|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
KAMU AYRICALIKLARININ SINIRI |
KAMU AYRICALIKLARININ VATANDAŞI BOĞMASI
Kamu ayrıcalıklarının vatandaşların haklarını boğacak kadar genişlemesi günümüzün sorunlarından biridir. İster kamu adına hareket eden isterseniz vatandaşı temsilen kurumsallaşmış kurumları, ister kamu maaşları, özel maaşları ele alalım hepsinin vatandaşın aleyhine olacak şekilde alanlarını genişlettiğini artık vatandaşların hak ve hukukunu hem siyasal hem ekonomik hem de sosyolojik olarak daralttığını görmekteyiz bunun içindir ki kamu alanını sınırlandırmak artık gerekli olmuştur. İster kamu adına iş yapanlar, isterseniz vekil olarak temsil edenlerin hepsi ya vatandaşa hizmet için oradadır yâda temsil etmek için…
Hizmetcinin ev sahibinden daha ayrıcalıklı olduğu durumlar gercekten de biz de kamu kuruluşlarının vatandaş hak ve hukuklarına dikkat etmeden yaptım oldu durumu için örnek gösterilebilir. Bu haklar hiçbir iktidar dönemin de vazgecilmeyen bir ayrıcalık olmuş, zaten iktidarlar ayrıcalıklarından kolay vazgeçmez, onun için vatandaşların örgütlenerek haklarına sahip çıkmaları gerekir. Haklarına sahip çıkmayan vatandaşın hakları ihlal edilecektir.
Kamu, iki haliyle degerlendirebiliriz, biz genel olarak resmi kuruluşları algılarız, kamu kamuya hizmet edendir. Kamu kurumlarının ayrıcalıkları onların yaptığı işin öneminden gelir. Daha iyi anlayabilmek için konunun üzerin de düşünmeye Ambulans ve itfaye araçlarının trafikte geçiş üstünlükleri üzerin de duralım.
Ambulans neden geçiş üstünlügüne sahiptir, diger araçlar ona neden yol verir hasta taşır, belki de saniyeler, dakikalarla için de hastaya müdahale edilmezse ölecektir. Ambülâns kamu aracı olduğu için önemli degildir, hasta taşıdıgı için önemlidir. İtfaye geçiş üstünlüğüne sahip bir kamu aracıdır, bu geçiş üstünlüğünde ki neden yakın söndürmeye gidişidir. Yangına müdahale edilmemesi durumun da canlar, mallar yanar, yangın daha çok zarar verir. İtfayenin geçiş üstünlüğünün nedeni yangın söndürmede ki amacına ve bu amaçda da vatandaşa hizmete dayanır. Bütün bu hizmetler yangın söndürme ve hastayı kurtarmak içindir. Ama biz tutup da ambülâns ve itfaye aracına bu üstünlüğü verirsek, bu hizmetten yararlananları ikinci plana atarsak, yanan yerdeki canları ve hastanın yerine ambülâns, itfaye araçlarına deger verirsek büyük bir çelişkiye düşmüş oluruz.
İşte bu gibi durumlar dan da yola çıkarak kamu görevlilerin de ister ekonomik isterseniz yasal olarak aşırı ayrıcalıklarla donatırsak vatandaş haklarını boğar, vatandaş rahatsız olur. Asgari üçret alan vatandaş, otobüse biner tam bilet atarsa, kamu görevlisi onun üç katı almasına rağmen ya indirimli bilet yâda bedava binerse burada ki adaletsizlik toplumsal acıdan sürdürülebilir degildir. Bir yerden kopacaktır, rahatsızlıklar tepkiye tepkiler isyana dönüşecek ve toplumsal sorunlar başlayacaktır.
TBMM üyeleri de aynı durumdadır, dünya genelinde milli gelirle kıyaslandığın da bizim vekiller ortala milli geliri aylık olarak almaktadırlar. BU da temsilcisi olduğu vatandaş dan 11 defa daha çok pay alıyor demektir ki milli gelirin bu ne kadar normaldir. 5–6 katı olsun ama 11–12 kat olması çok adil degildir.
Güvenlik güçlerinin önemini hepimiz bilir ve saygı duyarız, ama bu güvenlik güçleri korudukları vatandaşlardan daha önemli hale gelirse şunu deme hakları doğmaz mı? Ben bu kadar önemli biriyim bir vatandaş için canımı tehlikeye atmam… Demezler ya, ama iş kamu ayrıcalıklarının abartılarak devam etmesi halin de oraya kadar gidebilecegi kaygısını ben şahsen bir vatandaş olarak taşıyorum.
Evet söz konusu olan ülke ortalama gelir seviyesinin dikkate alınarak kamuda üçretlendirilmeye gidilmesi gerekmektedir. Bu devlet memurları açısından asgari üçretin üç katı 2500 lira olabilir ama daha fazlasının alınması durumunda kamu çalışanlarının ayrıcalıklı kimseler olarak toplumun tepkisini çekecekleridir ki bunun ayak seslerini Bosna Hersekte gördük, Rusyadan ayrılan Cumhuriyetler de alttan alta görüyoruz.
Bu nedenledir ki kamu ayrıcaklıkarını ister vatandaş hak hukukunu bogan, isterseniz ekonomik ayrıcalıklar yaratarak vatandaş kamu çalışanı arasın da uçurumlar yaratacak hale getirmemeliyiz düşüncelerimi kamu çalışanlarına, kamu yöneticilerine, Sayın Başbakana hatırlatıyor önlem alınmasının iler de yaşanılacak sorunlar toplumsal düzenimiz için risk oluşturduğunu düşünüyorum…
Üstelikte kamu çalışanlarıyla asgari üçretle çalışanları kıyaslandığımız da hem çalışma süreleri hemde çalışma yogunluğu acısından ciddi uçurumlar olduğunu hepimiz görüyoruz. Bu adaletsizliği Hükümeti yönetenlerin, yasama da ki vekillerin, sendikaların dilkkatine sunuyorum.
Tabi ki gönül ister ki asgari ücreti kamu çalışanlarının seviyesine çıkaralım, ama gerçekci olmak lazım ki ülkemiz kaçak işçi cenneti olmuş durumdadır. Bu konuda acilen önlemler gerekir. Pakistanlı kardeşlerimiz, Hindistandan dan, Flipinlilerden ve pek çok Afrika ülkesinden gelenlerin çok düşük üçretlere çalıştığını görüyoruz. Sebebi ülkelerinde milli gelir çok düşük olduğundan bura da asgari ücretin altında çalışmaya razı oluyorlar ve bizim de hem maaşları düşürüyorlar hemde işsizliği körüklüyorlar. Bu nedenle dünya iş gücü piyasasında emek üçretleri düşme egilimindedir. Bunu bile bile sınırların geçişgenligini göre göre maaşların dünya ekonomik piyasaları da dikkate alarak nasıl oluşturulacağı, kamu özel asgari taban, tavan maaşları arasındaki uçurumun giderilmesi planlanmalıdır düşünceleriyle Başbakanımızın ve bakanlarımızın dikkatine bu konuyu sunuyorum.
Selam ve sağılarımla…
Fikri Adil – www.vatandasfikri.com Mayıs -14
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|