KAVRAMLARI KAVRAYAMAMAK!!

Kavramlar nedir derseniz, bana gör hayatın şiflerini çözmede, yaşamı anlama da ki anahtarlarımızdır, anlayamazsak ne olur? Valla anlayamadığımız zaman hayatın gizlerini çözemeyiz, yaşam kalitemizi artıramayız, doğal olayları, kişi davranışlarını anlayamayız, beklentilerimizi gerçekleştiremeyiz, isterseniz daha birkaç tane de siz sayınız…

Neler geldi aklınıza bilemiyorum ama bildiğim şu ki biz toplum olarak kavram özürlüyüz, kavramları anlamıyoruz, yada tam anlamıyoruz, ya da işimize geldiği gibi anlıyoruz… O zaman toplum olarak ortak bir dil oluşturmakta zorluk çekiyoruz… O zaman tartışmalarımızın çoğu lüzumsuz oluyor,  her şeyden lüzumsuz bir tartışma çıkıyor ve tartışılıyor gibi yapılarak sadece ve sadece gürültü çıkarılıyor… Daha önce kavrama fehim etek anlamında bir kelime kullanıyormuşuz, neden fehmetmek, aslında daha derin yaşamaktır… Doğru anlamamanın neden olduğu tartışmalar kısaca bakalım mı?

Laiklik dediğimiz de, bir arkadaşım din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması anlamına gelen bir siyasal kavram diye düşündüğünü, diğer bir arkadaşım ise, din ve devlet işlerinin ayrılmasının kafirlik olduğunu, başka bir arkadaşım ise bilginin kaynağının ayrılması diye düşündüğünü söylediler… Bana kalırsa hepsi de haklıydı, sen ne diyorsun diye soruyorsanız sizde haklısınız…. Neden?

Ben bir kavramı genel olarak bir anlamayla anlamıyorsam, ortak dilimiz gelişmez, bizde en bariz şekil de laiklik de bu ortaya çıkıyor… Genel olarak anlayabilmenin yolunu açacak ortak dile neden olacak şekil de kavramları kavrayamazsak işte olan bu olur herkes haklı olur… Kavramları, ortak kavrama, anlama olmak zorundadır, laiklik nedir dersek, gidip sözlüğe bakalım mı? Sözlüge baktık ne yazıyor: laiklik: 1. Laik olma durumu, laisizm. 2. Devlet ile din işlerinin ayrılığı, 3. Devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması, 4. Devletin din alanına karışmaması 5. Bilgi kaynağının akılla mı, vahiyle mi oluştuğuna göre laikliğin değişik algılamalarına dayanan bir tartışma daha var… O zaman anlaşılan şu,  birimiz birinci anlamıyla kavramı anlıyoruz, diğeri 2’ci, öbür arkadaş da 3 anlamıyla anlıyor… Bu kişisel olsa sorun değil, onların içinde bulunduğu topluluklar da bunu böyle anlıyor, o zaman toplumumuz da şemsiye bir kavram, kavrama yolunu kendi eliyle kapatıyor… Aynı şey demokrasi ve insan haklarında, başka bir alan olan adalet ve hukuk da, sevgide, aşk da da anlarsak ki sanırım öyle oluyor…

Mesela, aşkla seksi çok karıştırırız, aşk beklentisiz sevmek ve duygulara dayanırken, seks beklentisi halini almış, seks üreme içgüdüsüne dayalı bir istektir ve seks istekleriyle aşık olma halini karıştırır olmuşuz… Sevgiyle nefret de karışıyor, en karışmaması gereken bir şey, bir bakıyoruz çok seviyoruz, bir bakıyoruz çok nefret ediyoruz, işte kavramlar üzerinde düşünmezsek, kavramları layıkıyla kavrayamazsak karıştırırız.. Mesela kamu hizmeti için göreve alınmış kamu görevlilerini düşünün, hizmetin de olduğu vatandaşa tepeden bakıyor, hatta hizmet bekliyor, kendi yapması gereken hizmetleri savsaklıyorsa kamu hizmetini, kamu hizmetinde olmanın ne demek olduğunu anlamamış demektir… Vergi dendiğinde sadece verilmesi gereken bir toplumsal sorumluluk olduğunu ama asıl bunun nereye harcanacağının da vergi vermek kadar önemli ve denetime acık olması gerektiğini anlayamazsak… Görüldüğü gibi birkaç alandan örnekler verdim ve her alanda nasıl da sorunlarımız olduğunu gördük, işte kavramı, kavrayamamak bu, bunun topluma yansıyan sorunlarıyla uğraşıp duruyoruz…  Son bir örnek verelim 10-15 yıl önce şöyle bir sorunumuz vardı, bir bölüm vatandaş türbanı siyasal simge, diğer bir bölüm vatandaş da inancın gereği diye değerlendirerek bu konu üzerinden de lüzumsuz bir tartışma çıkarmadık mı? Ve hepimiz yüksek perdeden bu tartışmalara katılmadık mı? Kavramların kavranmamasının sonuçları nedir dersek, son 50 yıldır yapılan tartışmalara bakın derim… Kavramların, sözcüklerin gücünü toplumsal güçümüz haline getrimek istiyorsak onları anmala üzerin de bir birlik saglamak zorundayız!!

Dileğimiz şu kavramlar üzerinden ortak bir dil geliştirmek dileğiyle selam ve sevgilerimle…

Fikri Adil --- 11.10.16 – www.vatandasfikri.com