Ahlâkî Kaos!!
Ahlâkî erezyonun belirtileri nedir derseniz? Ben size dönen cekler, ödenmeyen senetler derim… Başka nedir derseniz hazineyi idare edenlerin hazineyi kamunun değil, kendilerinin sanmaları derim… Başka nedir derseniz, ister spor müsabakaların da, ister kamuya/özele giriş sınavlarında mülakatlar da, isterseniz ihalelerde hak edene değil, işin ehline değil, yasal olarak herkes eşitken, ayrıcalıklı kişiye, bizden birine ihalenin verilmesi, bizim desteklediğimiz kişinin işe alınması derim… Başka nedir derseniz kuralsız kaidesiz, kültürsüz ilişkiler derim… Daha başka nedir derseniz, iftira, karalama dedikodu siyaseti derim… Başka başka nedir derseniz, bazı insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamazken trilyonluk yatlara, arabalara binmek, lüks için de yaşamak derim… Bakın daha sıra cinselliğe, gençlerin civeleşmesini gelmedi, bunları ahlaksızlık sayanlar neleri es geçiyorlar, gördünüz mü? Bunların topluma yansıması olan adaletsizliğin ise toplumsal düzeni tehdit eder hale geldiğini ben haber vereyim de siz sorumlular ve sorumluluk hissedenler ne yaparsanız yapın… Şunu diyebilirsiniz bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete, artık o hale geldik ki kıyamete doğru giderken bile biletler kampanyalı olacak… Toplumsal düzeni üç şey muhafaza eder, bir ahlak, iki adalet, üç bunları özümsemiş bir kültür toplumu olabilmek biz bunların üçünü de paraya, iktidar ilişkilerine, hiyerarşik heveslere kurban ettik… Aşırı dünyevileşmeye, bencilleşmeye dayalı davranışlarla hayatın gerçeklerinden kopan daha çok gençler, arayış içindeki aşağı yukarı her konu da çıkış arayan insanlar, göz göre göre hem kendilerini hem toplumu ateşe sürükleniyorlar, sürüklüyorlar. Ahlâkî eriyiş artık kaos seviyesine doğru ilerliyor ve anomiye acık bir toplum olacağımızdan korkmaya başlıyorum…
Bunların üzerine topluma biraz daha yakından bakalım mı?
Kültürsüz bir toplumsanız, kültürel ögeleri sosyal hayatın içine sokamamışsanız toplumunuz da içki ve uyuşturucu kullanımı özellikle gençler arasında artar… Bizde durum nedir hiç merak ettiniz mi? Son haberlere göre uyuşturucu illeti hızla artarak sokaklarımıza, çocuklarımızın okuduğu okul kapılarına, oradan daha da aşağıya inerek ilkokul seviyesine kadar inmiştir. Bumla neden oluyor derseniz?
İnançsızlığın, güvensizliğin, ahlaksızlığın, adaletsizliğin sonucuna bağlı olarak çeşitli psikolojik hastalıkların tırmanmasına, ailede başlayan kopmalar, boşanmalar, travmalar, suç oranlarında ürküten bir artışla toplumumuzun bir ahlaki kaosa sürüklendiğini hepimiz görüyoruz… Bu toplum ahlâkî bir kaosa göz göre göre sürükleniyor. Ama çözüm üreteceklerin bunla ilgilenmek yerine kısır siyasal çatışmalar ve gerilimlerle oyalandıklarını da görüyoruz… Durumun ciddiyetini bir türlü kabullenemiyoruz, biz İslam ülkesiyiz bizi dinimiz korur diyoruz… Din kültürün önemli bir parçasıdır, ama bunu toplumda ki kişiler, kendi dilleriyle dinin mesajını okur, anlar özümser yaşar yaşatırsa olur… Bizde ahlaklı ve adaletli bir dindara rastlamak gün be gün daha da zorlaşmaktadır… Ne inanca dayalı, ne felsefeye dayalı nede hukuk sistemine dayalı bir toplumsal ahlak ve adalet gerçekleştirememişsek, sanırım sorumlusu yabancılar değil, mini etek giyen kız hiç değildir Bunun sorumlusu biziz ve bizi idare edenlerdir. Şimdi durumun vahametini ortaya seren kamu kurumlarının raporlarına bakarak yazımıza devam edelim…
Resmi Rakamlara Göre Resmen Başarısızız
“”Cezaevlerindeki nüfusun resmî rakamlarla yüzbinleri aşarak dolup taşması ve son yedi yılda otuz yılda biriken suçlu sayısının iki katı hükümlü ve tutuklunun ceza infaz kurumlarını doldurması, Türkiye’deki sosyal patlamayı, açığa çıkarıyor…”” Ahlaki kaosu adeta gözümüzün içine sokuyor…
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Ekim 2014’teki tablo şudur.. 20 yılda Türkiye nüfusu yüzde 26 artarken aynı dönemde suç oranı %400 artmıştır. Bu artışın en çok olduğu üç alan ise 1- Uyuşturucu, 2- Hırsızlık 3- İnsan öldürme suçlarında rekor kırıldığı bu üç alan da artışın %600 olduğu üzülerek kaygılanarak görüyoruz…
Son dönemler de önümüzde ki acı tablo şudur: ilköğretim öğrencileri arasında alkol kullanım oranı, uyuşturucu kullanım oranı hızla artmaktadır. Gençler arasında ki uyuşturucu kullanım oranı ise daha bir hızla artmaktadır… Son on yılda ki uyuşturucu kullanım artışının %500’’ü geçtiği, Fuhuş olaylarında ki artışın ise %790’ı bulduğu, çocuklara yönelik cinsel istismarda ki artışın ise %434’e ulaştığı, cinsel taciz vakalarında ki artışın ise %449 olduğu resmi raporlardan anlaşılmaktadır. Bunların suçlara ve suçların mahkümiyete etkisi kaçılmaz olduğundan cezaevlerinde ki mahkûm sayısında ki artışların ise şöyle olduğu görülmektedir…
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 5 Ocak 2015 verilerine göre 355 ceza ve infaz kurumunda, 2014’ün ilk ayına göre yaklaşık yüzde 8 artışla 159 bin 396 tutuklu ve hükümlüyle cezaevlerinin tıklım tıklım dolduğunun açıklanması, çocuk ve genç suçlu sayısının da ki patlamanın, toplumsal bozulmaların göstergesi olarak kabul edilmelidir.
Toplumsal bozulma nasıl olur, suç oranları neden artar, bellidir, bana göre temel nedeni, toplumsal ahlak sorunu, yargısal, ekonomik, sosyal adalet sistemimizdeki ciddi eksiklerdir… Düzeltmeyi düşünenler varmıdır, bilemiyorum… Bu uzun soluklu bir iştir ve en 20-30 yıllık planlamalar yapılmalıdır… Biz eğitim sitemini, sağlık sistemini, sosyal güvenlik sistemini, yargı sistemini sık sık değiştiren bir toplumuz… Neredeyse her hükümetle değil her bakanla sistem değişmektedir ki demek ki planlama ve süreklilik arz eden bir mücadele yöntemimizin de olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu olumsuzlukları yine cinselliğe bağlama hafifliğinde olanlar var, efendim kadınları tesettüre soksak toplumun ahlakı düzelir diyenlere… İhaleleri, hiyerarşik ilerleyişleri, dönen cekleri, yalanları dolanları, ölçüde tartıda değerlere ters davranışları cinselliğe bağlamanın mantığını anlamış değilim… Sosyal medyanın etkisi varmıdır, vardır ama temel etki değil yan etkidir… Mutsuz, tatmin olmayan birinin arayışına yardımcı olabilir sosyal medya ama bu arayışın nedeni kişinin mutsuzluğu tatminsizliğidir…
Sorunlar Ortada ve Çözüm Önerileri Daha Henüz Topluma Ulaşmadı…
Toplum da felsefi ve inançsal bir ahlâkî düşünce eksikliğiyle boşluğa düşen gençlik, bu boşluğa ve kültürel yozlaşmaya dayalı olarak ortaya çıkan, bencillik, psikopatlık özentileri, fanatizm, egosu şişik tipler, şiddet ve hunharca vahşet olaylarının sıradanlaşması, birbirini besleyen olgulardır… Bunların yanı sıra yasalara uymama eğilimlerimizde eklendiğin de sorunlardan sorun beğen… Dilerim bu konu üzerine durur, düşünür çözüm önerileri bulur ve uygulanır düşüncesiyle… Selam ve sevgilerimle….
Fikri Adil -- 28.06.2016 20:20– www.vatandasfikri.com
|