AYDIN/ÂLİM OLMA SORUMLULUĞU
Aydının/Alimin, yeri ne olmalı? Sorusunun cevabını birlikte arayacağız, Aydın düşünsel önder olmalı, aydın toplumsal sorunları öngörmeli ve çözüm önerileri sunmalı, alim kültürel biliç oluşturmalı, yeni durumlar karşısında, yeni çıkış yolları bulmalı, bunlardan aydının- alimin rehber olması gerektiğini görüyoruz. Siyasetcilerede bu rehberliklerini yapmalı, bizim aydınımızda bu eksiklikleri görüyoruz.
Sadece aydınlarımızda degil, siyasetcilerimizde de bu konuyla ilgili eksiklikler görüyoruz. Bir kurumun onlarca danışmanı var, görevleri uzmanlık alanlarında yöneticilere, siyasetcilere yardımcı olmak. Ben bir kurumun danışman kadrosu içinde 10 kişiyle konuştum seçilerek gelen bu yönetici sizden hangi konuda yardım veya danışmanlık istedi? Cevap, danışılmadı oldu, neden diye sorup soruşturdum, bazen daha önceki yönetimin atadığı danışmalar olduğu için, bazen yöneticilerin yüksek egoları yüzünden ben bilirimden kurtulamadıkları için, bazende yetersiz oldukları düşüncesiyle danışılmadığı izlenimi edindim. Bu kadroların çok önemli olmasına rağmen işlevsiz olduğunu görüyoruz, oysaki, karar mercilerindekilerin tartışma, istişare çeşitli bakış acılarıyla degerlendirmelerinin ancak bu kadroları işlevsel hale getirerek daha sağlıklı kararlar alınabilcegini görülmektedir.
Danışmanlar, özel işleri takip için, eşe dosta iş vermek için açılmış kadro algısı oluşturmuştur, belkide bu nedenle bu çok önemli iş gölgede kalmıştır. Yeteri kadar entelektüel birikimi, yeteri kadar uzmanlık bilgisi olmayanların bu kadrolara atandığı genel kanısı aradaki yeterlilerinde saf dışı kalmasına neden olmaktadır. Oysaki en önde gelmesi gereken yönetici yetenek, yeterli ile yetersizi ayırma yetenegi olmalı degilmidir?
Biz âlimlerin ne olması ile ilgileniyorduk, yan konu bizi asıl konumuzdan uzaklaştırmasın, daha acık bir ifadeyle yöneticilerin kendilerini tatmin etmek için yanlarında dolaştırdıkları yalaka mı olmalı yoksa yöneticileri bilgilendiren, onları yanlış yapmaktan alıkoyan, onların sorunlarla, olaylarla ve olgularla karşılaştıklarında yönettikleri kurumun ve toplumun iyiliği için yöneticilerin sağlıklı kararlar almasını sağlayacak bilgilendirmelerle doğru kararlar alınmasını sağlamak olmalı degilmi?
Biz, bildikleri doğruların yöneticilerin hoşuna gitsede, gitmesede toplumun yararına ise acıklamaları gerektiğini bilen ve acıklayan aydınlara, uzmanlara ciddi ihtiyacımız vardır. Kendi konumumu kaybedecegini bile bile toplumsal bir doğruyu acıklamak zorundadır aydın, alim, uzaman, danışman .
Evet, toplumsal fayda söz konusu olduğunda kişisel faydaları aşabilendir aydın, o daha geniş bir çerceveden bakar sorunlara, daha sağlıklı çözümlere böylece ulaşır. Bu çözüm sonuçlarını öncelikle yöneticilerle paylaşır, sonra halkla paylaşır ulaştığı bilgileri ve sonuçları. Halk siyasetciye kulak verdiği kadar aydınlara ve uzmanlarada kulak vermek zorundadır.
Bizim halkımızn bu konuda ciddi eksiklikleri vardır, hep siyasetcileri dinlerler, aynı konuda aydınları, akademisyenleri ve uzmanlarıda dinlemek halkın yönetici seçiminde biliçli davranmasını sağlayacaktır. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz, aydının yöneticileri bilgilendirmesinin yanı sıra halkında bilinçlenmesi için çaba göstermesi gerektiğidir. Burada bilgiyi veren aydın kadar bilgiyi alacak halkta, yöneticilerde siyasetcilerde sorumluluk sahibidir.
Toplumsal tabakarı sorumluluk bilincinde olan toplum sorunlarını daha kolay aşar. Fikri Adik
Bu nedenle aydın olma sorumluluğu ne kadar büyükse, aydınların ulaştığı çözüm önerilerine ve bilgilere önem vermek ve öğrenmekte bir o kadar sorumluluk gerektirmektedir. Aydınına deger vermeyen, onun ulaştığı, ortaya koyduğu bilgiye deger vermemektir, bilgiye deger vermeyen toplumları halini tarih yazıyor, tarihin karanlık dehlizlerinde kaybolduklarını ögreniyoruz. Biz toplumumuzun aynı akibete maruz kalmasını istemiyorsak eger, hem yönetenler, hemde halk olarak aydınların bilgiyle, birikimle oluşturdukları ve aydınlattığı yoldan yürümeliyiz.
Bu nedenle aydınlarımız rant peşinde olmadan sanal doğruların degil, yönlendiren bilgilerin degil, gercek doğruların peşinde olamalıdır, gerçeklerin peşinde olan aydınları, yalaka ve rantcı aydınlardan ayırma ferasetimiz olması gerekir ki nereden gelecek bilgiyi önemseyelim, nedreden gelecek bilgiye şüphe ile bakalım, bu ayırımı yapmadıktan sonra hep yanlış seçimler yapar, yanlış kararlar alırız. Yanlış kararlar ve seçimlerde bizi vasatlaştırır, vasatlığımızı gizleyen yalaka aydınların peşinden giderek, yanlış kararlar alan yöneticileri seçeriz. Böylece gelişiyoruz, ilerliyoruz sanısı ile doğruları söyleyenleri Allah korusun suçlarız bile…
Bu yanlışlarımızın toplumsal maliyeti o kadar yüksektirki, bizim kişisel kazançlarımız ve kayıplarımızla kıyaslanamaz bile… O zaman gerçek aydınların rehberlikleri ile seçimler yapan halk olamalıyız ki, aydın sorumluluğu taşıyan aydınları dinleyen ve onların düşüncelerinden yararlanarak kararlar alan yönetici ve siyasetciler seçebilelim… Aydının ve alimin yeri bütün bu yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı, bizim önümüzde olması gereginin altını çizerek... Doğru kararlar için, doğru bilgi, doğru bilgi için güvenilir aydınları ve bilgi kaynakları seçmek dilegiyle selam ve sevgilerimle…
www.vatandasfikri.com >> Fikri Adil <<
|