YÖNETİM/YÖNETİCİ HASTALIKLARI
Her bünyenin kendine özgü hatalıkları vardır, yönetim yani yönetici hastalıkları olduğu gibi… Yönetim hastalıkları nedir, hiç düşündük mü, tabi ki benim gibi hiç yönetici olmadınızsa düşünmenize gerek diye düşünebilirsiniz… Oysaki her yer yönetiliyor, çalıştığımız kurum, vatandaşı olduğumuz ülke, bu yöneticilerin de insan olduğu düşünülürse, bunların da zaafları olabilir ve bu zaaflarda devletin yönetici bünyesin de hastalıklara neden olabilir… Olabilir değil belki de oluyordur… Lafı çok uzatmadan hastalıklara getirelim mi? Ben dört hastalıktan bahsedeceğim… İlki kibir…
Kibir nedir, dersek ben bunu bir sohbette şeytan hastalığı diye duymuştum, yani şeytanın özelliklerinden biridir, insan da şeytanın neden olduğu hastalıklara sebebiyet verir… Biz bunun terim olarak bize ne söylediğine bakacak olursak… Kibir: Kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik, gibi olumsuzlukları barındırdığından bir aşamadan sonra yöneten, çevredeki insanların kullanılması gereken araçlar gibi düşünmeye başlama ihtimali vardır ki… İşte tam bu nokta da kibrin zulmü de başlar, oysaki yönetici ortak fayda yaratmak için yönetmeye gelmiş olmasına rağmen zulme bulaşmış olur… İşte bu nedenle yöneticilere tüm düşünürler mütevaziliği, tevazu önerirler… Bu kibir başka şeylere de yol acar, örnegin başkalarına gidecek ekonomik kaynakları kendi lüksüne ve keyfine göre harcaya başlar ki, başka sorunları da beraberinde getirir… Bunlardan biri de itirastır…
İhtirasın ne gibi yönetim hastalıklarına neden olduğu görmek için bu sözcük üzerine durmamız gerekir… İhtiras: Aşırı, güçlü istek, tutku bir yere kadar yöneticiler de olması gereken bir özelliktir ama bu ihtiraslar müzakere yeteneğini yok ediyorsa, o zaman hem kendileri için hem de yönetimin de bulundukları toplumları için büyük sorunların başlangıcıdır… İşte bu nedenle önerilen yönetenlerin ihtiraslarını, zaafa dönüştürmemeleridir. Başka ne yönetim hastalığı vardır derseniz, ben size iştişaresizlik derim…
İstişare neye neden olur, istişaresizlik neye neden olur bunlar üzerine bir yönetici düşünmelidir… Düşünmüyor ve her şeyi ben biliyorum havası her şeyi karıştırmaya, bozmaya kadar yönetenleri götürür ki onun için buna hastalık denir… İstişare kısaca bilmediğin konuyu bir bilene danışmaktır, konuyla ilgili meclisler oluşturmak bu konu hakkında etraflıca olumsuzluklarını, olumluluklarını uzmanlarla tartışmak, eleştirileri dinlemek bu meclisten çıkan kararlara, sonuca göre karar almaktır… Ben irili ufaklı bütün yönetenlerin bu istişaresizlik tuzağına düştüklerini görüyorum, aman dikkat diyorum, ortak aklı, yani konuyu bilenlerin oluşturduğu ortak aklı hepimiz kullanalım ve yönetenler özellikle kullanmalıdır diyorum… Başka bir yönetim hastalığına geçiyorum…
Bu nedir derseniz bence lüks, siz başka bir hastalık daha bulabilirsiniz, yada “Şeh Edip Ali’nin” Oğluna Nasihatlerini okuyabilir kendinize dersler çıkarabilirsiniz… Ben yazıyı uzatmamak adına burada dört hastalıktan bahsettim bazıları zaten bir birini o kadar besler ki, yönetenler hastalandıklarını ancak yönetimden el çektirildiklerin de, ayrıldıkların da anlarlar… Ne diyorduk lüks hastalığı: içinde yaşadığınız toplumun genelinin yaşam şartlarını dikkate almayan, yönettikleri kişilerin hakkından kısılarak elde edilen, Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat gibi kaynak israfına neden olan bir yaşam biçimidir ki… Birçok yönetici bu tuzağa düşmüştür, dileğimiz yönetenlerimiz düşmez, düşenler de uyanır, tuzaktan kurtulmanın yollarını arar, tam bu noktada bir değer cetveli vereyim ve yazıya da son verelim… Bir iş yapılacak, eşya alınacak, bu giyim de olabilir, kişisel ve toplumsal araç gereçte fark etmez, ilk soracağımız sorun işlevsel mi, evet cevabını aldığımız da, sonraki sorumuz ekonomik mi, evet cevabını alırsak, estetik mi, evet cevabını alırsak lükse bulaşmadan karar almış, yaşamış oluruz ki… Aksi halde estetiği başa alırsak lükse bulaşmış oluruz ki, bunun da bir maliyeti vardır, bu maliyeti de yönetenlerin kendisi değil genel de yönettikleri toplumlar çeker…
İsteğimiz odur ki, yönetim hastalığı olmayanları seçelim, seçtik yönetirken hastalıklara bulaştılar onları yönetimden alabilmenin yollarını bulalım ve işletelim, işte demokrasi bunun için aklın bir nimettir, yönetimleri çatışmasız bir biçim de değiştirir, değiştiririz… Başka bir dileğimiz ise yönetenlerin hastalığa yakalanmamasıdır ki, bu daha çok kendi ellerindedir… Hastalıksız yönetimler, yöneticilerle yönetilmeyi dileyerek, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil -- 31.12.17 – vatandasfikri.com
Kaynak: http://www.tdk.gov.tr
|