|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
SİYASETİN TOPLUMSALLAŞMAMAYA KATKISI - 1 |
SİYASETİN TOPLUMSALLAŞMAMAYA KATKISI - 1
(Sorun Üreten Siyasetten, Sorun Çözen Siyasete Geçmek)
Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, siyasal taraf olurken, her tarafın bu ülke vatandaşı olduğunu unutacak kadar siyaseten geriliyoruz, fanatikleşiyoruz… Bunda siyasetçilerimizin etkisi olduğu kadar bizim de onların söylemlerine kendimizi çok kaptırıyor oluşumuzun etkisi büyük… Mesela yine seçim dönemine giriyoruz, siyasetçiler her konu üzerinden bizi gerecekler bunu biliyorum, biliyorsunuz, bu tuzağa düşmeyelim, gerçek toplumsal konular siyasetin tartışması olsun.. Yoksa biz gittik bir toplantıya konu siyasal değil sadece politik polemik (dalaşma) bizde gaza gelir de elimizi patlatacak kadar alkışlarsak… Politikacıda bunlar bunu seviyor diye sürekli söylemini dalaşma üzerine kurar… artık bu durum politik kültür halini alır ve normalleşir… Oysa siyasetin konusu dalaşma değil, toplumsal sorunlara farklı bakış acılarını kullanarak çözüm üretmektir… Bunun için gerçek siyaset sorunlara nasıl bakar ona bakalım mı?
Birleşmiş milletler sözleşmelerinde evrensel insan hakları beyannamesi ilkelerinde inanç özgürlüğü ve bunun ifadesi vardır… Türban da inanan kişinin inancı gereği takması gereken bir başörtüdür… Bunu devletin bazı kurumları yasaklar, diğerleri bunu siyasal konu yaparsa, asıl siyasetten uzaklaşmış olunur… Oysa asıl siyaset ekonomik paylaşım modellerinden doğar… Kişi liberalledir, liberal politikacıları destekler, kişi liberal politikaların neden olduğu ekonomik eşitsizliklerden rahatsızdır, sosyal adalet için sosyal demokrat siyaseti tercih eder.. Kişi Milliyetçidir, milli politikaları tercih ederek küresel emperyalist politikalara karşı politika geliştirir.. Kişi sosyalisttir, aşırı mal ve para yığılmasını toplumdaki eşitsizlikleri ve bu eşitsizliklerin sorunları beslediğini görerek bunun için politik tercihlerde bulunarak, özel mülk değil kamusal mülklerin daha çok oluşması için siyaset yapar .vs…vs Bunların içinde değerlerin önemsenmesi her grubun azami dikkat etmesi gereken bir sorumluluktur.. Ahlak, Adalet, refahın paylaşılması, değerlere dayalı insanlarımızın ve vatandaşları mutluluğu huzuru hepimizin ortak sorumluluğudur… Son olarak…
Siyasetçinin sorumluluğu sınırı nedir dersek, vatandaşların temsiline dayalı olarak, vatandaşların genelinin ortak faydası, yani kamu yararı için devletin kurumlarının yönetilmesidir… Öyle mi oluyor? Olmuyorsa neden olmuyor, nasıl olabilir gibi… Siyasal tartışmalar yapsak diyorum, örneğin vergide adalet için asgari ücretliden ne kadar vergi alınmalıdır? Yada kamu kaynakları fiziki yatırımlar için mi, teknik teknolojik, sanayi gibi yatırımlar için mi kullanılmalıdır? Neden tahıl ithal eder hale geldik? Gibi tartışmalar yerine türban takılsın mı, takılmasın mı, takılırsa nasıl takılsın? Acaba hangi okul imam hatip okulu olsun, sorusu yerine kaç imama ihtiyacımız var mı diye sorsak, tartışsak ne dersiniz? 81 ilde üniversite yapalım mı, yoksa üniversite ile iş alanları birlikte mi büyümeli, çok üniversite yaparsak, fabrika yani iş alanları yapmazsak, bu çocuklar ne iş yapacak mı? Diye sorsak… Kısacası, her gerçek sorunların üstünü kapatıp, çıkarılan sorunlar üzerinden siyaset yaparsak.. Bizim toplumsal dengemizde, ekonomik dengemizde bozulacaktır, öylemi oluyor ne? Siyasetçilerimizi gerçek sorunları tartışmaya davet ediyorum… Herkese daha iyi bir Ülkede, daha iyi bir toplumda yaşamalar diliyorum… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil ---3.4.18 – vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|