ENTELEKTÜEL MUHALEFET
(Entelektüel Muhalefet Toplumların Düşünsel Gücüdür. H.Benek)
Muhalefet toplumların eleştirisel ve düşünsel gücünü oluşturur, bunu ne kadar sağlıklı yaparsa toplum o kadar gelişir. Bu iki güç eleştiri ve düşünce gelişmenin de motorlarıdır, bu güçten mahrum olan toplumlar muhalif eleştirileri/düşünceleri susturduğunda, aslında gelişme motorunu durdurmuş demektir… Bizim toplum olarak istenilen gelişmeyi yakalayamama nedenimiz bu olabilir mi? Evet… Gelişmeme nedenimiz entelektüel muhalefeti iktidar gücüyle, toplumsal itibarsızlaştırmalarla yok edişimizdir, düşünün bir kere, neredeyse cezaevini ziyaret etmemiş, soruşturmaya, kovuşturmaya maruz kalmamış gerçek entelektüelimiz yok gibi… Aslında bu entelektüelleri, eski deyimle münevverleri, aydınları soruşturma, kovuşturma yapmak onların düşünsel alanın dışına atılması, toplumun düşünsel olarak hadım edilmesi demektir…
Düşünsel olarak hadım olan toplumlar artık güçlünün, bu siyasi, ekonomik, fiziki olabilir kontrolü altına girilmiş demektir ki… Dünya tarihine kabataslak baktığımızda düşüncesiz gücün nasıl hatalar yaptırdığını, toplumların bu hataları alkışladığını, ister hata yapanın, ister alkışlayanın aynı derece de sorumlu olduğunu unutmayarak, biz entelektüel muhalefetin toplumsal katkılarına geri dönelim mi?
Entelektüel, doğası gereği muhaliftir, bu ne demektir derseniz, entelektüelin görevi işi gücü bırakmış bu yapılanlar, yaşananlar daha iyi nasıl yapılır ve yaşanılabilirdi üzerine düşünmektir… Böyle birini biz saygıyla karşılamamız gerekirken, baskıyla karşılarsak, bu insanları düşündüğüne bin pişman edersek, düşünen güç değil hükmeden güç doğar… Hükmeden güç ise ne daha iyiyi, ne daha güzeli ne daha doğruyu aramaz, sadece kendisine itaat edilmesini arar… Oysaki entelektüelin birinci görevi ne demiştik hükmeden gücün tersine iyi güzel, doğru adalet, ahlak arayışı içinde olmaktır.. Entelektüeller ne itaat bekler ne ödül, onlar için en büyük ödül daha iyinin keşfedilmesi ve bunun toplumsallaşmasıdır…
Bizde entelektüel muhaliflikte ve düşünsel kısırlıkta sadece iktidar baskına dayalı sorun mu vardır… Yoktur. Entelektüellerin kendilerinin neden olduğu bazı sorunlarda onları, iktidarların ve toplumun hedef tahtasına koyulmasına neden olmaktadır.
Entelektüellerin sosyolojik, felsefi alandan çok, siyaseti bilimsel standartlardan uzak, sadece bir siyasal ve grupsal olarak, entelektüel tarafgirlik içinde ve biçim de değil, sadece kısır siyasal algılamaları onları düşünce insanı olmaktan çok siyaset insanı haline getirmektedir. O zaman sadece siyasetçi gibi, hatta siyasetin verdiği güç ve alanın dışında oldukları için, belki biraz ağır olacak, siyasetçi kadar bile toplum ve yönetimler, kurumlar tarafından sayılmamaktalar ve dinlenilmemektedirler… Bu yaptıkları hatalara dayalı olarak kendi kuyularını kendileri kazmışlardır… Eski düşünce insanlarımıza bakalım Mukaddime’nin yazarı İbni Haldun’u ele alalım adam, şimdi bile yapılamayacak eleştirileri 600 küsür sene önce yapmış… Bunu yaparken de o günün saraylısı yöneticiler tarafından desteklenmiştir… Ne şimdiki yönetcilerimiz eleştirilere hoş görüyle bakabilmekte, nede şimdiki entelektüellerimiz o seviyede eleştiriler yapabilmektedirler… Biraz daha yakın tarihimize geldiğimiz de.. İstiklal marşımızın yazarı M. Akif Ersoy’a Safaat ve düz yazıları üzere baktığımızda yine aynı şeyleri, entelektüel eleştirileri görürüz… Tarihimizden daha yüzlere örnek verebiliriz, günümüzde toplumumuza, siyasetçimize düşünsel yön verecek eleştiren, muhalefet eden entelektüellerimiz o kadar az ki, yada o kadar çok sesleri kısılmış bir kenara atılmışlar ki, toplumumuz, yönetenlerimiz düşünsel yönsüz kalmışlardır…
Düşünsel olarak yön arayışlarının önünün açılması için acilen o kenara köşeye atılan entelektüellerimizi bulup baş köşelere oturtmamız gerekmektedir… Siyasetçi konumu gereği uygulayıcıdır, halk konumu gereği uygulamanın içindedir, bu nedenle bu iki grup için de düşünme fırsatı neredeyse yok denecek kadar azdır… Bunun için düşünsel yanlarımızı acilen göreve çağırmalıyız…
Hey eleştirisel yanımızı, hey düşünsel yanımızı oluşturan, yanlış yaptığımızda muhalefet edecek olan entelektüellerimiz, aydınlarımız neredesiniz, düşünsel kısırlık içindeyiz yetişiniz… Yetişiniz ki daha iyi daha güzel arayışlarımızla, daha iyi daha güzel yaşayalım diler, selam ve seviler…
Fikri Adil – 11.5.17 -- vatandasfikri.com
|