İNSANIN, MOTORORU MERAK !?!?
MERAKSIZ İNSAN HEDEFSİZ İNSANDIR?
İnsanı tüm diğer canlılar'dan ayıran, kendi arasında başarılı olmasının nedenlerinden biri Akıl/Zeka ise diğeri de merak ederek bilgi, keşif, daha iyi olanın peşinde koşmasıdır, bu insanın yeteneğini yapıcılığını geliştirmiştir. Bu çok iyi olmasına rağmen, aynı zamanda aşırı merak dikkat dağınıklığına ve işlerin zamanında bitirilmemesine de yol açabilir… Peki merakın yalnızca iyi yönlerinden yararlanmanın yolu nedir??
Bilim insanlarına göre işin sırrı merakın, nerede, nasıl ve ne zaman kullanılacağını iyi bilmektir… Merak edilen konu üzerine disiplinli çalışma, söz konusu konuya zaman ayırma gerekmektedir… Ayrıca bilgi üzerine mi merak ediyoruz, yoksa içgüdüler üzerine mi, reklamla, magazinle, modayla yaratılan algılar üzerine mi, meraklarımız, belki bu soruların cevaplarında yatmaktadır merakımızın bize katkısı veya algı dağınıklığı… "Merak, yola çıkmaktır" der ortak akıl, haydi çıkalım yola…
Merak aklın tutkusudur, gerçek dışı haberler komplo teorileri sosyal medyadaki geyik muhabbetleri'nin yükseltici çılgın maceralar gibi meraklar baştan konumuzun dışındadır… Bunlar zaman kaybından başka bir şey olmadığı gibi, ayrıca bazı zararlı meraklar yalnızca zaman kaybına değil can kaybına bile yolunu açmaktadır… Dikkat dağıtıcıların dört bir yanımızı kuşattığı, onbinlerce bilginin aktığı modern dünyamızda yalnızca olumlu meraklara odaklanmak ve çok sayıda gizli tuzaklardan kaçınmak, gerçek meraklara odaklanmak yaşamsal önem taşımaktadır… Son yıllarda bu konuda yapılan bazı araştırmalar merakın olumsuz yönlerinden nasıl kaçınacağımızı bazı ipuçları veriyor… Bilim insanları merakın çok sayıda yararının olmasına karşının bazı koşullarda, algılarla üretilen meraka dayalı olarak merakın frenlenmesi/sınırlandırılması gerektiğini de öneriyorlar… Buna rağmen merakı sınırlandırmamak gerek, çünkü "Merak zihnin can suyudur”” der başka birileri de…
Çocuklukta merak ise özellikle cesur yeni dünyalarında yollarını bulmaya çalışan bebekler ve çocuklar için çok önemlidir… Öngörülebilirlik ve belirsizlik arasındaki Optimum noktayı bulabilmek için küçük çocukların katılımı ile görsel bir deney yapıldı… Deneyde çocukların göz hareketlerini izleyerek neye ilgi duydukları tespit edilerek, sonuçta çocukların ne tam öngörülebilir ne de tam belirsiz görüntülere odaklanamadığı daha çok ikisi arasında orta noktada ilgilerinin zirveye ulaştığı keşfediliyor… Buda şu, anlama gelmektedir çevresiyle ilgili bir şeyler öğrenmek isteyen çocuk kendisine öğrenme fırsatı tanıyan durumları tercih ediyor… İçimizde doğuştan gelen bir mekanizma var bu mekanizma tam doğru dozda belirsizliğe sahip bilginin peşinde dolayısıyla çocuk bunu var olan bilgisi ile birleştirip yeni sentez elde edebiliyor çocukça merak böylece gelişiyor… Bizde çocukca meraklarımızı öldürmemek bilinciyle…
Bizler büyüdükçe ilgi alanımız genişler değişir, zamanla matematik ve felsefe gibi daha soyut kavramlara ilgi duymaya başlarız… Çoğunlukla ilgi duyduğunuz konunun bize o anda ne yarar sağladığını bile bilmeyiz, değerini bilmediğimiz pek çok bilgiye erişmek için çok uzun zaman harcarız, yaygın bir görüşe göre insanlar bilgi boşluğu ile karşı karşıya kaldıklarında öğrenme hevesleri artar… Bu bilgi boşluğu yanıtlanmamış bir soru ve çözümlenmemiş bir sorun olabilir… Bu aşamada çocuklar da olduğu gibi bizde de, bilgi boşluğunun boyutu çok önemlidir… Eğer boşluk çok büyükse soru veya sorunun baş edilmez olduğu düşünülerek, çözüm üzerine sorunun üzerine gidilmez, soruna teslim olunur… Eğer sorun çok küçükse göz ardı edilebilir izlenimi yarattığı için merak edilmez ve sorun büyüyebilir… İnsanlar bu ikisi arasında bir boyuta sahip olan bilgi boşluklarını doldurmak isterler… Optimum boyuttaki bilgi boşluğu için sürprizler barındırır, burada merak yararlı olduğu düşünülür aslında, biraz da meraka aşinalık gerektirir... "Kuş kanadıyla, insan merakıyla uçar" der ortak akıl ucmak istiyorsak merakımızı canlı tutalım..
Merak aynı zamanda beyni öğrenmeye hazır hale getirir, merak bilgi toplamak yeni şeyleri keşfetmek için insanlar motive ederek yaratıcılığın fitilini ateşler… Bütün bunlardan zengin içerikli bir belleğe ve yeniliklere hazır bir beyne sahip olmak için merakın beslenmesi gerektiği bir sonuç çıkarabiliriz… Ne var ki merakın algılarla, duygularla bu kadar şişirilmiş olmasının da sakıncalar vardır, bunu akılla, mantıkla, bilgiyle meraklarımızı destekleyerek hedefler belirlemeliyiz… Yoksa…
Merakın sakıncaların içinde en fazla dikkat çekeni dikkat dağınıklığı ve zaman kaybına neden olanıdır.. Buna tekrar deginmek gerekirse, geleneksel ve dijital medya bizim meraklarımızla oynayarak algılarımızla oynamaktadırlar… İletişim medya, yapay merak tuzaklarıyla doludur amaçları bilgi boşluğunu istismar etmek, bizde istedikleri merakı uyandırmaktır… Bir sonraki aşamada, olanlara inanamayacaksınız, onu hiç bu halde görmediniz, hayatınızı bir anda değiştirecek, gelişme gibi merak uyandıran manşetler bilgi boşluklarını o kadar cazip hale getirir ki konu bizi hiç ilgilendirmiyor olsa bile o tuzağa düşeriz, bu tür meraktan uzak durmamız gerekir… Merakın çeşitleriyle devam edecek olursak… "Kuş kanadıyla, insan merakıyla uçar" bizi uçuracak merak çeşitleri..
Merakın çeşitlerine bakacak olursak, şunları görürüz..
Keyifli keşifler merakı, merakın protipidir, bu merak tipinde yeni bilgiler edinmek ve bilimsel yeniliklerin peşinde koşmak kişiye çok büyük bir haz verir… Böylece yaşama daha çok anlam yükler kişi, bu bakış açısı altındaki merak kişiyi motive eden en büyük dürtüdür… İnsanların öngörüsü, özgörüsü toplumsal düzenleri, belirsizlikle baş etmek yeteneğini çok gelişmiştir… Hatta merakı körükleyen dozunda belirsizlik yaşamlarına keyif ve doyum katar, işte yaratıcılığı besleyen bu merak tipidir. Meraksız kalma, olduğun yerde kala kalırsın?!? Der ortak akıl..
Bilgi yoksulluğuna dayalı merak, bu duyarlılığı, merakı körükleyen, bilgi ihtiyacını tespit eden, çok yüksek bir bilme arzusunu tetikleyen, yeniliklerin dışında kalmamaya dayalı bir merak tipidir… Bilgisiz meraksız bırakılmak rahatsız edicidir, bu tür insanlar için iyi bir yaşam hedefi ve amaçların peşinde koşup başarılı olmak vardır… Bu insanlar bilgi boşluğu ile karşılaştıklarında zihinsel bir kaşıntı hissederler kaşınmadan rahat edemezler, bilgi merak kaşıntısına tutulmuşlardır… Öğrenmeden rahat edemezler, öğrenme arzusunun önüne engel konulursa merak bilgi yoksunluğu başka yöne yönlenir ve yalan haberleri dedikoduları merak eder hale gelinebilir…
Başka bir merak ise, Stres tolerans bu meraka sahip olanlar için kaygı yenilik ile karşılaşınca hissedilen normal bir duygudur… İnsanlar çoğunlukla yeni keşifler yapmak, yeni deneyimler, yeni lezzetler yaşamak ister… Bu durumu yaşamak isteyen kişilerin getireceği gerginliğe dayanamayacaklarını sandıklarından meraktan uzak durmayı tercih edebilirler… Oysa bazılarının yenilik stresi karşısında sergiledikleri psikolojik esnekliği çok yüksektir, onlar meraklarının peşinde, akılla, bilgiyle, mantıkla, koşarlar… Başka bir merak ise…
Sosyal merak, bu insanların başkalarıyla anlamlı ilişkiler kurma isteğinden kaynaklanır, bu motivasyona dayanan merak stres donanımına dayanan merakın tam tersidir… Bu tür merak aidiyet hissini ve birliktelikten doğan hazzı, duyguyu en üst düzeyde yaşatır… Sosyal aidiyetler, merakı sınırlandırsada küçük merak hazlarını büyük yaşatırlar… Siz daha çok meraklar icat edebilirsiniz, şimdi meraklı insan tipleriyle devam edersek, merak konusunda biraz daha fazla düşünmüş oluruz… Bilgi üzere düşünme, düşünme üzere mantık, mantık üzere merak insanı insan yapan temel niteliklerdir. Nitelikli miyiz? Fikri Adil
Heyecan arayışına dayalı merakı, bu merak yaşamın zevk ve keyif almakla ilgili olduğunu savunan hedonistik bir merak bakış açısına dayanır… Bu merakın sonucu olarak ortaya çıkan davranışların hedefi öğrenme ve gelişme arzusu değil, bu merak sahibi olanlar yaşayacakları tek bir yaşamları olduğu, görüşünün etkisi altında her şeyi denemek, haz sınırlarını aştıklarında nelerin olacağını merak edenlerdir… Ben bu tür merak sahiplerine merakınızı kendinize ve birlikte deyeimler yaşadıklarınıza zarar vermeme sınırlarında meraklarını yaşamalarını öneririm…
İnsan tiplerine gelince
Büyülenmiş meraklılar insanların %28'i bu gruba girer keşif ve stresler arası dereceleri yüksek olan bu insanların dergi karıştırmayı, internette sörf yapmayı severler çok sayıda arkadaşları vardır…
Sorun çözücüler insanların %28'i bu gruba girer yoksunluk hassasiyeti ve stres toleransı dereceleri yüksektir… Sosyal merak dereceleri düşüktür, insanlarla konuşarak bilgi almak yerine, bulma ve çözmeyi tercih ederler meraklarını belirli bir konuya yönlendirirler… Bu konuyu çözmeden rahat edemezler, konuları vardır, merakları konularıdır…
Empati kurabilenler insanların %25'i bu gruba girerler sosyal meraklılık dereceleri yüksektir, stres toleransı ve heyecan araçları arayış düzeyleri düşüktür… Ortamlara çok kolay uyum sağlarlar, kadınlar daha çok bu gruba girerler sosyal medyada arkadaş sayıları çok yüksektir…
Sakınanlar meraklılar, insanların yüzde 19'u bu gruba girerler merakım 5 boyutununda da dereceleri düşüktür, eğitim düzeyleri en düşüktür tutkuları yoktur sosyal çevreleri çok dardır kazançları düşüktür… Meraksız kendi halinde yaşarlar daha çok kadercilerdir…
Merak nedir derseniz; Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istekli olma durumu, bir şeyi edinme, yapma, bir şeyle uğraşma isteği olması hali diyebiliriz.. Merak yaşama heyecanını ateşleyen tetiktir, bu tetiği uygun zamanda uygun konularda kullanmak dilegiyle, selam ve sevgilerimle..
Fikri Adil – vatandasfikri.com – 26.11.2023
Kaynaklar
1* Reyhan Oskay - HBT Herkese Bilim Teknoloji Dergisi Sayı 345
2* https://sozluk.gov.tr/
3*https://bianet.org/haber/merak-la-ilgili-ozlu-sozler-bastan-yaziliyor-205665
|