BENCİLLİĞE DOĞRU
Bencillikte Zirveye
Toplumsal değişiklikler yavaş yavaş uzun zaman diliminde olur, bunun için fark edilmesi zordur, ancak o toplumun dışındakiler toplumu izleyerek daha iyi anlarlar… Hani biz bizdeki fiziki değişikliği zor görürüz, fotoğraflarımız bize bizdeki uzun vadede olan değişimi gösterirler.. Toplumsal değişimlerde eski filmlerden görülür, ayrıca benim gibi 50’li yaşlarını yaşayanlar da dikkat ederlerse toplumsal değişimi görürler, hissederler…. Ben bu gördüklerimi, hissettiklerimi sizinle paylaşmak istiyorum, bizi en çok mutsuz eden nedir, bunun cevabını kendimce vereceğim… Bu durumu en yoğun yaşayanlara da Y kuşağı diyorlar…
Bunlar bu durumun zirvesinde yaşıyorlar, hiçbir şey yapmak istemiyorlar, her istediğimiz olsun istiyorlar, ben kimse için kılımı kıpırdatmayayım ama herkes benim çevremde pervane gibi dönsün istiyorlar… Ben en lezzetli yemeği isterim, ne soğan soyarım, ne ekmek alayım, ne yapayım, ne dağıttığım, kirlettiğim evi toplayayım temizleyeyim bunları kim yapacak? Bana ne? Çok, hem de bu düşünce çok bencilce… Evet, konumuz bencillik, bu benciller hem kendilerini mutsuz ediyorlar, hem de birlikte yaşadıklarını, çünkü sorumlulukları kendi istekleriyle sınırlı, onu da sadece isteyerek yerine getiriyorlar, üstelikte bu kendi isteklerini kendileri yapmakta istemiyorlar hep başkaları üzerinden yapılsın istiyorlar… Yani bencilce her şeyi iste, her şeyin de başkası tarafından yapılmasını bekle… Bunu uzmanlar söylüyor, bende kişisel olarak gözlüyorum, bu durumun daha da artması, sanal oyunların hayatımıza daha da girmesi, bizlerin sınırsızca sanal alanlarda zaman geçirmemiz ve bencillik de bunlara eklenince toplumsal hayat ailede, sokak da, cemaatte, partide ölüyor…
Biz, bencilliğimizle, aidiyetimizi baltaladığımızı göremiyoruz, için de yaşadığın aileye, topluma, gruba, takıma ait hissetmez ortak amaçlar ve cabalar belirlemezsek… Bunlar üzere sorumluluklar almazsak… Nasıl bir hedefe gideriz, amaç demek, hedef demektir… Gidecegi yönü, rotasını bilmeyen, rotasız gemiler gibiyiz… Bunun nedenleri üzerine durmalı düşünmeliyiz…
Bilemiyorum ama toplumlar bu zamana kadar aşırı otoriter, toplumcu, bireyi yok sayan bir şekilde davrandı da acaba ona tepki olarak mı bu durumlar gelişiyor, aşırı bireysellik ön plana çıkıyor…. Bunu besleyen nedenler de olabilir… Aşırı otoriterlik, otoritenin adaletsiz ve ahlaksız davranışı, ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin topluma ve bireye yansıması olabilir mi? Olabilir… Başka bir örnek daha vermek gerekirse dünyada hiçbir dönemde servet dağılımı, bu kadar adaletsizce, eşitsizlikçe dağılmamış, buna dayalı bir taraf lüks, süper lüks yaşarken diğer taraf açlıkla boğuşmaktadır…. Bizde bu durumu bencilce, egoistçe, narsiste, tepkisizce izliyoruz… Bizde mutsuz oluyoruz açlıkla karşı karşıya kalanda…
Neredeyse eskiden bu değişim dönüşümün hissedilmeyecek oranda az olduğunu düşünüyorum, hızlı değişimi tetikleyen ne ulaşım, ne iletişim, ne bilişim bu kadar yoğun değildi… Kültürel değişimler daha az fark ediliyor hatta edilmiyordu… Eskiden yüz yılda olan değişim, şimdiler on yılda oluyor… Bu değişim de kişilerde hızlı bir bencilliğe neden oluyor, bu durumda bizde kaygılara neden oluyor… Bu durumun bu kadar hızlı olmasının nedenleri olarak şunları da sayabiliriz, teknolojik değişimin, ekonomik paylaşımın, kültürlerin kişiler ve toplum üzerinde etkisizleşmesinin de benciliği beslediği biliniyor…
Bu bencilliği besleyen en önemli neden ekonomik eşitsizliklerin topluma ve kişilere verdiği temel mesajdır, sen öyle yoksulluk içinde yaşarken, ben senin gibi 100 kişinin ömrü boyunca, beslenmeye, giyinmeye kişisel ihtiyaçlara vereceği para kadar, parayı sadece şu arabaya veriyorum, verdim demenin sonuçları olabilir mi?
Bencilliği besleyen başka bir önemli neden ise bana göre ailelerin çocuklarına iyi davranayım derken, onların hakkına, hukukuna dikkat edelim derken, kendi hak ve hukukumuzu yok sayarak onları hayata bencil olarak hazırlamamız da olabilir.. Sanki aileler halnaz, olmak için değil, çocuklarımızı bencil olmak için caba sarf ediyoruz gibime geliyor… Bundan 40 yıl önce çocuklar yok sayılırken, adeta şimdilerde ebeveynler kendilerini yok sayıyorlar, bunu gören çocuklarında ebeveynleri yok sayarak, bencil olma haklarını kendilerinde görseler gerek… Sonuç olarak…
Önce kültürümüzü reform ederek değişimin kontrollü olmasını, bu değişimin birey toplum, aile kişi, çocuk ebeveyn, patron işçi, vatandaş devlet, kadın erkek, yaşlı genç, kamu görevlisi vatandaş, toplumsal, doğal çevre ile biz ilişkilerini günün gerçekleri çerçevesince değerlendirecek… Kişi, toplum kültür uyumu ile böylece benciliği aşarız umuduyla selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil --- 15.8.18 --- vatandasfikri.com
|