MODERNLİK
Modern Devlet/Toplum Nasıl Olunur?
Modern devlet hareketlerinin maliyetlerini öngörecek kadar planlama üzere hareketler yapar… Maliyet fayda analizleri yapar, toplumsal olanla kişisel olanı ayrıştırarak kişi hak ve hukukuna dikkat ederken toplumsal fayda bireysel fayda dengesine tesis etmeye çalışır… Demokratik yöntemlerle yönetme yetkisinin toplumsallaşmasını tercih eder… Laiklik gibi yöntemlerle dini inançlara ve mezhepsel farklılıklara aynı mesafede durur, inanca dayalı çatışmaları yasal zemine çeker ez aza indirir.. Güçler ayrılığı ilkesini sisteminin merkezine koyar, yasama, yargı, yürütme ayrı erkler de toplanır… Denge ve denetimi sağlayacak bir sistem tesis eder… Bütün bunların yanı sıra…
Gelecekle ilgili yatırımlar yaparken gelecekte ne lazım olacağını öngörerek yatırım yapar, günümüz şartların da fiziki yatırımlardan çok eğitime, bilime, teknik ve teknolojiye ve bunların araştırılması için (AR-GE) yatırımları yapar… Bu alanlardan çıkan projelere destek verir, desteklediği projeleri denetleyerek oradan ürün çıktısı, çıkacak ürünlerle toplumsal refahın artırılmasına saglar… Biz de öyle mi? Ben değil siz cevaplayın…
Ben Ankara da yaşıyorum, son yıllar da yeni yapılan Camilere ve kamu binalarına, kamuda ki kiralama hizmetlerine verilen paraları, sadece Ankara da yapılan fiziki yatımlara ne kadar para verildiğini düşünün… Bu paraları AR-Ge ye aktardığımızı düşünün, amatör araştırmacılara teşvikler verildiğini düşünün … Korkunç kaynak, ülkemizi teknik ve teknolojide uçuracak araştırmalar yapılabilir… Ben Almanya da yaşayan bir akrabama sordum Almanlar kamu binası ve kilise yapıyorlar mı diye, ben 40 yıla yakın oradayım Türklerin cami yaptığına tanık oluyorum ama Almanların bir kilise yaptığına tanık olmadım dedi… Din bize ahlak ve adalet öğretir, dinin temelin de ne Cami, Nede başka bir şey vardır, dinin temelin de ahlak ve adalet vardır… Almanların ahlak ve adalet konusunda nasıl olduğu malumumuzdur, cinsel ahlak ise kültürel algıyla alakalıdır. Kamu binalarını da sordum en yenileri 40-50 yıllık çok gerektiğin de onarım olur ama yeni kamu binası yapmazlar, ya da ben görmedim dedi, ben kamu binası yapıldığını görmedim dedi… Allah Allah dedim ve bu yazıyı, yazma kararı aldım…
Biz bütün kaynakları Cami diyoruz, betona gömüyoruz, itiraz edeni de kafir ilan ediyoruz, ben imanlı biriyim sakın haa kafir ilan etme ya kafir değil de ümmetin hayrına çalışan biriysem? Sonra bütün bakanlık binalarını yeniliyoruz, yeni bakanlıklar ortaya çıkarıyoruz bunlara da yeni binaları yapıyoruz… Ankara Eskişehir yolun da kaç bakanlık binası var, bunlara kaç trilyon, kat trilyon gitti ve buralara ayrılan paralarla fabrika yapılmış olsaydı kaç işsizimiz iş bulacaktı? Böyle soruları sorma, adam yapmış bir bina sana düşer onaylama, baş sallama, alkışlama, fabrika istemek neyin nesi?
Bakanlık, başbakanlık sarayları istesene, ülke itibar kazanıyor, sen bizim itibar kazanmamıza mı karşısın? Efendim öncekiler de böyle yapmış, hatta mezarlara bile çok para harcamışlar…
Ben eskilerin hataları üzerinden hata yapma ayrıcalığı değil, hatları görerek aynı hataları yapmama yöntemi geliştirirsek, modern vatandaş, modern devlet oluruz diye düşünenlerdenim… Düşün düşün …. İşin…
Bizim hata yapmamamız için eski hatlardan ders çıkarmamız lazımdır, tarihimizi bunun için okuruz… Bu ne hatsizlik, sen atalarımızın hata mı yaptığını söylüyorsun, bende hata yapmamışlar da koca, koca imparatorluklar nasıl batmış derim… Hatayı sen de yapsan hata, ben de yapsam, atalarımız da yapsa hata, liderlerimiz de yapsa hata, (liderlerin yaptığı hatalar topluma daha çok zarar verir) başkaları da ama biz de bizim adamlar hata yaparsa görmemezlik gerekir…
Bir toplum denetim sistemiyle hata yapılmasını en aza indiremiyorsa oradan modern devlet ve toplum çıkmaz… Bunun için de kaynaklarımızı keyfi yatırımlarla çarçur eder dururuz.. Yine Almanya dan örnek vereceğim, 1918 de birlikte yenildik, Almanya ardından 1945 de dünya savaşın da yeniden yenildi ve yıkıldı, çalıştı, üretti, üretimden gelen kaynaklarını uygun yatırımlara dönüştürdü ve 50 yıl da tekrar dünyanın belli başlı ekonomileri arasında yerini aldı… Nasıl aldı, kilise ve kamu binaları yaparak değil, araştırma yaparak, icat yaparak, bu icatların üretileceği fabrikalar yaparak….
Bizim işsizimize bina değil fabrika lazım, efendim halk bizi destekliyor, halk sizi kamu binası yapsın diye değil fabrika yapsın diye destekliyor, ekonomik dönüşüm programlarını hayata geçirecekler diye destekliyor…. Bir de o defasa binalara gerekliliği gereksizliği düşünülmeden personel alıyorsunuz, bir kişilik işi beş kişi yapıyor, günde iş zaman maliyeti minumum 30 dakika ile maksimum 3 saat oluyor, boş beleş maaşlarla toplumun kaynakları heba ediliyor.. Kendi tabanınızda ki işsizliği bu binalar emiyor, ya diğer vatandaşlar ne yapıyor? Gelsinler bize onlara da bir iş ayarlayalım diyorsanız, modern devlet yönetimiyle alakınız yoktur derim…
Siyaset reeldir, aklidir, kültür ise aklilik aramaz, reellik aramaz onu kabul eder… Modern devletler reel(gerçek) ekonomiler ve reel ilişkiler geliştirirler, yoksa akıldan uzaklaşırız, sadece ve sadece bizim kültürümüz dersek diğer dünya kültürleriyle çatışmaya başlarız… Hatta yerel kültürler arası tartışmalarda ki ben benci tavırlar, kendi kültürel farklılıklarımız arasında bile çatışmaya neden olur… Öyle mi oluyor? Ben cevap vermiyorum, zaten eleştirel bir yazı yazdım, birde burada ki iddaları onaylarsam, bazı arkadaşlar küllü kafir ilan ederler… Soru şu kafir kimdir, ümmetin kaynaklarını rast gele kullanarak zarar veren mi, ümmetin bşr bölümü yoksulluk sınırın da yaşarken lükse bulaşanlar mı, ümmetin iyiliği için düşünceler üreten mi, yanlış düşünceler ve icraatlar karşısında eleştiriler yapan mı? Biz modern devlet tavrını konuşuyoruz, modern toplum tavrını konuşuyoruz, bu iki durum da eleştiri çok önemlidir… Modern devlet tavrı için, modern düşüncede ki vatandaşlar, bunu yönetimlerinden bekleyen toplum gerekir… Demek ki biz daha modern olamadık, elimizde ki teknik cihazlara bakarak da modern olunmaz, onları üretenler modern biz ise modernlerin pazarıyız… OYSA Kİ MODERN DEVLET/TOPLUM HESABINI KİRABINI İYİ YAPAN, ,HT,YAÇLARI İÇİN ÜRETEN DEVLET VE TOPLUDUR ...
Modernlik kavramı bize öteden beri sevimsiz gelir, sadece işletmeler de nispeten buna hızla geçtiğimizi görüyorum, kamuda geçtiğimiz gün modern bir toplum olarak bir basamak daha dünya toplumları arasında yükseleceğiz…
Önümüze gelen yere bina ve mabet yapma devrini de o zaman aşar, bu kaynaklarla bilimsel gelişmeye neden olacak Ar-Ge ve eğitim alt yapıları yaparak, fabrikalar yaparak insanlık uygarlık yarış da milletimiz adına üst sıralarda ki yerimizi alırız umuduyla selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil --- Ocak 16 – www.vatandasfikri.com
|