REFORM(İHYA)
(Düşünsel Yenileşmenin/Değişimin/Paradigma Değişikliğinin Gereği)
Kişisel ve toplumsal ihyaların yapılabilmesi için mevut düşünüz ve davranış yöntemlerimizle iyi sonuçlar alamadığımızı kabul etmemiz gerekir. Bunu kabul etmediğimizde reforma ihtiyaç duymayız, duymadığımız şeyleri de yapmayız, yapamayız… İşte tamda bu nedenle ekonomik, sosyolojik, kişisel sorunlarımız çoğalır… Sosyolojik sorunlar nasıl ortaya çıkar, kişi toplum alanları belirsizdir, yani kişisel özgürlükler zayıftır, toplum sınırını bilemez yada tersine kişisel özgürlükler fazladır, kişi sınırını bilmez toplumsal sorun yaşanır… Sosyal sorunlar sadece kişi toplum arasında yaşanmaz, topluluklar arasında da yaşanır… Örnek vermek gerekir dini alanı ele alalım meshep/tahrikat, grup fanatikliği yaygınsa din barışa huzura neden olacakken toplumsal fitneye neden olur… Bu gruplar ekonomik, siyasal dini, insani her şeyi mezhepsel/tahrikat sorunu gibi kişiye topluma sunar ve taraftarlarına öyle algılatırlar… Sonuç toplumsal sorun… Başka sorunlarımızdan biri de siyasaldır, siyaset nedir, ülke devlet yönetim sanatıdır… Biz yönetici seçerken aslında yönetim sanatçısı seçiyoruzdur, bunun farkında değilsek seçimlerimiz yanlış olur… Yönetim olarak yanlış yöneticileri seçersek ekonomik, zararlar yaşarız, doğru yöneticide ne gibi özellikler vardır, olmalıdır, seçtiğimiz, seçeceğimiz kişilerde bu özellikler ne oran da vardır, diye düşünerek seçimler yapmalıyız… Yanlış liderler seçersek, her iki tarafta da bu olursa ve bunlar tekrar seçimle değiştirilemeyecek kadar parti organlarını ele geçirmişse… Parti içi demokrasi bunlar eliyle yok edilmişse, o siyasal ortam toplum için sorun üretecektir… İhya gerekir mi acilen gerekir… Ekonomik ihya için ne gerekir derseniz?
Son 25-30 yıldır uygulanan politikalara bakıyorum sanki bir tüketim seferberliği içindeyiz, bu tükettiğimiz mal ve ürünler kimin diye sormuyoruz bile, bunları tüketmemizi sağlayan kaynaklar nereden geliyor diye hiç sormuyoruz… Zaman zaman sıkıntılar oluyor, o zaman sorunu fark ediyoruz… Üretmeliyiz, tasarruf etmeliyiz, ürettiğimizden daha az tüketerek bunları başka toplumlara satarak, ihraç ederek vatandaşlarımızın refahını artırmalıyız demeye başlıyoruz… Yapabiliyor muyuz, yapamıyoruz neden? Yanlış kararlar, seçimler, yatırımlar sonucu yanlış bir ekonomik algı ortaya çıkıyor, seçtiğimiz iktidarı uyaracak ve denetleyecek bir mekanizmamız yok da ondan ihya, reform şart diyebiliriz… Sadece bu mu yok daha derinlerde başka bir şeyler de var… Yukarda saydığımız sorun kaynaklarının çoğundan toplum haberdar değildir… Bir ilgilenmezler onun için haberdar değillerdir, iki yaşanılan sorunu çözmekle sorumlu olanlar sorunları gizlerler, yada sorumlular konusunda yanlış bilgi verir, yanlış adres gösterirler… Böylece sorunlar süregelir, süregider… O zaman ne yapmalıyız, işte ihya deyin reform deyin, paradigma değişikliği deyin ne derseniz deyin, diyelim… Bir şeyler yapmak zorundayız, yapalım mı?
Bir değişikliğin olabilmesi için ilk önce dönemin önde gelen düşünürleri ve bilim adamları tarafından değişikliğin gerekliliğinin benimsenmesi gerekmektedir. Yeni bir düşünüşün ve yapışın doğması için veya var olanın ihyalarla, reformlarla revizyonlarla elden geçirilmesi çalışmalarına girilebilmesinin adımı için bize yeni yorumlarla, yeni düşünsel değer verecek olan ilkeler gerekir… Bunların gereği mevcut yöntemlerin, mevcut sorunlarımızı çözmede başarısızlığa uğradığını, önce filozoflarımızın, aydınlarımızın, akademisyenlerimizin, sonra siyasilerimizin kabul etmesi, sonra biz vatandaşların görmesi gerekir… Bu başarısızlık neticesinde, yaşanılan mevcut paradigma(Düşünsel İlkeler) taraftarları her ne kadar direnç gösterseler de… İhyalarla, değişimlerle, reformlarla, yorumlarla yeni bir paradigma ortaya çıkarak diğerinin yerini alması beklenir. Mevcut düşünsel ilkeler her başarısızlığa uğradığında yerini bir başka düşünceye bırakır, bırakması beklenir… Bu düşünsel çatışma aşamalarıyla çözülemezse, fiziki çatışma başlar ki bu toplumlar için hiç istenmeyen bir durumdur… Bunun için insanlar demokrasiyi geliştirmiş ve toplumsal dönüşüm ve değişimlerin önü böylece açılmıştır.. Sadece dinsel, siyasal reformlarla değil, belki de daha çok da bilimsel ihyaların yaşanması için de hakim anlayışların ihtiyaç duyuldukça değişiyor olması gerekir ki… Toplumumuz teknolojik ve teknik olarak da ihya edilebilsin… Böylece iyi olana, doğru olana, güzel olana ulaşılsın, yetinilmesin daha iyiler/güzeller/doğrular aranabilsin…
Bu arayış için de olmanın doğası gereği, önce filozofların/entelektüellerin, sonra onları takip edecek olan insanın/toplumun/kurumların bilgi ve ufku geliştiği sürece bilimsel/toplumsal anlayışın değişimi de gerçekleşecektir… Buna uyum sağlayan toplumlar iyi yaşayacak, uyum sağlayamayanlar kötü yaşayacaktır… İyi olanı arama ve yaşama dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 18.2.19 – vatandasfikri.com
|