KAFAMIZ MI KARIŞIK NE?
(Kafa Karışıklığının Nedenleri)
Toplum olarak kafamızın karışık olduğunu görüyorum, bunu nereden çıkarıyorum, nereden çıkıyor, çıkarıyorsun derseniz, çok neden, çok nedenim var… Bunlardan birisi..
Bir olay oluyor, örneğin daha yeni bir referandum yaptık, referanduma yüklediğimiz anlamları bir düşünün, neler söylenmedi ki, her grup da bu söylemleri normal buldu, söyleyenlere kızan kadar alkışlayanlarda oldu, normal olamayanı normal buluyorsa bir topluluk… Ya normalini kaybetmiş, yada kafası çok karışık bir toplumdur… Siyasetçilerimizi dinliyoruz, gerçekten de, şaşırıyoruz, ekonomik kararlara bakıyoruz, üretimi teşvik yerine, tüketimi teşvik ediyoruz, üretim imkanlarınızı, tüketiminiz aşarsa, borçlanmak zorunda kalırsınız… Önlem almazsanız, borçluluk oranınız artar, bu borçlar üretmemenin yükünün yanı sıra bir de faiz yükü yükler bize… Kafası karışık olmayan toplumlar bu durumu uzun süre sürdürmez, hemen ekonomi mantığının gereği önlemler alır… İkinci kafamız karışık konu ne derseniz, dini inanç alanıdır derim…
Dini konularda, hem kaynaklarda sıralama karışıklığı, hem kaynakların yorumlarında aşırıya kaçma, daha önceki yorumlarla ortaya çıkarılan dini düşüncelere aşırı anlamlar yüklemeye dayalı kafa karışıklığının yanı sıra… Din denildiğin de ne anlaşılıyor, yada ne anlıyoruz sorusuna verdiğimiz cevaptan da, dini sitelerde ki aranan kelimelere bakınca da dinden ne anladığımız konusunda da kafamızın karışık olduğu görülüyor… Mesela din deyince sadece ibadet anlayanların olduğu kadar, din deyince sadece kendi cemaatlerinin yorumunu din sananların çokluğu da göze çarpıyor… Oysa din ne sadece bir dini düşünce akımı, ne sadece ibadetler, ne sadece bir cemaatin söylemi… Din Kuran aracılığıyla, Peygamberimizin Kuran’ı anlama ve uygulamasına dayalı olarak, bugün ki dünya şartlarında dinimizi, inancımızı iman üzere, anlamlandırmak ve yaşamaktır diyebiliriz… Bir düşünce adamı olduğu kadar bir siyasal lider de olan A. İzzet Begoviç’in din tanımının ne kadar net olduğunu, bu alanda ki kafa karışıklığımızı aşmamamıza yardımcı olacağını düşünüyorum… Bilge lider mealen der ki, “ Din nedir, din iman ederek ahlak ve adalet üzere iyi, güzel, doğru şeyler yapmaktır” gördüğümüz gibi ne kadar net, kafa karışıklığını bu alanda aşmadıkça Kültürel, hukuki, siyasal, ahlaki, adaleten değerlerimizi de besleyen dini inanç üzere düşünceler de kafa karışıklığımız devam edecek gibi… İman alanın da, kafamızı karışıklığını gidermek için, dinimizi kaynağından dilimizle anlayarak okumak, geçmiş dönemdeki okumalardan da yararlanarak anlamak önerisiyle… Üçüncü kafa karışıklığı nedir derseniz, yukarda saydığımız karışıklıklarına dayalı, sosyal kafa karışıklıklarıdır…
Sosyal kafa karışıklığının nedeni ne derseniz, dini alanda ki, siyasal, ekonomik alanda ki, çelişkilerin sosyal alana yansımadır diyebiliriz.. Bir örnek vererek bu alanda nasıl kafa karışıklığı yaşıyoruz görelim, isterseniz bunun temel nedenlerinden birinin bulunduğumuz coğrafyanın kültürel senteze dayalı bir coğrafya olduğu varsayımı da ekleyerek düşünelim… Burası ne batı, ne doğu, burası iki kültürün harman olduğu bir bölge Anadolu, biz burası Türkiye yapmışız… İstesek de istemesek de burada yerleşik olan kültürden etkilenmişiz, kültürümüze eklemişiz… Kültürümüzün öz kaynaklarıyla karışmış, zaten kültürümüze ne kadar sahip çıkarsak çıkalım, başka kültürlerden, kültürel etkileşim olabilir, bu normaldir… Bu kontrolsüz olursa, toplumsal hazım sorunu yaşayacağımız da başka bir olgudur.
İşte bunun için önerim kafa karışıklığını önlemek maksadıyla, siyasal söylemlerimizde, eğitimimiz de, dini düşüncelerimiz de, iki ayak üzere düşünsel çıkarımlarda bulunmalıyız.. Biri kendi öz kültürümüz, değerlerimiz, diğeri evrensel değerler ve dünya algısı üzerine, bilgi, düşünce, eylem, söylem sentezi gerçekleştirmek zorundayız.. Ama gördüğüm kadarıyla bu kafa karışıklığını çözmek yerine, bu kafa karışıklığından yararlanan siyasal ve dini grupların, liderlerin, kanaat önderlerin olduğudur… Kendi siyasal partimize oy devşireceğiz, kendi cemaatine mürit bulacağız diye kafa karışıklığı yaratmak, bu toplumun, birliğine, toplumsal barışına vurulan bir darbedir…
Bu toplum da siyaset yapan herkes, kendi dini inancına dayalı dini yorumunu yaşayan, tüm dini cemaatler, ekonomik çıkar grupları, sivil toplum örgütleri, devletin kurumları kafa karışıklığı yaratacak her türlü eylem ve söylemden uzak durması gereğinin altını çiziyor… Kafa karışıklığının gerçek bilgilerle aşılacağını, bunun içinde eğitim, okuma, merak gibi kültürel alanda caba gerektiği bilinciyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 26.4.17 -- vatandasfikri.com
|