ÇOKLU KÜLTÜR, ÇOKLU HUKUK SİTEMİ GEREKTİR Mİ?
Çoklu hukuk kültürler öyle veya böyle yaşanıyor, aynı etnik kökenden gelinse, aynı dil konuşulsa, aynı dine inanılsa bile yorum farkları, yaşam tarzı farklılıkları, siyasal farklılıklar istesek de, istemesek de çoklu bir kültür ortaya çıkarıyor… Bunların hepsine ayrı bir hukuk uygulandığında bu sefer de aşka sorun çıkıyor, bu sorun nedir, derseniz?
Modern devlet anlayışının geliştiği günümüz toplumlarında, vatandaş devlet ilişkilerinde hukuki eşitliğin sağlanması, bunun topluma adalet olarak yansıması gerekir… Birçok toplum buna çok dikkat eder, oysa bazı toplumlar çağ, orta hala kast sistemlerini yaşatır, bu ise ortak toplum, ortak vatandaş, ortak devlet anlayışının önünde engel gözükmektedir… Örnegin bir komşumuzda, bir mezhep iktidarı ele geçirir diğer mezhebe baskı yapar, bu ne örfidir, ne de hukukidir, yaşanır, yaşatılır… Bir aşiret yönetimde söz sahibidir, diğerlerinin yönetime katılmasına izin vermez, yönetime katılmasına izin vermediği gibi kamu gücüyle ekonomik, sosyal baskılar da yaparlar, böyle toplumlarda ortak duygu ve düşünce gelişemez… Ortak toplum/millet gelişemediğin de baskı yapan topluluğun gücü zayıfladığında, yada adaletsizliği arttığında içerdeki dışlanan topluluk dışardan bir destek bulur… Artık sorun büyümüştür, biz ortak vatan ve vatandaş, devlet/sistem geliştiremediğimiz için bu dış destekli grup çıkardığı sosyal sorunlarla bizi sürekli aşağı çekecektir… Araya birde fiziki çatışmalar girmişse, sorun daha da büyüyecektir, can, kan kayıpları sorunu çözülmez hale getirecektir…
İşte tamda bu nedenlerden dolayı herkesin yönetime katılması sağlanmalı, herkes için ortak bir hukuk kuralları oluşturulmalı ve herkes hukuka başvurduğunda adalete ulaşacağı güveni duymalıdır.. Nasıl duyulur, toplumun geniş katılımıyla yapılan anayasa, bu anayasa dayalı kanunların uygulanmasında hukuki eşitlik, hukuki eşitliğin sonucu oluşan adalet toplumsal birliğimize, barışımıza neden olacak, böylece ortak vatandaş ve vatan bilincimiz oluşturacaktır… Bu bilinci oluşturmuş toplumlar, artık şu bilinci de oluşturabilirler..
Başa dönecek olursak farklı inanç, kültür, siyasal düşünce, yaşam tarzı kaçınılmazsa, hukuk kurallarımız bu farklılıkları dikkate almayacak mı, bu nedenle çoklu hukuk sistemi gerekmez mi, diyen arkadaşlara da şu cevapla yazıyı bitirelim mi? Tabiki gerekir, bunun sınırı ne olacaktır? Örnegin ben rsmi dilin dışında bir dil konuşuyorum, sistem laiklik üzere kurulmuş, dini inançlara aynı mesafede duruyor, iktidar babadan oğula miras yoluyla değil seçim yoluyla değiştiriliyor… Biz bölgesel olarak konuştuğumuz dili resmi dil yapmaya kalkarsak, ben inandığım mezhebi içtihatını devletin kuralı yapmaya çalışırsam, işte tamda bu nedenlerden toplayı toplumsal barış bozulur… Buna fitne ve fesat derler… Bu durumla karşılaşmamak için evrensel hukuk kuraları kural yapılmalı, bu kurallar bölgesel farklılıklara ilk önce hakim inisiyatifiyle, saygı duyan bir hukuk düzeni, sonra bölgesel mahkemeler aracılığıyla da anayasaya ters düşmeyecek kanun farklılıkları yapılabilir… Yada yönetmeliklerle bu bölgesel farklılıklara karşı devletin kurumları bir kurum kültürü geliştirir, çoklu kültür çoklu hukuk anlayışıyla değil, kültüre, inanca, yaşam tarzına devlet/kamu kurum ve çalışanlarının kültürünün saygısıyla ortak hukuk anlayışına zarar vermeyecek birliğimizi, vatan/vatandaşlar birliği haline getirecek bir hukuk anlayışı yazılı olarak var, uygulamada da ufak tefek aksaklıklarla yapılmaktadır… Bu küçük aksaklıklar reformlarla giderilmeye çalışılmaktadır giderildiğin de, hukuk sisteminde ne önemlidir, adalet, herkes adalete ulaştığını düşünürse sorun kalmaz, çoklu hukuk sistemine ihtiyaç duyulmaz…
Tüm vatandaşları kapsayacak şekilde, bir söylem ve eylem birliği için de, ortak vatan/vatandaş bilinciyle daha huzurlu, barış içinde bu güzel vatanda yaşamak dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com – 1.4.2020
|