KULLANILAN YIPRANIR
(Rant İçin Kullanılan Değer Yıpranır)
Toplumların, toplum olabilmesi için kültürel olarak ortak değerleri olması gerekir ve vardır, bunlar dinleri, felsefi düşünceleri, kurucu kurtarıcı liderlerinin düşünceleri, devletinin rejimi, kurumları, tarım, sanayi ve yer altı, yer üstü üretim alanları, bunları gerektiği gibi kullanacak nitelikli fertleri toplumların temel dinamiklerini oluştururlar… Bu temel dinamiklere dayalı amaçları vardır, toplumlar bu amaçların dışında bir algı ve kullanım içinde olursa, hem istenilen sonuç alınmaz, hem de değerler yıpranır… Bu değerlerin yanlış algılanmasına, bu yanlış algıya dayalı kullanmaya dayalı yıpranmanın nedenlerine bakalım mı?
İlk ele alacağımız felsefi değer, düşünce algımız olsun, bunu dinin yerine koyanlar var, felsefenin akıl sınırlarının gelişmesi için yaptığı, sorgulamalarını dinsizlik, kafirlik gibi sunan algılayanlar var… Sonra felsefi düşünceyi kullanmayarak, onu atalete düşürerek yıpratıyoruz, hatta yok saymalarımıza dayalı olarak düşünsel olarak yok oluyoruz… Felsefe, düşünsel olarak toplumun temel taşı ise, toplumsal algılarımızda her alan da bize özgü bir algı oluşması için bize yardımcı olacakken… Biz, toplumsal olgu ve olaylara akıl ve felsefi sorgulamaları yok sayarak, düşünme nedenini atalete düşürürsek… Düşünsel atalet de devam edersek yaşamsal atalete düşeriz… Belki de yaşadığımız sorunların temel nedeni bu da olabilir… Sonra dini düşünce…
Din toplumları etkileyen en temel olgular arasındadır, bunu hepimiz biliriz, Tanrı inancı, dini düşünce bizi toplumsal yaşam da güdüler, iman ederek ahlak ve adalet üzere iyi, güzel, doğru işler yapmamıza neden olur… Oluyor mu? İşte tartışma bu, bazıları oluyor derken bazıları da olmuyor diyor… Neden olur, neden olmaz biz bunlara bakalım mı? Şimdi dini ilkelerden elde edeceğimiz düşünceler bizim kişisel ve toplumsal hayatımızda olumlu, olumsuz davranışlara neden olur… Dinin olumlu davranışlara neden olmasını beklerken neden olumsuz davranışlara neden olduğu üzerine pek de düşünmeyiz… Benim kanaatim şudur, biz dini kaynakları okuruz, ya da daha önceki okumalara dayalı dini düşünceleri okuruz, bizim dini inanç ve düşüncelerle ilgili bir kanaatimiz, kabulümüz oluşur… Bu bizim dini düşünce ve kanaatimiz biz göre en iyi, en makbulken başkalarına göre olmayabilir, hatta olmaz… Bizim olurumuzla, onların olurunu düşünsel tartıştırmak yerine, biz kendimiz fiziki çatışmalar içine gireriz, din bizim hayatımıza olumlu katkılar değil, çatışmalar aracılığıyla olumsuz katkılar sunar… Bunu birinci hatamız olarak kabul edersek… İkinci hatamız ise, dini ilkelere göre biz davranış sergilememiz, gerekirken, dini aşırı yorumlayarak din bizim istediğimiz gibi konuşmaya başlarsa ki, birçok dini düşünce buna neden oluyor… Tabir caizse, dini ilkeler davranışlarımıza yansıyarak bizi kullanması gerekirken, biz dini düşünceyi o kadar çarpıtır, gerçekliğinden kopararak üzülerek ifade ediyorum, dini kendi kişisel amaçlarımıza dayanak yaparsak, din temel olmaktan çıkar dayanak olarak kullanılarak yıpratılır… Bu dayanak yapılması daha çok ekonomik ve siyasal alanlarda kullanıyoruz, adam takva ehli gibi durarak bunu ticari ranta çeviriyorsa… Öte yandan…
Kişi siyaset söylemini dini tebliğci gibi yapıyorsa, her ağzını açtığında miting alanlarında bile dini referansla konuşuyorsa… Siyasetin çözmesi gereken ekonomik, sosyal, diplomatik sorunları es geçmemize neden olur ki… Bana sanki böyle oluyor gibi geliyor… Sonra bu siyasetçi kamu yönetimine gelir, devletin otoritesini ve hazineyi rast gele kullanırsa, devletimizi de yıpratacaktır… Kısacası değer üzere davranmaz da, değeri kullanırsak, değerlerde yıpranır… Son olarak siyasal rant için kullanım da kurucu lidere de bakalım mı?
Kurucu liderin kullanılması ise, siyasal rant yerine onun düşüncelerinden yararlanarak, kendimize siyasal ve ekonomik hedefler belirlenmekle olması gerekirken… Biz siyasal rant peşindeyiz gibiyiz… Bu konu üzerine sizde araştırın ve toplumumuzun tarihinde önemli adımların atılmasına neden olan liderlerin dayandıkları düşüncelerle bu liderleri dilinden düşürmeyen siyasiler üzerine kişisel sorgulamalar ve çıkarımlarda bulunun, bulunalım… Önerilerimle…
Toplumların, sağlıklı toplum olduğunun göstergesi temel değerlerden çıkardıkları ilkelere dayalı olarak, toplumsal normlarını oluşturmalarıdır… Son Soru…
Sizce Biz Toplum Olarak, Değerlerimizi Kendi Çıkarımız İçin mi Kullanıyoruz, Yoksa, Değerlere Dayanarak Kişisel ve Toplumsal Yaşam İçin Vicdani, Ahlaki, Adaleti İlkeler Çıkararak Kendimizde Bu İlkelere Uyuyormuyuz? Hepimiz Bu Sorunun Cevabını Aramalıyız ve Bulamalıyız, Dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil --- 3.6.18 – vatandasfikri.com
|