DEMOKRASİLERDE GÜÇLER AYRILIĞI DA, NEDİR Kİ?
Devlet Nasıl Dengede Durur?
Biz hep birlikten bahsederiz ayrılık bizi güçsüz bırakır, hele devletin gücünün bölünmesi de ne demek, siz ajan, provokatör müsünüz diyenleri duyar gibiyim... Oysa demokratik sistemin gücü tamda buradan güçler ayrılığından, devletin yasa yapma, yargıla, yürütme, (icraat, hükümet etme) güçlerinin birbirlerini denetleyecek, denge fren olan olacak şekilde dagıtılmış olmasından gelir...
Bazen siyasilerimizden öyle açıklamalar geliyor ki, bazen başka bir rejim mi, demokrasi mi şaşırıyorum, kos koca liderler, erkler ayrılığı ile arklar ayrılığını karıştırıyor gibi acıklamalarda bulunuyorlar... İyi de her acıklamanın bir alkışcılar grubu tarafından alkışlandığını gören liderler nasıl olsa, ne dersem diyeyim alkışlanıyorum diye çok düşünmeden acıklamalar yapıyor olsalar gerek... İyide yargı, yasama, yürütme, erkler ayrılığı, en az yönetimin seçimle devralınıp, devredilmesi kadar önemli olduğunun bilinci daha siyasete yansımamış... Alim, aydın, entelektüel, akademik seviyede kitaplarda, anayasa da, düşünce dünyamız da yaşıyor, iktidara gelen parti ne yasama denetimini seviyor, ne yargı... Denetlenmeyen iktidar kendi için çalar, kendi için oynar...
Erkler, güçler ayrılığı demokrasinin olmazsa olmazıdır, her alana siyasetci seçildim diye balıklama dalamaz, yasama da anayasal düzenin devamını sağlamak için anayasal degişikligi gerektirecek kanuni düzenlemeler için 3/5 çogunluk istenir.. Hatta bazı anayasal degişiklikler yapılamaz... Sadece hükümete gelen parti Anayasal düzenin dışına çıkacak degişiklikleri kanunları yapamasın, degişikliklikler de daha geniş bir toplumsal mutabakat gereksin diye... Buraya kadar olması gerekenler üzerine düşünmeye çalıştık, birde olanlar var... Bunlar nedir?
Bir Yüksek mahkemenin verdiği karar hoşumuza gitmediginde mahkemeyi degiştirelim, hakimi degiştirelim, olmasa da kapatalım, yeniden yapılandıralım, şekillendirelim bizim istediğimiz kararları veren bir mahkeme haline gelsin demek... Erkler birleşmesi demektir ki buda demokrasinin askıya alınması demektir... Buna kim rıza gösterir, ben göstermem, demokrasi dışına çıkış demek toplumsal barışın bozulması demektir... Demokratik yöntemlerle siyaset yapan, iktidara gelen siyasilerin bunun bilincinde olması gerekir..
Bu tartışma nereden çıktı, meclisin çıkardığı bazı kanunları, bazı kararları Anayasaya aykırı, vatandaş ve insan hakları ihlali gerekceleriyle AYM bazı kararları iptal etti.. Mahkeme hoşumuza gitmediği karar verince, mahkemenin konumunu mu degiştirecegiz? Yapmayın, etmeyin sistemin temel dinamikleriyle oynayın... Anayasa mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay gibi mahkemeler, isnat mahkemeleri, ilk derece mahkemeleri yargılama sistemimizin bel kemigi sayılan HSK (Hakimler, Savcılar Kurulu) bagımsız olması hükümetin de işini kolaylaştırır... Neden?
Hükümet her işi kendi yapamayacagına binlerce kurum, on binlerce çalışanın denetlenmesi gerekir ki, kendi denetim sistemi parti üye, delege, oy kaygısyla saglıklı olamayacagını, olmadığını görüyoruz... Bu yaşanılan denetimsizliğin ortaya çıkardığı yozlaşmadan 20 yıldır iktidarda olan partinin, denetime daha çok ihtiyac duyması gerekirken.. Bir iki insan hak ve hukukuna uygun ama hükümet ve destekcilerinin istemlerine aykırı kararlardan rahatsız olarak yargı sisteminin en yüksek mahkemesinin konumunu degiştirmeyi dillendirmek... Yargıdan, hukuktan, yasadan, anayasadan rahatsız olmak demektir ki.. Oysa...
Şu anda siyaset yapan herkesin yemini var, anayasaya riayet edecegim, anayasayı koruyacagım diye.. O zaman kazara olduğunu düşündüğümüz, riayet edilmeden alınan kararların iptal edilmesi gibi gayet normal bir hukuk kararı üzerinden anayasa mahkemesinin konumu nasıl tartışılır ki? Anayasaya riayet etmek anayasaya uygun verilen kararlarada riyaeti, kabulü gerekli kılar... Son Olarak...,
Sistem demokrasi, demokrasi güçler, erkler ayrılığına dayanır, yasamanın yargı denetimine, yargının da yasa yapan, yasaları yaparak yasama denetimine tabi olduğunu da bilirler.. Yasama ne kadar millet adına karar alıyorsa, yargıda o kadar millet adına anayasaya, yasalara göre karar alır.. Bu kadar basit bir hukuk ve siyasal bilinci yoksunluğu siyasal soruna neden olur, siyasal sorunlarda, ekonomik ve toplumsal sorunlara neden olurlar... Bunları bilerek...
Demokratik, Hukuk Devletinin sınırları içinde, devletin kurumsal yapısına saygı duyarak, devletin kuruluş ilkelerini dikkate alarak, siyaset yapmanın gelenekselleştiği bir demokratik siyasal bilinç, ruhuyla muhalefet ve iktidar olunması, devletimizin idare edilmesi dilegiyle.. Selam ve Saygılarımla...
Fikri Adil – 30.9.2020 – vatandasfikri.com
|