MUTSUZLUK MAKİNESİ
(Mutsuzluk Ahlaksızlıktır. Ahmet İnam)
(Mutsuzluk Günahların Büyüğüdür. Sıtdık Fani)
İnsanlar birlikte yaşamaya eğilimlilerdir, bu birlikte yaşayışın nedenleri nedir derseniz, birbirlerinin yaşamlarını kolaylaştırmaktır derim. Bu yan yana gelerek oluşturulan insan topluluklarına ve kendimize baktığımız da ise ne görürüz, mutluyuz, sevgiliyiz, güveniriz mi? Yoksa başka bir şey mi?
Bence başka bir şey, sanki yan yana gelişlerin maksadı mutsuzluk vermek, kandırmak, istismar etmek, sömürmek, mutsuz etmek diyemeyeceğim adeta zulmetmek gibi anlaşılacak derece birbirimize karşı birer sevgisizlik, mutsuzluk makinesi oluşmuşuz… Ve mutsuzluklarımızla, yaşamaya çalışıyoruz, ne kadar yaşarsak…
Neden yaşanır, amaç bir insanı mutlu mu etmektir, mutsuz mu etmektir, insan olarak amacımız nedir hiç dündünüz mü? Birlikte yaşadıklarınızı kaç kere mutlu ettiniz, kaç kere mutsuz ettiniz? Yada biz kaç ker mutlu olduk, kaç kere mutsuz edildik? Temiz, beyaz bir sayfa açtınız da, bir ay boyunca hangi gün mutlu oldum, hangi gün mutsuz oldum, hangi gün mutsuz ettim diye mutsuzlukları kara ile, mutlulukları pembe ile yazdınız mı hayat sayfalarına… Kendimize bir mutluluk karnesi yaptık mı? Ben yazdım karalarımla pembelerim kafa kafaydı, biraz mutluluklarımıza torpil yapsak kazanacaklardı, biz mutsuzluklarımıza torpil yapıyorduk… Ben dahil herkes birbirini mutsuz etmek için adeta bir mutsuzluk robotlarına dönmüştük… Hayatın beyaz sayfalarını kara lekelerle dolduruyorduk… Nereye kadar?
Ne yazık ki şunu biliyoruz ve ölümlüyüz, fıtratımıza ölüm yerleştirilmiş, yani hayatın bir sonu var, hem kendimizi, hem başkalarını mutsuz edecek kadar çok zamanımız da yok… O zaman neden mutsuz ediyoruz, neden sayfaların kara lekelerle dolmasına izin veriyoruz, neden insanların mutsuzluklarına neden oluyoruz? Bu mesele çok önemli!! Diyelim ki bana göre ekonomik, sana göre duygusal, öbürüne göre fiziki, başkasına göre mekânsal, şuna göre zamansal nedenler bizi mutsuz ediyor… İnsan acaba mutsuzluğa mı programlandı diyeceğim, o zaman da programcıyı suçlamış oluruz, mutlu olmak veya olmamaktan biz sorumluyuz…
Neden mutlu edemiyoruz, neden mutsuzuz üzerine düşünmeliyiz, kusura bakmayın sizin yerinize düşünemeyeceğim, ben neden mutsuz ediyorum, neden mutsuzum bu sefer bencillik yapacağım ve sadece kendime düşüneceğim… Evet, herkes kendi mutsuzluğundan sorumludur, herkes mutsuz ettiği kişilerin günahından sorumludur… Ne yani mutsuzluk günah mı? Bana göre evet günah…
Mutsuzluk en büyük günahlardan biridir, Kutsal kitabın bir yerinde söyle yazar, iyilik, güzellik ve hayır için yarışın… İyilik, güzellik ve hayır nedir? Ayrıca dinlerin temel amacı adalet ve ahlak üzere yaşamak degilmidir? İyilik nedir, mutluluk için çalışmaktır, ahlak nedir mutlu etmek için sınırların da yaşamaktır, adalet nedir mutluluğu hak edenlere mutluluklarının verilmesinin sağlanmasıdır… Biz mutluluğun neresindeyiz?
Ben tam ortasında olmak istiyorum, mutluluk denizinde yüzmek, gerekirse bu uğurda boğulmak istiyorum ve mutsuz olmak istemiyorum… Bunları isteyen, mutlu olmayı amaç edinmiş herkese de yardımcı olma sorumluluğumuzun olduğunu düşünüyorum… Biraz kendimizi yargılayalım mı? Kimleri mutsuz ediyoruz, neden ediyoruz, mutluluktan daha önemli bir neden var mı? Yok… Yoksa neden davranışlarımız mutsuzluklara, mutsuzluklarımıza neden oluyor? Biz mutlu olmak için gelmedik mi bu dünyaya, bence mutlu olmak ve mutlu etmek, önce dünyayı somut cennete çevirmeliyiz ve verdiğimiz mutluluklara dayalı olarak, Tanrının vaat ettiği soyut cennete ulaşabilmeyi umut etmeliyiz. O zaman!!
Mutluluklarımıza mutluluk, mutluluklara mutluluk katarak yaşayalım, mutlu yaşayalım, mutlu yaşatalım, önerilerimle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 24.10.18 – vatandasfikri.com
|