TEPKİ/İSYAN AHLAKI
Her ne olursa olsun, isyanın bir adalete, ahlaka dayanan temeli olmalıdır, bu temel sağlam oldu mu gerisi hallolur, nasıl mı? Örnegin isyan edeceksin, yüzde yüz haklı olman lazım ki, ahlaklı bir isyan olsun, yoksa o isyana Deli Dumrul isyanı denir. Ne taraftarların tarafından yoğun bir destek bulabilirsin nede hak talep ettiğin yöneticiler, iktidarlar seni ciddiye alırlar. İsyan adalete, ahlaka dayanmalı ki hak talep edilebilsin, yada beklenilen, umut edilen sonuç alınabilsin.
Evet, görüldüğü gibi Ahlaklı bir isyanın temelin de adalet talebi yatar, gerisi hikayedir, şu şunu yapmış, bu bunu demiş gibi laf kalabalığı ne ahlaksız bir isyanı haklı çıkarır, ayrıca da bastırmak isteyenlerin işini kolaylaştırır. Gerektiğinde kamuoyu destegini de arkalarına alarak, bu tepkiyi isyancılara yönlendirerek de bu sorunu aşarlar.
Haklılığa, ahlaka ve adalet talebine dayanamayan tepkiler/isyanlar toplumsal kaosa hizmet eder. Fikri Adi
İşte bu noktada iki tarafa da iş düşmektedir, bir isyan eden, hak talep eden taleplerimiz ahlaki mi, adaletli mi, iki hak talep edenler gerçekten de haklılar mı, yoksa Deli Dumrul gibi gecen den bir, geçmeyenden iki misli mi köprü ücreti talep ediyorlar. Bunlar iyi degerlendirilirse hak vermek de, almak da kolay olur. Yoksa…
Haklılığın belli degilse, taraftarlarının tam destegini alamazsın cılız bir tepki olur oda, sivirisinek vızıltısı gibi gelir otoritelere veya yöneticilere. O zaman şu lafı söylerler, vız gelir, tırıs gider… Sizi kale almazlar. Hatta haklılığınız konusun da terettütler çoksa sizi, anarşiklik, vandallıkla suçlarlar, capulcu derler. İşte bu nedenle tepki göstermeden önce beş kere düşünmek gerekir.
Bir haklımıyım, adalete ve ahlaka, demokratik kültüre uygun mu taleplerim, isyanlarım, iki taraftarlarım ne derece onaylıyor, kanaatları ne, üç karşı tarafın tepkisi ne olur. Dört ise bu tepkimiz kamuoyun da destek bulur mu? Beş ekonomik talepler de ekonomik şartlar müsait mi? Bütün bunlar uygunsa belkide iktidar sizin tepkinize, isyanınıza gerek kalmadan size hakkınızı verecektir.
Burada haklı isyanın başka bir yolu daha çıkıyor, isyandan önce demokrasi varsa tepki gösterdiğiniz ortamda, taleplerinizin sıralaması şöyle olmalı diye düşünüyorum. bir talep edecek, iki uzlaşmaya acık olunacak, üç uzlaşma sağlanamaz sa tepkiler yogunlaştırılacak, dört uzlaşma kapıları acık olmak şartıyla tepkiler isyana dönüştürülmelidir ki, isyan, içinde yaşadığımız toplumu daha iyiye götürsün… İsyanınız daha iyi arayışı degilse, kaos için isyansa bütün haklarınız askıya alınır. İşte hiç sevmediğimiz ama toplumsal düzen için bir o kadar da gerekli olan devletin güçüyle karşılaşırız.
Evet, isyanın temel maksadı toplumu daha iyiye götürmekse bu Ahlaklı bir isyandır, mevcuttan daha kötüye doğru bir talep hakkı yoktur. Bu toplumsal çatışmalar demektir, Toplumsal çatışma ise toplumsal destegin isyanda ya yokluğu demek, yada tam bir toplumsal mutabakatın olmaması demektir ki tepkiniz de, isyanınız da başarısız olacaktır.
Diyeli ki bütün bunlar dikkate alındı, her şeye rağmen tepki ve isyan anın da tarafsız kalan vatandaşların ise yaşamsal ve sosyal hakları dikkate alınmalıdır, bu hem yöneticiler ve iktidar tarafından, hemde tepki gösteren göstericiler tarafından, yoksa haklı olan talepler ve gösteriler haksız olarak algılanır toplumun sempatisini, destegi kaybedilir. İsyanlarda yöneticilere de çok iş düşmektedir.
Bu tepkilerin doğmadan önce vatandaşların nabzını iyi tutan yönetimler önlemler alarak toplumsal barışı koruyabilirler. Bir talep daha başından düşünülme aşamasında haklı veya haksız olarak degerlendirilerek bu onaylanır veya onaylanmaz ise ona göre tavır toplumsal olayları önlemede siyasetcilerin işini kolaylaştıracaktır. Haklılığı varsa bir talebin, hemen başta verilerek toplumsal barış sağlanır, şayet haksızlığına kanaat getirilmişse daha baştan bu talebin haksızlığı talep eden gruba anlatılır ve verilmeyecegi konusunda net tavır sergilenir. Böylece oluşacak tepkiler dar kalacak ve cılız tepkiler de toplumsal barışı bozamayacaktır.
Toplumlar da adalete ve ahlaka dayalı sorumluluk yönetim makamlarındakilerdedir. Fikri Adil
Son olarak haklı taleplere dayanan tepkiler ve isyanlar iyi degerlendirilirse olayların büyümeden toplumsal soruna dönüşmeden çözmek gerekir, ama haksız bir talepse, toplumu mevcut durumdan/ekonomik, sosyolojik) daha geri götürecekse, tepkiler karşısında dik durmak gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca iktidarın tepkilerin haklılığı veya haksızlığı konusunda karar almadan önce, toplumun aydınlarının tavrı da dinlenmeli, hem aydınların düşüncelerinden hemde toplumun düşüncelerin toplumsal olaylar iyi okunmalıdır. Öncelikle aydınların düşüncelerinden yararlanılmalı ve çözüm önerileri dikkate alınmalıdır. Böylece vatandaşını ve aydınını dinleyen demokratik bir iktidar ortaya çıkar tepkilere veya isyanlara gerek kalmadan toplumsal sorunlar daha çıkma aşamasında çözülürler.
Toplumsal barışı korumak için, hem iktidara hemde vatandaşa sorumluluk düşmektedir. Sorumluluğunun farkındaysa taraflar toplumsal sorunlar daha kolay aşılacaktır. Sorumluluk bilincimizin ve toplumsal barış içinde yaşama kültürümüzün gelişmesi isyan ahlakını da geliştirecektir. Yoksa haklılık tabanı olmayan, kücücük hak kaybı için toplumun genel dengesini bozacak olan, taleplere, tepkilere, isyanlara ne hiçbir toplum pirim vermez, nede yönetimler. Bunun içindir ki isyan ahlakının özümsenmesi gerekir, işte bu noktada yönetimden de Demokratik iktidar tavrı bekleme hakkı dogar, böylece her iki taraf da toplumsal barış içinde yaşamamıza yardımcı olmuş olacaktır, düşüncesiyle selam ve sevgilerimle …
Fikri Adil >>www.vatandasfikri.com <<
|