MODERNLİKTEN, POST MODERNLİĞE GEÇİŞ
Önce iki kavrama da bakalım, bu kavramların mesajı nedir görelim sonra biz kendi düşüncemize geçelim ne dersiniz? Önce modernlik..
Modernlik; 18 yy da başlayarak 1980’lerin başına kadar süren sosyal gelişmelerde ki sekülerleşme, rasyonelleşme, demokratikleşme, bireyselleşme ve bilimsel temelli düşünme şekillerini kapsayan bir dönemin isimlendirilmesidir… Bunun devlet mantığına, ekonomiye, tekniğe, işletme mantığına yansıma olmuştur, olmaktadır… Post Modernliğe gelince…
Post Modernlik; Modernliğin izlerini taşıyan, ondan çıkan, ama o olmayan, şudur diye net tanımlamalar yapamadığımız, cinssel, yaşsal ve sosyal hiyerarşilerin bozulduğu, devletlerin toplum üzerinde baskısının azaldığı… Çok merkezli, çok kültürlü, çok renkli, bireysel tercihlerin, iletişime dayalı bilgi, belge, düşünce paylaşımının zirve yaptığı bir düşünme ve yaşama döneminin sosyal hayata yansımasıdır diyebiliriz… 1970 yıllardan bu tarafa geliştiği söylense de, bana kalırsa, internetin iletişime, kişisel iletişime sunduğu imkanlar dahilinde son 30 yıldır hızla gelişmiştir… Gelelim bu konu üzere düşünmeye…
Bu kavramlar ortaya çıkmadan önce, kilisenin doğruları ile kralın doğruları tartışılamaz ve gelenekçi bir anlayışla yeni, farklı, akli, bilgi ve düşüncenin önü kapalıydı… Toplumlar yöneticilerini seçemez, yönetim işi aynı bir mal ve servet gibi mirasen aile fertlerine bırakılırdı… Dini otoriteler ile siyasi otoriteler birbirine meşruiyet verirler, toplum onlara ve onların sunduğu bilgi ve düşünceye tabi olurlardı… Tabi olmayanların başına gelenleri tarihten okuruz, örnek vermek gerekirse, dünya yuvarlar diyen bilim insanının başına ne gelmiştir, merak ederseniz okuyun… Şimdi bu ortamın tam tersi, çok bilgi kaynaklı, çok sesli dolayısıyla, çok düşünceli ve çok kültürlü bir dönemden geçti, geçiyor insanlar buna modernlik dediler… Akıl, insan kaynaklı bilgi, deneye ve gözleme dayalı bilimsel bilgi daha çok önemsenir hatta neredeyse tek bilgi sayılan dönemlerden geçildi, geçiliyor… Bu dönemlerden takdir edersiniz ki tüm toplumlar aynı anda geçemiyor, kimi hala modernlik öncesi dönemde kalmış, neredeyse kullandıkları modern araç ve gereçler olmasa orta çağ toplumu diyebilecek kadar, oradalar… Gelenegin akılla sorgulanmasından uzak yaşamaktadırlar… Bu sorgulanamaz doğrular, ister istemez düşünsel donmalara neden olmaktadır ki, insanlığın gelişme döneminden bu tür toplumlar bu gelişmelerden uzak kalmaktadır… Bunlar daha modernliğe geçememişlerken nasıl post modernliğe geçebilirler ki? Post modernliğe geçelim mi, yoksa biz toplum olarak neredeyiz onu görelim mi? Görelim sözü çok iddialı oldu, görmeye çalışalım mı?
Biz bir yanımızla gelenekçi, bir yanımızla modern, başka bir yanımızla post moderniz, yani bu çeşitliliğe, farklı yaşam tarzlarına, farklı bilgi kaynaklarının önemsenmesine ve yaşanmasına bakarsak aslında moderniz, post modernliğin kapısındayız… Bu aslında bizi çok dinamik bir toplum yapmaktadır, bu akıllıca kullanılırsa ciddi gelişmelere neden olabiliriz… Olabilir olmasına ama bu çok kültürlü ve çok düşünceli toplumsal yapı enerjisini birbiriyle çatışmaya harcadığını görüyorum ve üzülüyorum… Aslında bu çoklu/renkli düşüncenin enerjisini karşılıklı saygı içinde, demokrasinin güçler ayrılığı mekanizmasını devletimizin kurumlarına yansıtarak, hukuk sistemine olan güveni artırarak… Daha adil bir toplum olma yoluna girerek, ayrıcalıkları kaldırarak, buna vatandaşlarca inanarak enerjimizi tartışmaya ayırsak da, çatışmaya ayırmadan daha iyi olanın kişisel, toplumsal olanı nediri arar ve bulursak… Gelenekçimizde, modernimizde, post modernimizde yaşadığı topluma, daha çok katkı sunabilir/iz… Ben diyelim ki modernistim, nasıl geleneksisti suçlarım ki, yada post modernist biri nasıl gelenekçiyi veya modernisti suçlar ki… Farklılık doğamızdandır, aynı kardeşler, aynı kültürü almış toplumun fertleri, aynı dini düşünüşü savunanlar, aynı siyasi düşünce mensupları arasında ki farklılıkları hepimiz görüyoruz… Kendi kültür ve düşüncedaşlarımızın bu farklı davranışlarını ve düşünüşlerini hoş görüyorken neden başkalarının farklılıklarını hoş görmüyoruz ki? Kardeşler arasında farklılıkları hepimiz biliriz, aynı ortam, aynı dini inanç, aynı siyasi düşünce olsa bile davranış ve karakter farklı, demek ki doğamızda olan modernlik, hatta post modernlik var ki.. Bizde farklılıkların yarışını iyi arayışının yarışı haline getirebilirsek, gelenekselden modernliğe, moderlikten post modernliğe neredeyse zorunlu olan bu geçiş sancılarını daha az yaşarız düşünceleriyle… Selam ve Sevgilerimle..
Fikri Adil – vatandasfikri.com – 6.4.2020
Kaynak: Sosyolojide Temel Kavramlar – Antony Gıddens – Phılıp W. Sutton
|