TOPLUMSAL DİNAMİKLER DE SIRALAMA
(Toplumsal Dinamiklerin Zayi Edilişi)
Toplumsal dinamikler toplumların önceliklerini belirler, önceliğine göre sıralanırlar, bu sıralama zamandan zamana, mekandan mekana, sistemden sisteme farklılaşır… Bu biraz toplumların hayatı okumasına, ihtiyaçlarının farkındalığına da bağlıdır. Bizde toplumsal dinamiklerin durumu nedir derseniz, ben size gereklilerle gereksizler yer değiştirmiş derim… Bu ne demektir derseniz devam edelim… Bende anlamaya çalışıyorum, birlikte dinamikler üzere düşünelim mi?
Toplumda bir işleyiş vardır, bunun temeli nedir derseniz ben adalet derim, ilk soruyu kendimize soruyoruz adalet hayatımızda ne kadar etkili? Soruların cevaplarını bu sefer size bırakıyorum… Adilmisiniz?
Adaletin ikiz kardeşi olan Ahlak, kişisel ve toplumsal hayatımızda ne kadar yer kaplar? Soruyu biraz acıyorum, işimizi düzgün yapmak, ticaretimizde fahiş fiyat uygulamak, kendi çıkarımızı korumak için yalan söylemek, kariyerimizde ilerlemek için dedikodu üretmek, siyasal rakiplerimize karşı kazanmak için her türlü yolu mübah görmek ne kadar ahlakidir? Benden Cevap Yok!
Sonra kültürün bel kemiği olan edebiyatla aramız nasıl? En son birkaç sayfa yazı ne zaman okudunuz? Roman deyince İtalya’nın başkenti Roma’yı mı anlıyoruz? Şiir deyince annemizin söylediği ninnileri, ebemizin söylediği manilerimi anlıyoruz? Dünyanın gelişmiş ülkeleri ne kadar kitap okuyor, biz ne kadar kitap okuyoruz, hiç araştırdınız mı? El cevap bizim lider çok güzel şiir okur, bende onu dinlerim edebiyatla ilgim budur benim… Anlaşıldı evladım çok ilgilisin, hiç olmazsa şiirin edebiyat olduğunu biliyorsun… Dinimizin kitabı Kuran’ı kendi dilimizden de mi okumadık yoksa? Abi zor sorular soruyorsun…
Gelelim toplumsal dinamiklerden dine, din deyince ne anlıyoruz, dini alanda ibadet, iman ilişkisi üzerine hiç düşündük mü? İman mı ibadete götürür, ibadet mi imana götürür? İman, adalet, ahlak ilişkisi üzerine ne düşünüyorsunuz? Bu konular üzerine bilgimiz nelerdir? Cevap yok bu soruları cevaplamak için, dini bilgi alanında çalışmalıyız, bu sorulara cevap veremiyorsak bir gün gidelim ilçe müftünüzü ziyaret edelim, bu sorulara cevap arayalım… Bu alan da son soru … Her türlü hileyi yaparak mümin kalınabilir mi?
Toplumları ayakta tutan en önemli toplumsal dinamik ne dersek ben adalet derim, adalet neyle sağlanır? Adalet mülkün temeli sözünü her yere yazarız, bu sözün altında her türlü adaletsizliği ticaret ve siyaset adına yaparız… Burada ki mülkü, yanlış anlarız, bu mülk toplumdur, devlettir, ülkedir, yani toplumun, devletin, ülkenin temelin de adalet vardır… Soru bizim devlet vatandaş, vatandaş, vatandaş ilişkilerimizde ne kadar adil olabiliyoruz? Ben cevap vermiyorum, siz bir gün içinde kaç kişiye adaletsiz davrandığınızı biliyorsunuz… Kaç kere hak etmediğiniz halde cezalandırıldınız, kaç kere hak etmediği halde cezalandırdınız? Kendi dava, düşünce, mensuplarınız dışındakiler adaleti hak ediyorlar mı?
Bütün bunların üstüne, bütün bunlarla işler yapacak, hizmetler üretecek siyasete gelelim mi? Ne zaman çıktık ki, son seçimler de adamın bizi şu partiye oy vermek farz diyordu… Bu ne demektir biliyormusunuz dinin köküne, siyaset dinamiti koymaktır… Toplumda dindar, az didar fitnesini ateşlemektir… Ben bizim siyasetçilerin iktidara gelmesi için her türlü şeyi yaparım… Efendim çok fanatik buldum sizi, size sizin camiada entelektüel dendiğini duymuştum… Evet öyle derler… Haklısınız, demek ki, yanlış duymuşum, yanlış tanınıyorsunuz, bütün birikiminizi siyasete kurban etmişsiniz, siz siyasete fren olacak düşünceler üretmek yerine, önümüzde ki uçurumu göre göre gaza basıyorsunuz, farkındamısınız? Siz kafirmisiniz? Soru bana mı, yok ben, Türk, Müslüman, demokrat TC vatandaşı olmaya çalışıyorum… Siz kafirlik ölçüsünün kimde olduğunu biliyormusunuz? Bakın hep bu hatayı yapıyoruz, tahrikâtla siyasi partiyi, devletle cemaati karıştırıyoruz, başımıza gelen sıkıntıların nedeni bumu acaba?
Hele, hele daha bilimsel, alana girmiyorum bile, son bin yıldır yerlerde sürünüyoruz, ekonomiyi ele alalım diyorum borçluluk oranlarında rekorlar kırıyoruz… Efendim bizim borçluluk oranımız Avrupa ülkeleriyle kıyaslayınca normal… Efendim siz bu borcun nasıl ödeneceğini düşünüyormusunuz? Ben düşündüm de, üretim ve tasarrufla borç ödenir sonucuna ulaştım… Bizim üretim ve tasarruf oranlarımızla Avrupa’nın üretim ve tasarruf oranları nedir? Düşün dük mü? Toplumsal dinamikleri nasıl erezyona uğratıyoruz? Toplumsal dinamiklere verilen zarar topluma verilen zarardır, toplum zarar görürse, sen/bende zarar görürüz… Son soru, toplumsal dinamiklerin gücünü kullanabiliyormuyuz?
Toplumsal dinamiklerin Sıralaması nasıl olmalı, ne Yaparsak değerlerimizi zayi etmeyiz, İş ve davranışlarımızı sadece kendi hırslarımıza göre degil toplumsal değerlere göre, iş ve işlemler yaparak dinamikleri özümseyerek, daha güçlü, daha gelişmiş, daha etkin bir Millet (toplum) olmak dileğiyle… Selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil -- 8.5.17 -- vatandasfikri.com
|