BİLİM NEDİR, NE DEGİLDİR? (Sosyal Bilimler)
Evrenin ve evrendeki olguların, olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli, bilgilere bilim dersek… Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkarak belli bir amaca yönelme bilme, bilgi edinmek için yöntemli araştırma aşamalarına bilimsel çalışma dersek… Bunun için bilim neyle nasılı yapmaya çalışır gibi düşünceler üzerine de düşünmek gereğiyle… O zaman şöyle bir soru aklımıza geliyor ne bilin içi ne bilim dışı, bilimin tanımında bilim içileri gördük, bilim dışı nedir onunla devem edelim mi?
Bu saydığımız yöntemleri dikkate almadan bilim ve bilgi olduğunu iddia edilen çalışmalar diyebiliriz… Biz konuyu bilimsel alanların içinde sosyal bilimlerle incelemeye çalışmaya devam edelim mi? Sosyal bilimle bizim sosyalleşme süreçlerimizi inceler, bunun ilkelerini koymaya çalışır… Bunun için şu yöntemi kullanır, güvenilir, gerçek ve geçerli yöntemlerle elde edilmiş bulgular karşısında kuramların sınanmasıyla sosyali, toplumu inceler… Bazı tartışmalar vardır, sosyali incelemek deney yapılamayacağı için bilim olur mu, sosyal bilimlerin deneyi, şu olsa gerek daha önceki vakalarda toplum nasıl tepki vermiştir, neler bu tepkilerine neden olmuştur? Gibi sorularla, adeta toplumların deneyimlerini deney olarak alır ve çalışmalarında kullanır… Tabiki zaman, araç, toplumsal anlayışların değişimini de dikkate alarak bu çalışmaları yatıklarını düşünerek bilim üzere düşünmeye devam edelim mi? Toplumdan topluma değişen doğruları dikkate alarak sosyal çalışmalar yapma gereği üzerine konumuza devam edelim?
Sosyal bilimlerde nasıl toplumların ahlak anlayışları ve hukuk kuraları değişiklik gösteriyor, bu degişiliklerin neden toplumların kültürleri, sosyal ve doğal hayata bakış acıları, bilime bakış acıları etkiler… Bu nedenledir ki sosyal doğrular o toplumun sosyal alanlarında geçerlidir, örneğin bir toplumun yaşlıya, gence, kadına, erkeğe bakış acısı değişik olabilir ve bu degişiklige göre toplumsal bir anlayış üzere doğru dedikleri düşünceler ve yaşam tarzları ortaya çıkar… Gerçekten de doğru mudur?
Biz tüm sosyal bağlardan koparak, sosyal doğru nedire cevap aramaya çalışalım mı?
İnsan için doğru nedir, bu soruya sağlıklı cevap bulabilirsek, bu sosyal doğru problemini aşmış oluruz.. Önce şöyle bir giriş yapalım mı, sosyal olaylara, doga olaylarına baktığımız gibi bakabilirmiyiz yok, doga olayları genelde gözlemle, deneyle anlaşılabiliyor değişim ise yine anlaşılabiliyor.. İnsanı ve toplumu anlamak için doğaya baktığımız gibi bakamıyoruz, aynı olayı, bir insan başka algılıyor, diğeri başka, çükü insanın bilgiyi değerlendirerek, doğru ve yanlış anlama iradesi var, kabul etmesi ve etmemesi iradesi var… İşte toplumlarda insandan oluştuğu için onlarda bazı doğruları bile ret etme eğilimi gösterebiliyorlar. İşte bu nedenle sosyal bilim yapmak zorlaşıyor, zor ama insan aklı zaten zorlukları aşmak için insana verilmiş bir nimettir… Sosyal bilimler diğer bilimlerle ayrıldığı noktaya dikkat çekerek yazımızı bitirelim mi?
Bilimsel, yöntemle elde edilen ve uygulamayla doğrulanan, her zaman ve her yerde geçerlilik ve kesinlik nitelikleri taşıyan yöntemlerle elde edilmiş bilgiye bilimsel bilgi ve yöntemlere de bilimsel çalışma denir… Doğayı izlemek, incelemek toplumu, insanı izlemek ve incelemekten ne kadar kolay olduğunu sanırım anlayabiliyoruz, işte bu nedenle sosyal bilimler çalışanları takdir etmeliyiz, onlar insandan, toplumdan aldıklarını, yine insana ve topluma uyguluyorlar ve pek çok zamanda başarılı oluyorlar… Bunun içinde teşekkürü hak ediyorlar, teşekkür ederiz..
İşte sosyal bilimlerde, doga bilimlerinde olduğu gibi bu kadar net belirleme yoktur, bir Hristiyan’ın, bir Müslümanın, Bir ateistin, yada kurgusal dinlerin fertlerinin yaklaşımı çok farklı olacaktır, olmaktadır… Biz şu sorunun cevabını vermeye çalışarak, konumuza noktayı koyalı mı? İnsan için ne iyidir, insanı sağlıklı, mutlu yaşatan, insan neyle mutlu olur, hazla, zevkle, kendini bilimde, iş ve sanatta gerçekleştirdikçe duyduğu zevkle, bireysel olarak haz yaşadıkça mutlu olur..
O zaman sosyal bilim çalışanlara, ahlak, adalet, toplumsallaşma, meşruiyet gibi kavramların yanına, toplumsal uyum kadar, uyumu sağlayan insanın, mutluluğunu da koymak gereğini hatırlatarak.. Daha mutlu bir insan, daha uyumlu bir toplumsal hayat, sosyal bilimlerle mümkün olur umuduyla, dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle..
Fikri Adil – 15.4.2020 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
3* Sosyolojide Temel Kavramlar –Anthony Gıddes – Phılıp W. Sutton
|