RAHATSIZ OLMALIYIZ!!
Önce nelerden rahatsız olmalıyız sorusu ile başlayalım, ne dersiniz? Bizi ne rahatsız eder? Öncelikle zulümden, sömürüden, sonra bizi toplumu, ülkeyi zarara uğratanlardan dersek yeter mi? Biraz daha yakından bakalım mı bu konuya….
Önce kendimizden başlayalım ki başkalarına haksızlık yapmayalım… Evet kendimiz kendimizi rahatsız edebilir mi? Bal gibi eder… Üstelikte hiç kimsenin edemeyecegi kadar… İnsan kendini nasıl rahatsız eder demeyin…
Bakın, farkına varmadan kendimiz nasıl rahatsız ederiz kendimizi, önce, bilgisizliklerimizle, Düşüncesizliklerimizle, amaçsızlıklarımızla, disipliksizliklerimizle, ee başka alışkanlıklarımızla, başka sorumsuzluklarımızla, başka yanlış kararlarımızla, başka aldığımız kararlar üzerine ön görüler de bulunmamamızla…. Daha devam edelim mi, edelim o zaman… Aldığımız ve alacagımız araç ve gereçlerin, hangisinin ihtiyaç, hangisinin istek, hangisinin modanın, markanın, magazinin özentisi olduğunu unutmamız da biz de rahatsızlığa neden oluyor… Bu karışıklık ciddi maliyetlere ve sıkıntılara neden olur/oluyor da… Kişisel hatalarımızdan gönül ilişkilerine de bakalım diyecegim ama bu iş hem özel, hem de yazıyı çok uzatacak… Gönül işlerimiz de karışık gözüküyor, bu alanda da bir çok insanın istismara uğramış olduğunu görüyoruz ki… Demek ki burada da kendi kendimizi rahatsız ediyoruz… Bütün bu rahatsızlıkları rahatsızlık olarak kabul etmedikce ne kendimizi düzeltebiliriz, nede mutlu olabiliriz diyerek toplumsal sorunlardan rahatsız olunup, olunmadığına geçelim…
Din meselesini ele alalım alalım, ekonomiyi mi ele alalım alalım, siyaseti mi elel alalım alalım, çevre sorunlarını ele alalım alalım.. Bütün buradaki sorunların bize verdiği rahatsızlıkları fark edemezsek, sorunların için de sorun yok gibi kendi kendimize yalan konuşarak kandırırsak… Rahatsız olmazsak, vasatlıktan nasıl kurtulacagız?
Din meselesine bakıyorum da, sanki din adamlarının görevi günah içat etmek olmuş… Yada beni korkutarak günahdan koruyum derken… Abartmış da abartmış arkadaşlar… Nasıl mı? Bana söylenenleri söylüyor ve bunun dini kaynaklar da karşılığının ne olduğunu görünce şaşırıyorum… İçki meselesi, bana söylenen Alkol aldığın da 40 gün imanın çıkar… Ya Rabim bu ne yanlış anlatma, adam beni 40 gün imansız bırakıyor… Allah ise bize bunun zararlı olduğunu uzak durulması gerektiğini anlayacagımız bir dille anlatıyor… Sonra cenabetlik işi, cenabet gezersen aldığın nefes, içtiğin su, bastığın toprak yarın huzuru mahşer de senden davacı olur ve bunun vebalini ödeyemezsin dediler… Ben bir gün soğuk su ile banyo yaptım ve hastalandım… Sonra Bu konuyla ilgili ayete baktım ne kadar abartmışlar beni korkutmak için Ya Rab bunlara akıl ver… Şimdi bunlardan rahatsız olmazsak bunları doğru kabul ederiz ve bu Allah korusun zaten koruduğunu söylüyor… Dinimizi bunlar kendi icatları abartmalarla yaşanmaz hale getirirler ki… Belki de getirdiler o noktadayız… Önce dinimizi kendimiz kaynağından öğrecegiz sonra bu tiplerden rahatsız olacagız tepki göterecegiz sen yalan, yanlış diyorsun arkadaş dierek onlara pirim vermeyecegiz... Öte yandan Dinimiz adıan din adına savaştığını söyleyen ve çok rahat terörist failiyetlere baş vuranlardan da rahatsız olmalıyız degil mi? Onlarda dinimize çok zarar veriyorlar…
Yaşadığımız hayatı ekonomik olarak ele alalım, bir kamu kurumun da Odacı olarak calışan Hüseyin beysiniz, burada ki size emanet edilen kamu kaynakları en iyi şekil de kullanmıyorsanız rahatsız olun derim… Diyelim ki genel müdürsünüz odacıdan 1000 kere daha dikkat etmek zorundasınız, çün ki sorumluluğunuz ondan 1000 kat daha fazla, her kamu kaynak israfından 1000 kez daha fazla rahatsız olun derim… Kamu kaynakları toplumun ortak hizmeti ve amaçları için kullanmak maksadıyla yine toplumdan vergi ve harçlarla oluşturulmuş kaynaklardır… Bunların kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığı toplum tarafından izlenmeli, kullanılmadığın da rahatsız olunmalıdır degil mi? Oluyormuyuz? Yok bizim adamlar, lüks makam arabaları alıyorsa, mevcut mobilyaları daha lüks mobilyalarla degiştiriyorsa, makam arabalarını daha ekonomik ömürleri dolmadan degiştiriyorlar/yeniliyorlarsa sorun yok, rahatsız olacak bir durum yok gercekten de yok mu? Ama bizim grubun dışın da her hangi biri bir kürdan mı zayi etti düş peşine… Size iki örnek verecegim bir sendika başkanı sendikaların gelirleri üyesi olan işçilerin ödediği aidatlarıyla oluşur. Bu başkan bu paralarla Jagudar(Bilinçli yanlış yazılmıştır) çok pahalı bir araba alıyor… İşçiler sendikaya neden aidat öder, çalışma hayatını işçilerin lehine etkilemek için, grev ve tepki gösterme anın da kullanmak üzere kaynak oluşturulsun diye… Amaç nedir, uygulanan ne? Rahatsız olanlar var mı? Belki vardır… Ama o günler de bu başkanı işçiler alkışladılar, bizde kamu kaynakları ile saltanat süren yöneticileri, seçtiğimiz iktidarları alkışlıyormuyuz, yoksa kaynak israfını görüyor rahatsız mı oluyoruz? Ben alkışcıların %80-90 olduğunu görüyorum… Öte yandan çok kolay tepki gösterdiğimiz yöneticiler de var… Kim bunlar?
Apartmanın yönetisi sizin ödediginiz aidatları, saçma sapan yerlere harcıyor, Köy Muhtarı köyün parasıyla kendine makam arabası alıyor ve biz nasıl hemen rahatsız oluyorsak, verilen vergileri de saçma sapan işlere harcayan yönecilere karşı da aynı rahatsızlığı duyarak tepki göstermeli degilmiyiz? Yalnız bu tepkileri bireysel degil örgütlü olarak yapmalıyız… Bu nedenle sendika üyesi isek sendikalardan, parti üyesiysek partilerden, meslek odalarına üyeysek meslek odalarından bizi rahatsız eden olaylara tepki göstermesini talep etmeliyiz… Bu örgütler de aktif görevler, sorumluluklar almalıyız… Günümüzün en önemli paylaşım araçlarından Sosyal medyayı kullanmalı, toplumsal duyarlılığı artırarak, sorunlar karşısında fakındalığı artırarak, yaşanılan sorunlar da toplumun rahatsızlığının artırılmasını sağlayarak ve devamında da toplumsal tepkiye ortak olarak rahatsızlığımızı dile getirebiliriz…
Siyasetin nasıl yapıldığı ile ilgili rahatsızlıklarımız da oluyor ve tepkisiz kalıyorsak, bu yaşanılan sorunların ülkeyi, Milleti, toplumu zarara uğratacagını görüyor ve bireysel çıkarlarımız için susuyorsak… Önce biz kimiz diye soru sormalıyız? Bu soruya ister T.C vatandaşıyım, ister Müslümanım, ister Türk milletinin mensubuyum, Şu sendikanın üyesi, bu partinin alkışcıbaşısı, ister falanca tahrikatın müridiyim diye cevap verelim… Ama Allah rızası için gördüğümüz, yanlıştan rahatsız olalım ve dile getirelim… Yalanlar, yanlışlar toplumsal kayıplara neden oluyorsa, toplumsal kayıplar da hepimizin zararına neden olarak… insanımıza zulme neden oluyorsa, kazançlar da huzur ve refah sağlayacaksa biz de susuyorsak? Biz kim olarak yaşıyoruz farkında degiliz demektir… Hatta bazı uygulamalar da bir bahane bulup bu yalan yanlış uygulamaları haklı çıkarıyorsak, alkışlıyorsak, bunun huzur'u mahşer de vebali sorulacak unutuyorsak… Allah korusun biz kendi seçimimiz olan kimlikleri layıkıyla taşımıyoruz demektir…
Çevre sorunlarına baktığımız da adam hava, su toprak babasının malıymış gibi davranıyor ve ne devletin kurumlarından ne de bu devletin vatandaşlarından bir rahatsızlık ve tepki yoksa … San ki bu hava, su, toprak gelecek de yaşayacak olan torunlarımıza, insanlara lazım olmayacak gibi kirletiliyor ve biz rahatsız olmuyorsak, insanlığımızı sorgulamamız gerekmez mi?
Çalışma hayatında, işten atılanlar karşısında, üçretlerini alamayanlar karşısında, hak gaspları karşısında rahatsız olmuyor ve tepki göstermiyorsak… Adalet ve ahlak ölçülerimiz üzerine hiç düşünmüyoruz demektir. Ahlak ve adaleti olayanların hiçbir şeyin sahibi olamıyacagını unutmuşuz demektir.
Toplumlar ahlak üzere kurulur, adalet üzere yaşarlar. Fikri Adil
Gercekten de toplumlar Ahlaki gerekcelerle kurulur, adalet üzere yaşarlar. Öte yandan adaletsizliklerin zulüm sayılmadığı toplumlar da yaşamın içine ediliyor demektir… Bizi adaletten ve ahlaktan uzaklaştıran en önemli nedenlerin başında bencillik, sonra degerlerden uzaklaşılarak bihaber olunuşu, daha sonra benim adamımı koruma telaşıyla yapılan çifte standartlardır… Yazı uzadıkca uzadı ne dertliymişiz, ne sorunumuz varmış ki yazıkca yazasım geliyor… Gel beraber dertdaş olalım, yanlış ve yalan karşısında rahatsız olup, yalan ve yanlış yapan babamız bile olsa tepki gösterelim öneri ve dileklerimle selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – Ocak 15 --- www.vatandasfikri.com --
|