İDEOLOJİ KÖRLÜĞÜ
(Dayımla Sohbet)
Dayımla oturmuş cay içiyoruz elimde bir makale var, ne o dedi dayım, ideoloji körlüğü üzerine yazı yazmış, yazarın biri dedim…
Oda İdeoloji nedir dedi, birde kör edeni varmış, yazıyormu derken bende buradan sohbete giriş yaptım… İdeoloji nedir, kör edermi, yada iyi bir şeymidir, kötü bir şeymidir bunlar üzerine düşünelim mi biraz dedim.. Ahmet dayım da, düşün düşün bıktır işin der hep, yine dedi, ben de ona düşünmek farz dayı, düşünmezsek bıktır işimiz dedim… Oda bana dedi ki, madem okudun da, hadi düşün bakalım ideoloji körlüğü üzerine… Başladım düşünmeye, başlayalım düşünmeye!!?? Ne düşünecektik ideolojiler kör mü eder? Yok, bu laf nereden çıktı o zaman ideolojileri üzerine düşünmeyenler kör olurlar, bu da ne demek yani? Yani şu demek bir inancı, düşünceyi, politikayı okumadan, bilmeden, anlamadan seçmek, yanlışlarına rağmen uygulamak, savunmak demektir… Biraz anladım gibi be yeğen… Anlarız dayı, anlarız Allah bize akıl, fikir vermiş olayları anlasınlar ve sorunları çözsünler, daha sorun gelmeden önce, önlem alsınlar diye… Biz ne yapıyoruz? Sorun burnumuzun dibine gelinceye kadar önlem almıyoruz, sonra ne yapıyoruz, bu sorunun nedenini değil sonucunu bir de üstelik sorumluluk sahiplerini değil de neredeyse sorundan mağdur olmuş insanları suçluyoruz… Olurmu öyle şey yeğen sen ne saçmalıyorsun… Oluyor dayı, nasıl oluyor yani ben o kadar körüm ki direksiyondaki kişi kaza yapıyor yolcuyu suçluyorum öylemi, valla dayı tamda böyle… Olmaz yeğen saçmalama… Tamam, Şimdi bir ülkede öreğin bizim ki olmasın bu Zambiya olsun, terör olayları olduğun da, pahalılık olduğun da, ekonomik krizler olduğun da, insanları haklı, haksız, suçlu, suçsuz denmeden hapse attıklarında kimi sorumlu tutacağız, bizim yöneticileri mi? Olur mu öyle yeğenim, seni ben akıllı, uslu sanırdır, neden bizim ülke yöneticilerini suçlu bulalım ki? Ama biz burada tam da öyle yapıyoruz, bir olay oluyor ya dış güçler diyoruz, ya muhalefet diyoruz, ya o diyoruz, ya da bu diyoruz… sorumluya sorumlusun arkadaş diyemiyoruz… He ya gecen günü bunu ben de yaptım dolar pahalanmış muhalefet lideri dolarını bozdurmadı diye suçladım… Belki de bozdurmuştur, belkide adamın doları yoktur, vardır yeğen ben emekli adamım benim bile 500 dolarım vardı bozdurdum… Dayı işi dolar meselesine çekmeyelim, bu ülkede kararı kim veriyorsa o işin sonucundan da, o sorumludur öyle mi? Evet, o kadar… Ama bu ideoloji körlüğü ne kendinde, ne desteklediği partide, nede mensubu olduğu düşüncede, nede sevdiğin lider de suç bulmuyor, bulamıyor… Yani ben zararları başkalarına havale ediyorum, karları kedime… Tamda böyle.. Mesela bir parti seçime giriyor, başarısız oluyor sorumlusu kim lideri, ama biz liderde suç bulmayız genelde… Kimde suç buluruz oy vermeyenlerde, üyelerde, parti yöneticilerinde, en sonunda da üst düzeyde iki üç yönetici değiştiririz, hatta onlar lideri rahatlamak için istifa ederler, lider yeni yönetim oluşturur devam eder… Bir müddet sonrada o başarısızlıklar unutulur, yeni seçim gelir, aynı şeyler yaşanır ve bu artık tekrarlanan ve kanıksanan bir durum olur… İşte bu durum devleti yöneten hükümet içinde gereçlidir… Zaten biz bir şeyler yapsın onun politikalarının doğru oluşu, toplumumuz için iyi olacağı için filan da seçmeyiz… Ya iyi konuşuyordur, iyi konuşma denilincede bizim hoşumuza gidecek şeyler konuşuyor olmasını iyi konuşma sayarız… Bir gün bu liderleri can kulağıyla dinle not al, ne diyorlar, ülkenin hangi sorununa çözüm öneriyorlar… Gör… İşsizlik için ne öneriyor, valla duymadım ki… Deme yeğen o kadar mı körüz bir şey demiyorlar ama biz alkışlıyoruz, yok dayı sen merak etme sadece sen ben değil toplum olarak lider karşı partililere saldırınca, hakaret edince alkışlıyoruz… Yani iyi bir yapacağını söyleyince değil, karşı tarafa kızınca.. Ya bende öyle yapıyorum, körmüyüm o zaman… Estafurullah dayımsın… Ya bu ideoloji körlüğünü anlayamadım be yegen… Bakalım dayı kara kaplı kitap ne diyor… “”Belirli bir grup veya organizasyonun, ilgilerini, düşüncelerini haklı bulan, Ortak fikir ve inanışlar… Olayları, yaşananları kendi mantık sinsilesi içinde açıklayan ve öneriler sunan, düşüncelerdir.”” Yegen burada kötü bir şey yok ki… Evet sorun buradan sonra başlıyor biz bu düşünceyi yönetim şekli haline getiriyoruz, aksaklıklar oluyor, eksiklikler oluyor, adaletsizlikler yapıyoruz… Tam bu noktada bunlar yanlış diyen biri içimizden çıkıyor, biz doğruluğumuzu, eğriliğimizi sorgulamak yerine sen bize ihanetmi ediyorsun, bak biz bu davayı büyütmek için neler yaptık neler… Sonra bu adam diyor ki biz iyi şeyler yapacaktık, bak yanlış yapıyoruz, sen bizim davamıza laf mı söylersin, liderimizin, otoritesini, doğruluğunu sorgularmısın, en iyi biziz, en iyi lider bizimkisi, diğer herkes bizim düşüncemize itaat edecek o kadar… Ya iyi değilsek, ya yanlış yapıyorsak, ya karşı taraf haklıysa, işte bu soruları sormayı unutturan şeye ideolojik körlük diyoruz… Kısacası topluluk olarak, kişi olarak hatanı, hatalarımızı görememek desek daha iyi anlatmış olurmuyuz.. Yegen anlamışımdır, Allah razı olsun, bu konuştuklarımızı yazdın mı, evet dayı, yalnız bu yazıyı ideoloji körlerine okutmak lazım… İnşallah okurlar…
İlk olarak kendi ideolojimizi kendimize, kendimiz bizi körleştirecek kadar düşünmeden, yargılamadan dayatmamalıyız.. Bunun için, düşüncemiz üzerine düşünmeliyiz, alternatif düşünceler, ideolojiler, politika savunucuları, ne diyor ona bakmalıyız, yöneten ideolojileri, iktidar politikalarını özellikle sorgulamalıyız… Yanlışlarına ortak tepkiler geliştirmeliyiz, İyiliklere, güzelliklere neden olacak düşüncenin ancak arayışla ortaya çıkacağını hepimiz bilmeliyiz… Bu ideolojik körlüğün ördüğü duvarı aşarak daha iyi ve güzel arayışımızı gerçekleştirmeliyiz… Dilerim ideoloji duvarlarını, körlüğünü aşanlarız, daha iyiyi arayıcılarımız olur, biz de onları alkışlarız.. Selam ve Sevgilerimle… dün sevgililer günüydü bugünde olsun…
Fikri Adil – 15.2.17 – vatandaş fikri yazarı …
Kaynak: "Sosyal Bilimler el Szölüğü", Editör Erhan Arda - Alfa yayınları
|