EĞİTİM+BİLİM = DAHA İYİ YAŞAM
Bizim bu formülde bir yerde eksiğimiz var desem, eksik demiş olurum burada ciddi eksikliklerimiz var, bu eksiklikleri tamamlamadan biz toplum olarak hatırı sayılır gelişme sağlayamayacağız… Eksiklerimiz nedir dersek??
Egitim: Bir çok şeyin lokomotifidir, ister bilim öğrenmede, ister kültürel aktarımda çok önemlidir, biz bu eğitim işini beceremiyoruz arkadaş… Bir ilin İl Milli Egitim müdürü öğrencilerin bir bölümü lisede bile okuma, yazma sorunu yaşıyor diyor. Bu ne demektir aslında sorun büyük demektir, PİSA sınav sonuçları da bu il müdürünü destekler niteliktedir.. Bu sınavlarda sondan 4-5’inci sıradayız… Bu alan eksikse, diğer alanlar da eksik oluyor..
Bilim ve sanayisinin gelişmesi için bilimsel eğitim, bilimin gelişerek sanayiye alt yapı olabilmesi, bunun sermaye ile birleşerek üretime dönüşmesi gerekirken dönüşemiyor… Siyasilerimiz ise üretilmesi düşünüle protipleri bize gerçek diye sunuyorlar… Bizim şuan yapacağımız araç elektrikli araba, onu da yapmıyoruz neden devletin benzinden aldığı vergi olsa gerek… Yarı devlet vergi alıyor, yarı petrol şirketleri alıyor Türkiye kaybediyor… Her neyse…
Bilim yoksa daha iyi yaşam yoktur, kültür erezyona uğramışsa toplumsal uyum kaybolur. Fikri Adil
Biz nereden başlamalıyız bu eksiklikleri gidermeye derseniz, eğitimden, eğitimde ne yapmalıyız dersek? Öğrenciden başlamalıyız sadece teorik eğitim değil pratik eğitim de eğitim bir parçası olmalı… Ayrıca, bilinen, acık bilgilerden bilinmeyen bize özgü bilgiler nasıl ortaya çıkarılır bunu da öğrencilere anlatmalıyız. Öğretmeliyiz.. Kültürü ise din ve Türk toplum kültürü olarak anlatmalıyız, gerekirse dini kendi dilimizle, kültürümüz içinden okuyarak en anlaşılır şekilde topluma, öğrencilere sunmalıyız… Bunun yanı sıra…
Bir yanda normal eğitim devam ederken, matematik, fen, biyoloji bilimsel bilgilere dayalı sınavlarla özel eğitim programlarına özel, daha zeki öğrenciler alınarak yetiştirilecek, buralarda kesinlikle torpil yapılmayacak, seçme sıralama zekaya, bilgiye göre yapılacak… Bu öğrenciler seçilmiş özel öğrenciler olacak burada eğitim anında pratik uygulamaları görmeleri için atölye, laboratuvar, Ar - Ge faaliyetleri içinde staj yapılacak… Gerekirse yaz tatillerinde bilim kampların da bilim ve eğlencenin içi içe geçtiği bilim ile eğitim, tatil de bile eğitim devam edecek… Bu çocuklara düşünsel ve sorgulama sınırları konmayacak, her şeyi özgürce düşünecek ve üzerinde çalışabilecekler ki… Bilimsel ataletten bizi kurtarabilecek bilim insanları yetiştirebilelim… İster siyasal baskı, ister kültürel baskı, ister başka bir baskı burada olmamalı, disiplin olmalı ama mantıklı bir disiplin, sadece bilimsel çalışma olmalı ki… Biz özel öğrencilerle eğitimi bir aşama daha yukarı taşıyabilelim…
Gerçek bilim insanları özgür bakış ve düşünüş üzerine özgün sorular sorarlar, bu sorulara cevaplar arayarak bilim yaparlar… Böylece daha iyi yaşam arayışı insanlık adına gerçekleşmiş olur, yaşam nedir dersek, doğumla ölüm arasında ki zaman diyebiliriz.. Bu bizim için böylede her canlı için böylemi, biz olmasak da yaşam devam etmiyor mu? İşte bilim adamı mantığıyla sorulan sorular daha derunune sorulardır, cevaplar ise daha detaylı bilimsel bilgiyle, düşünme ve çalışmayla bulunabilecektir… Bulmadığımız ne olacak?
Bir G. Kore olunmayacak, nüfus artacak üretim imkânlarımız artmayacak, devlet ve yönetim otoriteleşeçek belki hiç istemeyeceğimiz bir toplumsal standarttınız olacak… İşte bu nedenle bu formül çok önemli… “Eğitim + Bilim = Daha iyi bir Yaşam” Bundan sonraki aşama ise bilimsel gelişmeler daha hızlı olacak, işin içine insan zekasının yanı sıra yapay zekada girecek ki, iki zeka birleşecek bilimsel çığırlar açılacak bunları öngörüyoruz ama hazırlanıyor muyuz? Üzülerek belirteyim torpilli akademisyenlerle, torpilli bilim araştırmacılarıyla bu işler kadük kalmaya devam edecek gibi… Ederse ne olacak?
Son olarak bunun üzerine düşünelim, böyle devam ederse ne olur? Dünya bilimle, sanayiyle, teknolojiyle yaşanır oldu, bu teknolojik gücü emperyal devletler elinde bulunduruyor, bize ürettikleri teknolojik araçları, gereçleri, silahları satıyorlar ve bizde bu nedenle aşırı borçlanıyoruz.. Aşırı borçları yine daha yüksek faizle borçlanarak öder olduk, bu ne demektir bu emperyal güçlerin bizim üzerimizde ki etkisinin artması demektir… Siyasal, ekonomik bağımsızlığımızın kaybolması demektir, bunu bilen yabancı güçler bizden kendi çıkarlarına uymamızı isteyebilir veya istemektedir… Bu ise gelecek de durumun daha da kötü olacağına işaret eder ki… Çok ciddi önlemler almak zorundayız, bunun içinde yatırımlarımızı ilk olarak eğitime, eğitimde öğrenciye, sonra yatırımlarımızı fiziki yapılara, AVM, CAMİ gibi yerlere değil üretime neden olacak alanlara yapmak zorundayız..
Bunların yanı sıra kültürümüzü sevgiye, saygıya dayalı olarak, uyuma neden olacak şekilde eğitim ve din aracılığıyla topluma yaymalıyız ki.. Geleceğe doğru umutla bakabilelim… Bakmak umuduyla selam ve sevgilerimle..
Fikri Adil – 12.11.18 – vatandasfikri.com
Kaynak: Doğan Kuban – HBT Dergisi, Sayı 136
|