|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
KÜLTÜR (1) |
KÜLTÜR (1)
(KÜLTÜREL KAYNAKLAR)
Her hareketin bir enerji kaynağı vardır, toplumsal hareketlerin enerji kaynağı ise kültürdür.(Fikri Adil)
Kültürün kaynağı ise toplumların değerleridir. Kültürel değerler ve bilgiler binlerce yılın birikiminin sonucu ortaya çıkmıştır. Kültür insanlara daha iyi bir yaşam şekli sunan tarihsel bilgi birikimidir.
Kültürlerin temel kaynakları vardır; Bunlar toplumun kendi tarihinden, geleneğinden gelen kaynakları ve evrenselleşmiş olan, medeniyetler, hukuk sistemleri, siyasi sistemler, dini inançlar ve ideolojilerden gelen kaynaklardır. Bunlar birbirlerinden kültürel öğeler alarak etkilenirler, öğe alış verişinde bulunurlar. Bu alış veriş de kendi kaynaklarımız önceliklidir. Bütün mesele bize ait olan kültürümüzü yaşayarak iyi ve güzel şeyler ortaya koyarak kültürümüzü muasır medeniyet haline getirmektir. Yaşadığımız bu topraklar yani Anadolu, Türkiye insanların ilk yerleşim yerlerindendir. Burası insanlık tarihine katkı sunmuş kültürlerin merkezidir. Bizim kültürümüz kaynaklar açısından değerlendirince zengin ve güçlü bir kültürdür. Kültürel kaynaklarımızı ve özelliklerimizi bu birikimi önemsemeliyiz.
a)Toplumun kültürel kaynakları; Toplumsal yaşayışı şekillendiren gelenekselden gelen davranışlardır. Örneğin Türklerin misafirperver oluşu, cesaretli oluşları, atik oluşları geleneksel özelliklere girer. Bunların yanı sıra Ataya, anaya, büyüklere, akrabalara ve aile birliğine verdikleri önem, devlet vatandaş ilişkilerinde devletlerini ve ordularını diğer milletlere göre daha çok önemserler. Daha uzun göçebe ve tarım toplumu olarak yaşayışlarından dolayı yardımlaşma ve dayanışmayı önemsedikleri görülmektedir. Kültürümüzün ilk yazılı kaynağı Orhun yazıtlarıdır. Bu yazıtlardan sonra Türkler, atasözleri, deyimler, destanlar, efsaneler, mitler, sözlü ve yazılı kaynaklar ve tarihsel birikimleri, sanat anlayışları, din anlayışları ile kendi kültürlerini yaşamışlar ve yaşatmışlardır. İslam’ı kabul ettikten sonra kendi anlayışlarına göre fıkıh konusunda önemli çalışmalar yapmışlar, böylece İslam’ın yayılışına büyük kültürel katkılar sunmuşlardır.
Orhun yazıtlarından başlayarak, kuranı-kerim ve nutuk, Mevlana’nın mesnevisi H.Bektaşi Velinin menkıbeleri, Pirsultan-Abtalın yazılı, sözlü menkıbeleri, Yunusun sözleri şiirleri, Hacı bayram Velinin ve Ahmet Yesevi’nin tasavvuf kültürü dâhil bütün yazılı ve sözlü kaynaklar kültürel kaynaklarımızdır. Bu kaynaklar üzerine inşa edeceğimiz ve ettiğimiz kültür bizim kültürel kaynaklarımızdır.
Manevi kültürün yanı sıra maddi kültürde daha önceki yıllara göre bir duraklama görülmektedir. Bu duraklama milletimizin rahat aşabileceği bir duraklamadır. Bu duraklamayı aşmanın yolu kendi kültürel kaynaklarıyla kültürleşmesini tamamlayıp toplumsallaşan bir milli bilinç yaratmakla mümkündür. 1919 yılında yıkılan bir imparatorluk üzerine, 1923 yılında yeni bir sistem Cumhuriyet ve devlet kurulmuştur. Yeni bir kültürel değişim ve dönüşüm aşamasına girilmiştir. Bu kültürel değişim ve dönüşüme olması gerekenden hızlı bir şekilde dönüşüm olmadan değişim olmuştur. Allahtan Cumhuriyetin aydınları bu dönüşümü kopukluk seviyesine vardırmadan kültürel aktarımı başarmışlardır. Kültürel değişimler kendi kaynaklarımız temel alınarak, dönüşüm ve değişim toplum tarafından özümsenerek yapılmalıdır.
Kültür bir toplumda insanları birbirine bağlayan karşılıklı ilişkilerdir. Bağı ve kültürü oluşturansa değerlerdir. Biz millet olarak hem tarihsel geçmişimizle hem de tarih içindeki etkinliğimizle, dil ve din gibi kültürel kaynaklarla, devlet geleneğiyle, aile yapısıyla örnek kültürel değerler oluşturmuş bir milletiz. Artık iletişlimin saniyelerle Dünyanın her yerini etkisi altına aldığı günümüzde kültürümüze sahip çıkmak ve yaşamak daha da önemli bir hale gelmiştir. Günümüz dünyasında artık milletler etkinliklerini kültürel değerlerleriyle ortaya koymaktadır. Dünya genelinde etkin siyasi güç olabilmek için kendimiz olarak yerimizi almamız lazımdır. Kendi toplumumuzda ise kültürümüz ve değerlerimizin yaşanması vatandaşlar arasında toplumsal uyumu, uluslararası ilişkilerde ülkemize saygınlığı ve yaptırım gücümüzün artmasına neden olacaktır. Kendi değerlerimize başka ulusların kültürlerin den evrensele aktarılmış kültürel değerler almamız kültürel gelişim, değişim için zaman, zaman gerekmektedir. Kendi değerlerimizi de evrensele sunarak insanlığa katkıda bulunmalıyız. Ama günümüzde bir yanlış anlaşılma var, batılı tarzda giyinip, yaşayanlara kültürlü diyoruz. Bir çelişki yok mu? Sizce, yabancılar gibi davranan biri ne Türk olabilir, nede Müslüman. Ne olur, ben cevap veremiyorum siz cevap verin… Dilimizde kültür yerine kullanılabilen onlarca kelime kültüre verdiğimiz önemi göstermektedir.
Bizim dilimizde kültür yerine de kullanılan bazı sözlüklere ve anlamlarına da bir göz atmamızda fayda vardır.
Bunlar; İrfan= anlama, bilme, Anlamaya ve bilmeye dayalı olgunlaşma. Gerçeğe ulaştıran güçlü seziş gibi geniş bir anlamı vardır. Hikmet= Bilgelik İnsanların anlayamadığı Tanrı buyruğu iyi şeyler. Özlü söz. Hikmetli ise hikmetleri bilgece yorumlayan kişidir. Medeni= uygar, görgülü kentlileşmiş toplumlar için kullanılır.
Görgülü = bir toplum içinde uyulması gereken saygı ve incelik kurallarına uymak, görgülü kültürlü anlamında da kullanılır. Bir kimsenin karşılaştığı kişiliği üzerinde olumlu etki yapan deneyimler. Görgüsüz kültürsüz anlamına da kullanılır. Gelenek = Bir toplumda eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi töre ve davranışlar. Uygar = Düşünce ve sanat alanlarında büyük bir gelişme göstermiş olan, toplumlar için, insanlar içinse kültürlü, eğitimli, görgü kurallarına uyan. Çağdaş = Çağının yaşam şekilleriyle yaşayan insan ve topluluklar. Çağcıl = Zamanın yeniliklerini benimseyen ve ona göre davranan. Asri = Çağcıl, çağdaş olma durumu. Muasır = Aynı dönemde yaşayan(çağdaş). Medeniyet = uygarlık, uygar olma durumu. Münevver = Aydın, aydınlatan. Ekin, hars gibi anlamları birbirine yakın ve aynı onlarca kelime var, bazısı daha çok kullanılıyor bazısı daha az ama kültürel kaynaklarımızı ifade etmek için yeteri kadar kelime var. Yeter ki bizler kültürümüzü anlamaya, sahip çıkmaya ve yaşamaya karar verelim dilimiz bize kültürel aktarımı sağlayacak kadar zengin. Kültür insanın aklıyla doğadan yararlanması ve bu yararlanışı doğaya zarar vermeden yapması demektir. (Fikri Adil)
a) Evrensel kaynaklara örnek ise dinler ve ideolojilerdir. Tek tanrılı dinlerin yanı sıra çok tanrılı dinler de kültürlere kaynaklık etmektedir. İlahi kaynaklı dinlerin insanların bu dünyada ki kötü davranışlarından dolayı ahiret de yargılanacaklarını söylemesi ve buna inananların, yaşarken iyi ve güzel şeyler yapmaya ve kötü şeyler yapmadan uzak durmayı önermesi(günah ve sevap bilinci) yönlendirmesi toplumsal kültüre, insanlığın gelişimine büyük katkıları olmuş ve olmaktadır. Beklide diyebilirim ki insanları en çok etkileyen kaynaktır. İnsanlar daha çok semavi dinler den etkilenmiş ve kültürel öğelerini daha çok bu dinlerden seçmişlerdir. Bunların yanı sıra dinler çatışma nedeni de yapılmıştır. Dinlerin kültürlere yansıması her zaman olumlu olmamakta, kendi inançlarına kutsallık yükleyerek yapılan yorumlar ve kutsalın kurala dönüşmesi çok inançlı toplumlarda soruna neden olmuştur. Kendi dini algılayışını kutsal gören kişi ve topluluk başkalarının dini ağılama şekillerini din dışı ilan ederek sorunları tetiklemiş toplumsal huzura hizmet etmesi gereken dini inanışları çatışmalara hizmet eder hale getirilmiştir. İnsanlık bu nedenle laik bir kültür ortaya çıkarmış ve nispeten toplumlarda din kaynaklı çatışmaları çözümlemiştir. Laiklik de evrensel kültürel bir kaynak olarak birçok milletin kültürünü etkilemiştir. Bunların yanı sıra ideolojilerde kültürleri etkilemekte ve insanları kendi doğrularıyla yönlendirerek kültürel yaşamlarını etkileyen kaynaklardır. Bunların öne çıkanları, milliyetçilik, sosyalizm, kapitalizm, liberalizm, faşizm vs.. olup kendi kurallarıyla toplumların kültürlerini etkilemektedir.
Kültür toplumların normlarını, inançlarını ve Yargı ölçülerini aktarır. Bilimleri, inançları, sanatları, ahlakı, kanunları, insana hayatın kazandırdığı diğer yetenekleri de içeren sihirli bir olgudur. Böylece insanlar arsı ilişkilerde kalıplar çıkmasını sağlar, bu kalıplar insanlar arası ilişkilerin düzenleyicisi olurlar. Kültürel kaynakları daha iyi anlamlandıra bilmek için dün olan hiçbir şeyin bugün olmadığını düşünmek yetecektir. Her toplumun bir sosyal ilişkisi vardır, bu ilişkileri kendi kültürünün öğeleriyle oluşturur. Toplumların birleştirici gücü değerleri üzerine inşa ettikleri kültürleri ve bu kaynaklardan oluşturdukları yasalarıdır. Bu kaynaklar konusunda tercihimiz, önceliğimiz kendi kaynaklarımız olmalıdır ki biz olarak Dünya da yerimiz olsun.
Saygı ve sevgiler.
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|