KAVRAMLARINI KAYBEDEN TOPLUM -2
(Dil Alfabe Farkı)
Dil sorunu bana göre millet olma sorunudur, biz milletleşme sorununu ta milattan önce halletmiş bir milletiz, bizim günümüz de sorunumuz ise dilimizin kavramlarını, sözcüklerini ve bunların anlamlarını, iyi anlamak, toplumsallaştırmak ve korumaktır. Bunun için de alfabe, kavramın, sözün yazılı hali olan yazın hayatımızın da kavram ve söz birliğine neden olacak şekil de, yada o ağırlıkta olması gerekir. Birlik genelde kötü gibi sunulur, sanatta olabilir, bilimde zaten birlik çalışma yöntemlerinde sonuçtadır, dil ve kavramların anlaşılmasında birlik gerekmektedir. Öte yandan Kavram ve söz birliği düşünce birliği değildir, kaldı ki iyi bir düşünce olduğunda akıl iyi düşünceden yana taraf olmamızın gerektiğini bize vaaz eder. Kavram ve söz birliği içinde olursak, kavram ve söz birliğiyle, anlam üzerine ortaya çıkan düşüncelerden daha kolay yararlanır, bu düşünceleri daha kolay değerlendiririz, bu düşüncelerle kendimize ve toplumumuza katkılar sunabiliriz. Kısacası kavram nesneleri ve olayları anlamlandırmamıza, anlamlarda düşünmemize, yardım eder. Söz ve alfabe de bunların kayıt altına alınmasına demiştik, bunu tekrarlayalım ve Dil Alfabe arasında ki farkı anlamaya çalışalım ne dersiniz?
Dil bizim sesimizken, alfabe metnin sesidir, yani metni alfabenin dilinden anlarız, yazının yazıldığı alfabeyi bilmiyorsak yazı bize konuşmaz, metin dilinden anlayana konuşur. Size yakın tarihimizde gerçekleşen harf değişimi yani alfabe değişikliği üzerine örnek vererek devam edeyim…1928 yıllından önce başka alfabe ve başka dil kullanıyordur, bu yıldan sonra hem alfabeyi hemde dili değiştirdik dersek yanlış deriz, devletin diliyle toplumun dilini birleştirdik demek daha doğru olacaktır. Harf, yani alfabe ve devletin dil değişimi yapıldı, toplumla devlet aynı dili konuşmaya başladı, doğru yanlış hala tartışılır… Bu siyasal karardır, siyasal kararların faydasın/zararını toplum gördüğü gibi, kültürel alanlara siyasetin direk müdahalelerinin de kültürel sıkıntılarını yine toplum çeker. Allah dan, okuma yazma oranımız düşük, bilimsel kitap sayımız azdı da sorun daha az yaşandı… Öyle gömlek değiştirir gibi alfabe değiştirmek düşünülmemesi gereken bir durumdur. Şimdi bu yeni harflerin okunması, dolayısıyla bize seslenmesi, dünyada yaygınlığı dünyanın genel olarak kabul ettiği alfabe oluşundan dolayı iyi bir seçim gibi görünüyor. Yani bir değişimi faydası ve zararıyla değerlendirirsek, karşıyız, neden karşıyız bunu kendimize ve topluma anlatırsak bizi hem kendimiz, hem de toplumumuz daha iyi anlar. Artık bu alfabe değişim işini eleştirerek siyasal rantlar devşirme dönemi kapansa iyi olur kanaatindeyim. Yoksa bu değişimi yapmış kişiler, yaşamıyorlar ve kendilerini savunamıyorlar. Şimdi onları savunanlarda yeteri kadar savunamazlar diye düşünüyorum. Ya bizde mi siyasileşiyoruz nedir, bak bu tartışmaya kenarından köşesinden bizde katılıyoruz… Yok, bu tartışmanın tarafları dille alfabeyi, resmi dille toplumun dilini karıştırıyorlar da ondan bu meseleye, bu kadar girdim… Alfa dil değildir, ister Arap harfleriyle, ister Latin alfabesiyle yazın okuyamıyorsanız bu alfabeleri, yada anlamıyorsanız okuduklarınızı oradan bir şeyler katamazsınız. Arap harfleriyle yazılan, 1 kasım 1928 öncesi Osmanlı Türkçesi denen, Türkçeyi bugün yazılan Latin alfabesiyle de anlamıyoruz ki… O bizim konuştuğumuz dil değil sarayın ve entelektüellerin kendi aralarında konuştuğu dildir. Yani hangi alfabeyle yazarsan yaz, sen o dili anlamazsan, o dil senin dilin değilse, o alfabe, o yazı bizim değildir, bize söyleyeceği bir şey yoktur. Şimdi Karacaoğlan ve Yunus’un 1200 lü yıllar da yazdığı şiirleri hangi alfabede yazarsan yaz, alfabeyi öğrendiğinde o şiirler senle belen konuşur onları anlarız… Yeter derece örnek verdik sanırım şimdi Dil alfabe farkına girmeye gerek kaldı mı? Biraz tanım verelim de yazı uzasın mı, yok kısa kes diyenleri dinliyorum, söz, dil, yazı, alfabe üzerine biraz düşünmenizi başka, başka kaynaklardan bilgilenmenizi rica ediyor.. Nesne, kavram, anlam, söz senteziyle düşünmeler nasip olsun hepimize diyerek, selam ve sevgilerimle, …
Fikri Adil – Mart 16 --- www.vatandasfikri.com
Kaynaklar
1- Türk Dili Prof. Dr. Muharrem ergin
2- http://www.tdk.gov.tr/
KAVRAM ACIKLAMASI
Dil :
1- İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisandır.
2-Simgeler ve sözcükler oluşturmak için tanımlanmış bir damga takımı ve bunların, anlamlı bir iletişim aracı olarak deyimler ve tümceler (ya da bir örü) oluşturmak üzere kullanımım yöneten sözdizim kuralları takımı,
4-İnsanlar arasında karşılıklı haberleşme aracı olarak kullanılan; duygu, düşünce ve isteklerin ses, şekil ve anlam bakımından her toplumun kendi değer yargılarına göre biçimlenmiş ortak kurallarının yardımı ile başkalarına aktarılmasını sağlayan, seslerden örülü çok yönlü ve gelişmiş bir sistem. Türkçe, Almanca, Çince, İngilizce, Japonca gibi. Dünya üzerinde konuşulan diller, a) Köken, b) Yapı bakımından sınıflandırılmaktadır. Köken bakımından yapılan sınıflandırmada, bilinmeyen devirlerde aynı ana dile bağlanan bir köken akrabalığı söz konusudur. Hint-Avrupa, Hami-Sami, Fin-Ugur, Ural ve Altay dil aileleri bu temeldeki bir sınıflandırmaya dayanan dil aileleridir. Dünya dilleri yapı bakımından da tek heceli diller (İsolierende Sprachen, isolating kanguages, monosyllabic languages.), eklemeli diller (agglutinierende Sprachen, agglutinative languages) ve çekimli diller (flektierende Sprachen, inflected languages) olmak üzere üçe ayrılır. Her dil taşıdığı söz hazinesine, kullandığı alanlara, yaşayıp yaşamadığına ve toplumun içinde onu kullanan kesimler açısından taşıdığı farklı özelliklere göre konuşma dili, yazı dili, halk dili, aydın dili, bilim dili, edebî dil, kültür dili, millî dil, ortak dil, resmî dil, yaşayan dil, ölü dil olarak da sınıflandırılabilir. Bunlara bk.
ALFABE:
1. db. Bir dilin seslerini gösteren, belirli bir sıraya göre dizilmiş belli sayıda harfin bütünü, abece: Alfabe dönüşümü halkın okumayı kolay sökmesi içindi. N. Cumalı. 2. Bir dilin harflerini tanıtarak okuma öğrenmeyi sağlayan kitap.
2- Bir dili yazmak için kullanılan her türlü işaretler dizgesi. 2. Daha özel olarak sesleri gösteren işaretler dizgesi
BSTS / Dilbilim Terimleri Sözlüğü 1949
Dillerin başlıca seslerini yazıda karşılayan işaretlerin tümü: Türk alfabesi, Latin alfabesi, Rus alfabesi vb.
3-Bir dilin seslerini yazıya geçirmek için kullanılan işaretlerin tümü, itibarî ve belirli bir sıraya konmuş harfler topluluğu. Kaynaklandıkları asıllara göre Köktürk alfabesi, Uygur alfabesi, Arap alfabesi, Lâtin alfabesi, Kiril alfabesi, İbrani alfabesi, Çin alfabesi, Japon alfabesi gibi alfabeler vardır. Ayrıca belirli alfabe sistemlerine dayandırılarak geliştirilmiş millî alfabeler ve transkripsiyon alfabeleri vardır: Lâtin alfabesi temelinde Türk millî alfabesi, Türk transkripsiyon alfabesi …
|