ARGÜMAN (Kanıt, Delil), RETORİK (Söz, Hitabet) ÇATIŞMASI!!
Argüman,( Tez, iddia, Kanıt, Sav) Retorik (Belagat, Hitabet, Söz Söyleme Beceresi)
Bizim toplumumuzda, kavramlar anlaşılmadan sloganlar anlaşılır, bu ise ister düşünsel, ister davranışlar olarak sığlığa neden olur. Bunun nedeni nedir derseniz, iki yabancı dilin, hatta dört yabancı dilin kavramlarıyla, bilgileri, olguları, olayları anlamaya çalışmamızdır ki, bu yarım anlamalara neden olmaktadır. Yarım imam dinden, yarım hekim sağlıktan ederde, yarım anlama neden eder derseniz, toplumsal hayatı, doğal yaşamı iyi anlayamamaya dolayısıyla iyi yaşamamaya neden olur… Bir yanda Arapça, Farsça, diğer yanda Yunanca, İngilizce arasında kalan dilimiz ve dilimizin oluşturduğu zihnimiz, bizi düşünme, daha iyi düşünme, yaşama, daha iyi yaşama yolculuğunda vasatlığa itmektedir. Kavramlar toplum olarak anlaşılamazsa, kavramlar kavranamazsa, hayat, yaşam kavranamaz, anlayamadığımız, kavrayamadığımız yaşanamaz da! Nasıl ki bir aracın kullanma kılavuzu yabancı dille(kavramlarla) yazılmış olsa biz o dili bilmiyorsak nasıl o cihazı kullanabiliriz ki? Aynı şey bize rehberlik edecek kavramların da anlamazsak o kavramların mesajları bizim hayat yolumuzu nasıl aydınlatır ki? Şimdi bu düşüncelere dayalı olarak iki kavramı anlamaya çalışalım, aslında bu iki kavram bir birinin zıttı, yada birbirini denetleyen veya bu iki kavramın yarattığı durumları daha sağlıklı anlamak için, iki kavramın ne anlama geldiğini anlamamız gerekmektedir… Buyurun, kavramlar bize ne diyor, biz ne anlamalıyız, yada anlıyormuyuz?
Argüman ( Tez, iddia, Kanıt, Sav): Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda inandırıcı belge, belli bir sonuca ulaşan bir akıl yürütmenin dayandığı gerçek. Bir tezin, iddianın, anlatımın doğru ya da yanlışlığının temelini ortaya koymada dayanılan önerme. Anlaşmazlık konusu olan bir sorunda yargıcının kanılarını oluşturan, inandırıcı kanıt, şey diyebiliriz. Mantık ve felsefede argüman, başka bir ifadenin doğruluk derecesini, yani sonucu belirlemeyi amaçlayan öncüller veya öncüller olarak adlandırılan bir dizi ifadedir. Şimdi biz bunu, dilimiz de ne ile ifade edeceğiz, gerçeğe uygun tez, kanıt desek, olur mu, üzerine düşünme önerisiyle!!... Geçelim Retoriğe…
Retorik (Belagat, Hitabet, Söz Söyleme Beceresi): Söz söyleme sanatı, bu sanata konu olan, edebi olarak güzel söz söyleme, hitabet sanatını ifade eder. Söz sanatlarını inceleyen bilim dalı, belagat olarak retoriği düşünürsek… Devamında retorik, sözcüğünün güncel kullanımından anlaşılan ise "doğruluğuna, yanlışlığına bakılmaksızın, etkileyici ve ikna edici olmasına rağmen, genel olarak anlamlı içerikten yoksunluğu ifade eden söz" anlamında da kullanılır… Bu kullanımların farkını fark ederek, biz anlama konusunda daha zihinsel olarak uyanık olabilmek için kavramsal kavrama yeteneğimizi geliştirmemiz gerekmektedir… İşte tamda bu nedenle…
Yukarda iki kavramı da gördük, biri gerçek bilgiye dayalı, diğeri ise gerçek olup olmadığı belirsiz, öte yandan bize iyi bir hitabet sanatıyla sunulan bilgileri içeriyorsa, bizim hoşumuza giden, güzel sözün, sunumun etkisiyle, ya yanlışı seçersek, yanlış seçimlerimizin bize iyi bir kişisel ve toplumsal yaşam sunamayacağına göre… O zaman bize hangi bilgi kanıta, gerçeğe argümana(Kanıt, Gerçeğin Delili), hangi bilgi doğruluğuna bakılmaksızın bizim hoşumuza giden retorikle, güzel hitabetle, şiirsellikle, duygusallıkla sunuluyorsa, biz bunları ayırabilecek bir bilinçte olmamız gerekmez mi? Bunu genellikle siyasetçiler yapar, vatandaşları ikna ederek, oylarını almak için kanıtsız slogansı, akla degil duyguya hitap ederek konuşurlar… Biz bu iki kavram arasındaki farkı bilemiyorsak, yanlış tercih etme ihtimalimiz yükselecek ve yanılacağız… Yanılmamak için argümanın, kanıtın nedir diye sorarak bize sunulan konuyu, bilgiye yaklaşırsak, yanılma ihtimalimizi azaltmış oluruz… Son olarak…
İster bilimsel, ister dinsel kavramları dilimizin kavramlarıyla, terimleriyle, sözcükleriyle okuyarak anlamamız lazım veya biraz daha zor olan dünya evrensel kültürü, yoğun olarak hangi dille insanlığa mesajını veriyorsa… O, yabancı dili öğrenerek, bu dilin kavramlarını dilimize çevirerek hayata dair kavramların bilgilerini anlayarak, okuyarak… Daha iyi anlamak, daha iyi bilmek, daha iyi bilmek ise daha iyi yaşamak demektir, daha iyi yaşamak dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – 13.12.2021 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
|