Bu zaman kadar hep nasıl demokrat olunur diye yazmaya çalıştım, tüm partiler ve liderleri aşırı, azgun demokrat olduklarından, bizim düşüncelere bakmadılar bile.. O zaman nasıl demokrat olunmaz diye meramımızı anlatmaya çalışalım dedim, buyurun nasıl demokrat olunmaz, hep beraber görmeye, bilmeye çalışalım…

Birinci şey her hukuk kuralını yaparsam olur diyerek yaparsak, demokratik hukuk kuralları neyi gerektirir diye düşünmezsek, demokrat olamayız…

Anayasal düzenin temel ilklerine dikkat etmezsek, Anayasa Mahkemesi olsun yerel mahkemeler olsun aleyhimize bir karar verince, saygı duymama egilimimiz var ise… Bunu biraz açmak gerekirse, yargı mensupları adalet yerine davam ideolojim diyerek karar alıyorlarsa, burada yargıya güven sorunu olacak, saygı duyamam egilimleri artacaktır…

Her neyse seçimle gelinen koltuğa yapışıp gitmemek için demokrasinin bütün kurallarını ve kurumlarını erezyona uğratırsak demokrat olmamız başka bir bahara kalır…

Lideri veya yöneticisi olduğumuz örgütlerde, çok adaylı degil de, tek adaylı seçimler yaparsak, bizim karşımıza rakip olarak çıkana davaya ihanet ediyor dersek…

Beşinci demokrat nasıl olunamaz kuralı ise, gizli oy, acık sayım ile seçimler yapılmasına engel oluyorsak ve sonuca saygı duymuyorsak biz demokrat degiliz kazanma, egosu şişik, kibirli biriyiz diyebiliriz…

Sonra konuyu biraz daha genişletmek gerekirse, kamuya hizmet için geldiğimiz yönetimlerde, meclislerin, Danıştay, Sayıştay, idare mahkemeleri, mahkemelerin, devleti bizden sonra yönetecek aday olan muhalefet üyeleri gibi denetleyici unsuların denetime izin vermezsek, bindiğimiz demokrasi dalını kendimiz kesmiş oluruz…

Vatandaşların hak ve özgürlüklerine bir bahane bularak sınırlama getiren yönetimler, kurallar oluşturursak, hak ve özgürlük ihlalleri yaparsak demokrat olma ihtimalimizi ortadan kaldırmış oluruz…

Sekizinci demokrat olmama hali, her fırsatta toplumun genelinin saygı duyduğu dini ve milli degerleri kendi siyasetimize destek malzemesi yaparak vatandaşlarda bu degerler üzere algılar yaratarak taraftarımız olmasını saglayan bir siyasal söylemimiz var ise, demokrat degil demagog (Laf Ebesi, Lafazan) olduğumuza delildir…

Başka ne demokrat olmamamızın işaretidir derseniz, Anayasa, Kanun, Yönetmelik Önünde Eşit olan vatandaşlar arasında ayrımcılık yaparsak… Liyakatli kimselerin hakkını kendi taraftarlarımıza verirsek… Buna evrensel dille… Nepotizm, akraba, taraftar, adamını kayırma denir, adil olmayan şekilde yapılan ayrımcılık içindeysek demokrat degiliz, yukardakilerin yarısından bir fazlasını yapıyorsak bize tek adam, monark, otoriter, tiran diyenler haklı olabilir.. Bu kavramlardan bir, ikisine bakarak yazıyı bitirelim mi?

Monarkla mı, Tirana mı,Tek Adama mı neye bakalım?

İki kavrama bakalım ve kendimizi ve siyasilerimizi bu kavramlar üzerinden demokratlar mı, degiller mi, bir özeleştiriyle yargılayalım ne dersiniz?

Önce tiran sonra Monark’ı inceleyerek bu konuda düşünmeye devam edelim ama yazıyı bitirelim..

Tiran : Eski Yunan’da siyasal erki, yönetimi tek başına elinde tutan kimse Tiranın kinci özelligi nedir derseniz, Siyasal erki zorla ele geçiren ve onu vatandaşların ortak cıkarı için degil de, kendisi ve yandaşları için kötüye kullanan kimse deniyorsa.. Bizde böyle siyasiler varmı, biz böylemiyiz, böyleysek demokrat degiliz… Tiranın başka bir özelligi de acımasız, gaddar, despot oluşu, nefret dili kullanışıymış… Şimdi geldik monarka, bizde buna padişahlık, genel olarak da krallık deniyor..

Monarşi : Tekerklik, yani demokrasilerde yasama, yargı, yürütme gibi devletin gücü güçler ayrılığı ilkesi geregi ayrı kurumlarda olması haline ters bir şekilde tek kişi veya kurumda devletin tüm gücünün tek elde toplanarak, devletin yönetilmesi diyebiliriz… Bizde hem siyasal partilerimizde hemde sivil toplum örgütlerimizde böyle monark tipli lider ve yöneticilerle sık sık karşılaşıyoruz.. Bunlara ve bu yapı içinde yer alan bizlere nasıl demokrat diyecegiz bilemiyorum… Sadece şunu öneriyorum,.. Sistemimiz Demokratik cumhuriyet, devletimiz sosyal hukuk devleti, biz bu ülkeyi ve demokrasiyi seven vatandaşlar, bu sistemi iyi işleterek daha iyi yaşanılacak bir ülke ve tolum oluşturabiliriz.. Oluşturulması önerisiyle, selam ve Sevgilerimle…

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

M.Kemal Atatürk