TAVŞAN SENDROMU
(Seçimlerin Üzerinde ki Baskı)
Sendrom: Belirti, Sıkıntı, biraz daha genişletirsek kaygı duyma hali Pazartesi sendromu gibi, biraz daha belirtilerin çoğalması halin de tıbbi acıdan baktığımızda ise bir hastalıkta görülen semptomların tümü. Şimdi nefes alıyoruz, normal nefes alıyorsak sağlıklıyız, alamıyorsak orada bazı belirtiler oluşuyor, bu belirtiler (Sendromlar) sağlıklı nefes alamama nedenimizi oluşturuyor… Aşırı reklam ve propaganda da bizde yanlış seçimlere neden olabilecek sendromlara neden olabilir… Ben bunun üzerinden hareketle, sağlık seçim nasıl yapılır üzerine duralım, gelin bu konu üzerine birlikte düşünelim…
Bir seçime giriyoruz, şehirlerin belediye başkanlarını seçeceğiz, sağlık seçim nasıl olur, iyi iyi/neyse onu seçersek, kişiler söz konusu olduğun da ise nitelikli, liyakatli, bunlara ilave yönetici söz konusu olursa ahlaklı, adaletli kişi kimse onun seçimi sağlıklı, tersi sağlıksız bir seçim olacaktır… O zaman sağlıklı seçim nedir, yada sağlıksız seçimlere neden olan sendromlar(Belirtiler) nedir seçmeden önce düşünülmesi gerekmez mi? İnsan bilgiyle düşünür, Adayları tanımak için onlarla ilgili bilgili olmamamız gerekmez mi!!?? 20-30 bilemedik 100-200 bin nüfuslu şehirlerde adayları tanırız ama ya milyonluk kentlerde nasıl tanıyacağız? Uzun zamandır unuttuğumuz ve dünyada seçim yapılan ülkelerde adaylar Tv ye çıkarak karşılıklı tartışırlar ne yapıp yapmayacaklarını belirtirler, seçecek vatandşalar da onları tanır… Son 15 senedir, adaylardan bazılarının kendine güvenmemesine dayalı olsa gerek, yapılamayan tartışma programları adayları daha tanımamızın önünde engelledir… Bu tartışma programlarını tekrar yapılmasını öneriyorum… Seçeceğimiz şeyi tanımadan nasıl seçeriz, tanımamız, iyi olanı seçmek için düşünmemiz gerekmez mi? Gerekir de neyle düşüneceğiz, bizzat adayları tanımıyorsak bize gelen bilgilerle düşüneceğiz, bu bilgileri nereden edineceğiz adayın bastırdığı broşürlerden, Tv’lerden, Gazete haber ve yorumlarından… Ya bu bilgiler doğru bilgiler değilse, ya bu bilgiler eksik bilgilerse, ya adaylar bize yalan konuşuyorsa!!! İşte dikkat etmemiz gereken yer tam da burası…
Ben yaşadığım şehirde neredeyse 10-12 seçime tanık oldum, en çok bayrak asan, reklam broşürüne en çok projeyi yazan, bunun yanın da iktidar desteğiyle bunları destekleyen TV lerin sürekli haber mi, propaganda mı, reklam mı, doğru, yanlış bilgi mi belli olmayan yayınlarıyla bir adayın desteklenmesi söz konusu olmaktadır… Bu durumda geri plana bilinçli bir şekilde itilen aday ya nitelikliyse/liyakatliyse, biz yanlış bilgiler üzerine yanlış bir seçim yaparsak… Kentimiz/ülkemiz kötü yönetilirse, bunun günahı vebali kimin olacaktır, tabiki seçen bizim… İşte bu nedenlerden dolayı seçeceğimiz ne olursa olsun ister araba, modelini, kaza yapıp yapmadığını, kaç kilo metre de olduğunu, motor gücünün kaç beygir olduğunu, kilometre de kaç lira yaktığını, bagaj hacminin ne olduğunu, bu aracı ne için kullanacağız, bilgileriyle araba seçiyoruz, alıyoruz da… Ülkemizi, şehrimizi yönetecek bir yönetici seçerken neden bu kadar özensiz davranıyoruz? Anlamış değilim!!! Alacağımız arabanın kazasız olmasına özen gösteriyoruz da, seçeceğimiz kişinin kazasız olmasına neden özen göstermiyoruz, kişilerde kaza nedir derseniz? Verdiği sözleri tutmaması derim, yolsuzluk, hırsızlık derim, ihaleye fesat karışmak, yalan konuşmak derim… Bütün bunlara rağmen onu yaptı, bunu yapıyor, bunun benzerlerini başka yöneticiler kaç liraya yapmış, bu seçtiğimiz aday kaç Liraya yapmış? Hiç para vermeden yap, işlet devret modeliyle 20-25 yıllığına kullananlardan alacağı paranın (Kiranın) kullanan vatandaşlara maliyeti nedir? Çok yüksek maliyetliyse neden izin verilmiştir? Mevcut yönetimler acısından değerlendirince geldiğinde kurumun, ne kadar borcu varmış, şimdi ne kadar borcu var, bu borç alınan paralarla ne yapılmış, daha başka ne yapılsaydı iyi olurdu, ne yapılabilirdi?? Biz seçtiğimiz/seçeceğimiz kişiler için bunları sormamız gerekmez mi? Soramıyorsak Tavşan Sendromu içindeyiz demektir? Bu ne demektir derseniz devam edelim..
Son 70-80 yıldır ülkemizin kötü idare edildiğini ve bu kötü yönetenleri de bizim seçtiğimizi söylüyor, tavşan sendromuna geçiyorum…
Tavşanlar gece yüksek ışığa maruz kalınca donup kalırlar, yüksek ışıkla hile yapan avcı onu vuracak, bu nedenle de kaçması, canını kurtarması gerekirken kaçmazlar… Ben bunun siyaset alanında uygulanmasına “tavşan sendromu” diyorum… tavşan sendromunu anlamazsak, İçinde yaşadığımız toplumda yüksek reklam ve propagandaya dayalı yanılsamaları, yanlış seçimleri anlayamayız… Size ABD den örnek vereyim, ABD bir dünya ülkesi biz coğrafyamızın ülkesiyiz… ABD de bu seçilmiş olan adam mı, daha iyi, yoksa seçimi kaybeden kadın mı, daha iyi idi? Bence kaybeden Kadın aday daha iyi idi, seçilen aday milliyetçiliği, dini duyguları kullanarak eçildi, geldi ama ülkesinin itibarını zedeliyor… Biz tavşan misali çok yüksek milliyetçiyim/dindarım diyene mi inanacağız, seçeceğiz? Yoksa ülkesinin diplomatik, ekonomik, teknolojik, asgeri, gücünü, iyi kullanarak dünyada ki ülkelerle müzakereye, uzlaşıya ve anlaşmaya dayalı bir politika uygulayanı mı, yoksa herkesi düşman edeni mi? Seçeceğiz!!! Belediyede şuraya uçak lokantası, buraya dinazor, şuraya ne olduğunu bilmediğimiz şeyler dikerek, yaptığı yerleri kiralayarak vatandaşların paralı (Kirayla) yararlanmasına neden olanı mı seçeceğiz? Yoksa belediye başkanı olduğun da kaynakları düzgün kullanan, su faturası üzerinden hemşerisini sömürmeyen bir belediye başkanı mı iyi seçim olacaktır??!! Tavşan sendromun da değilsek bunları fark ederiz seçmemeniz gerekeni seçmez, seçmeniz gerekeni seçeriz… Seçimlerimizin üzerinde ki reklam ve propaganda baskısını kaldırarak daha iyi olanı, daha faydalı olacak olanı, daha ahlaklı ve adaletli olacak olanı seçerek, daha iyi seçimlerde bulunarak daha iyi bir ülkede/şehirde yaşamak dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 16.1.19 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
-
Türkçe Sözlük - Türk Dil Derneği
-
http://tdk.gov.tr/
|