duyguyamı hitap ettiğini, söylenenlerin doğruluğunu araştırarak, ülkemizi kim daha iyi yönetecekse onu seçme sorumluluğunun demokratik seçimlerin olduğu toplumlarda önemli bir sorumluluktur... Bunun için şu ona oy veriyor bende vereyim, bizim şeyh onu işaret ediyor, bende ona oy vermeliyim, bakın medya her gün bu siyasetçiyi ekrana çıkarıyor, bu da çok güzel konuşuyor, tamda bizim istediklerimizi konuşuyor... Maşallah çok dindar, çok milliyetçi gibi, özel yaşantısını biliyormuyuz? …. !
Benden daha dindar, benden daha milliyetçi, benden daha vatansever derken bunların bir maske olabileceğini düşünmemiz gerekmez mi?
Son olarak.. Bu kavramların üzerinden siyasetteki yozlaşmayı nasıl görebiliriz?
Popülistlik/demagoji, nerelerde görülür?
En çok hangi alanda demagog, popülist çıkar gibi soruları cevaplandırmaya çalışarak yazıyı bitirelim mi?
1. Popülizm her devirde görüldü. Zamanımızda da görülüyor, popülizmin özelliği demokrasinin “temsil” ilkesini benimsemesi fakat halkın tek temsilcisinin kendileri olduğunu demokratik yarışta diger siyasal grupların, liderlerin hain, ajan, yan komşunun işbirlikçisi olduğunu iddia ederek popülistlik yapıldığına tanık olmaktayız..
2. Popülizm kendi dışındaki siyasi, dini, akımları illegal, yanlış, toplumun, devletin beka sorunu olarak sunar ki tel ben seçileyim, Popülizmin anti-elitist olması aslında anti-çoğulcu olmasındandır ne farklı yaşam tarzını, ne farklı düşünce ve inanış şeklini kabul edemez... Demokrasinin çoğulculuk prensibini benimsemezler, benimsiyormuş gibi yaparlar... Popülistler çoğunlukçudurlar, iktidara gelindiğinde muhalefetin hak ve hukukuna riayet etmek istemezler…
3. Toplumun iyiliğini sadece kendilerinin istediğini söylerler, bunu niçin iktidarda kendilerinin bulunması gerektiğini söylerler.. “Halk iradesi”nin serbest tartışmalarla oluşmasını benimsemezler, “gerçek halk” kendileridir! Bir Örnek vermek gerekirse G. Kore ve K. Kore toplumlarının yönetim ve siyasal dili üzerine bilgi edinelim, düşünelim.. Dünyada başka örnekler üzerine düşünmeliyiz!!!
4. Popülistler referandumu severler, halkın karar vermesini çok savunurlar, fakat halk iradesinin serbest ve açık tartışmalarla oluşmasını benimsemezler, halk iradesi dedikleri kendilerinin iradeleridir. Bu nedenle toplum önünde tek konuşurlar, bunu da kendilerine denk kimsenin olmadığı, bu nedenle muhatap almıyoruza bağlarlar, oysa madem haklı, madem karizmatik, madem iyi hitap ediyor, en büyük o, neden başka grubun lideriyle toplum önüne çıkmazlar? Düşünmek lazım…
5. Vatandaşlara hizmet için kurulmuş devleti adeta yönetmezler, işgal ederler, çünkü kendileri halkın yegâne temsilcileri, yegane yöneticileridir, bu gerekçelerle milli, dini duygular üzerinden, siyasal ve ekonomik güç elde ederek sivil topluma bile baskı yaparlar. Siyaset anlayışları kapsayıcı değildir, otoritesini kabul etmeyenleri dışlayıcıdır.
6. Popülizm bu özellikleriyle demokratik, açık toplumlar için çok büyük bir tehlikedir, bu özellikleri onları anayasal kurumlarla şöyle veya böyle çatışmaya götürür, en uç örneği, Trump'tır...
7. Popülizm demokraside düzeltmeler yapan, devleti ve siyaseti halka daha yakın hale getiren bir akım olduğunu iddia etsede, vatandaşların siyasete ve siyaset aracılığıyla yönetime katılmasının önüne engeller koyduğu için aslında halka çok uzaktır. Demokrasiyi savunanlar popülizmin destek bulma sebepleri üzerinde kafa yormalı, özellikle çoğulculuğun neden gerekli olduğunu topluma iyi anlatmalıdırlar.
8- Bütün araştırmacılar popülizmin çoğulculuk karşıtı, “çoğunlukçu demokrasi, mutlak demokrasi çoğunluğun kararlarının uygulandığı ve bu kararların mutlak olduğu demokrasi çeşididir. Yasalar, azınlık hakları, kuvvetler ayrılığı gibi etmenler çoğulcu demokraside alınan kararları sınırlandırırken çoğunlukçu demokraside, çoğunluğun aldığı kararlar sınırsız ve mutlaktır. Bu iki kavram (çoğunlukçu demokrasi, Çoğulcu demokrasi) aynı gibi dursa da, aralarında ciddi fark vardır. Biri neredeyse demokrasi ile aynı anlama gelirken, Çoğulcu demokrasi, çoğunluğun mutlak hakimiyetini reddeden, azınlıktakilerin hukuki, siyasal ve kültürel haklarının kabul edilmesi gerektiğini ve azınlığın da bir gün çoğunluk olabilme hakkının verilmesini savunan demokrasi anlayışın da olan bir demokratik yöntemdir… Biz bu yöntemler üzerinde durmazsak, bunlarla siyaset ve siyasal tercih yapmazsak, Allah korusun Nasıl 1930’lar Avrupa’sında liberal demokrasinin “öldüğü” ilan edilerek, popülist söylemlere inanan halkın desteğiyle dikta rejimleri yükselmişse, toplumsal barışlarını ve dünya barışını bozmuşlarsa… Bugün de demokrasinin çoğulculuk, özgürlük ve kuvvetler ayrılığı gibi temel değerlerine karşı, klasik anlamda diktatörlük olmayan otoriter popülist akımlar gelişiyor. Toplumsal barışları ve dünya barışını tehdit ediyor… Demokratik vatandaş demek çoklu düşünceden iyi olan düşünceyi, çoklu ekonomik, siyasal yöntemden iyi olan yöntemi, yönetimi seçme bilgisi ve becerisi olan vatandaş demektir…
Gerçek demokrasilerde temel hak ve özgürlükler çoğunluğun iradesinden üstündür; teminatı da gerçekten bağımsız olan yargıdır. İşte Amerika da olduğu gibi ABD yargısının popülist Tramp karşısındaki tüm vatandaşların, hatta insanları hakkını koruyan kararlar alması örnek gösterilebilir. Son olarak…
“popülizmin gözü kör olsun” sözü, umarım popülizmin ne olduğu ve neden ‘kötü’ olduğu konusunda bizde bir bilgi düşünce ortaya çıkarır bu konu üzere seviyeli tartışmalarla… Toplum olarak iyi sonuçlara neden olacak bir sosyal, hukuki, siyasal, dini düşünce ve toplumsal düzenimizi günümüz toplumsal, evrensel beklentilere göre, inşaa edebiliriz düşüncesiyle …. Selam ve Sevgilerimle..
Fikri Adil -- vatandasfikri.com -- 11.11.2020
Kaynaklar
1- https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/taha-akyol/populizm-nedir-40570199
2- https://tr.wikipedia.org/wiki/Pop%C3%BClizm
3- https://tr.wikipedia.org/wiki/Demagoji
|