ISLAHAT (Reform)
(Islahatsız, Reformsuz Değişim, Gelişim, İlerleme, Hayalidir. Fikri Adil)
Bizde ıslahat dendiğin de ileriye doğru değil geriye doğru giderek düşünmek sanılır, oysaki Islahat geçmişi dikkate alarak geleceğe doğru düşünme gerektiren bir düzenleme hareketleridir… Bunu siyasal, sanatsal, inançsal, kültürel, ekonomik yapılabileceği gibi mimaride, kişide, toplumda nihayetinde toplamda kültür, dede yapılabilir… Kim yapacak devlet mi, yoksa filozoflar mı, aydınlar mı, toplum kendi kendine mi? Bunlara girmeden önce biz Islahat üzerine düşünelim ve ne olduğunu anlamaya çalışalım…
Islahat: Genel manasıyla, Düzeltme, düzeltim, yoluyla yeniden ihya etme yöntemi ve cabasıdır… Bunu bir kuruluşta, İşletme de, devlet düzeninde eskimiş ya da bozulmuş olan yanların düzeltilmesi diye düşünebiliriz… Örnegin, Osmanlı tarihinde gerileme döneminden başlanarak zaman zaman Batı örneğine göre girişilen yenileşme ve ilerleme atılımlarına verilen addır, Islahat… Osmanlı üzerinden düşünelim mi, biz siyasal sistemimizde, hukuk sistemimizde dini düşüncemizde Islahat yapmamışız, dünya, insanlık bu alanlarda reformlarla gelişmiş, biz nasıl olsa hakim devletiz demiş ve mevcudu koruma düşüncesiyle reformlardan uzak durmuşuz… Sonuç 1918 ve koskoca İmparatorluk yıkılmış, işte Islahatsızlığın, reformsuzluğun sonu bu oluyor… Tarihimizi uçtu kaçtı, sadece zaferler üzerinden övmek için okumaz da, neden sonuç ilişkilerine dayalı olarak, gerçekçi okumalarla ıslahatlar için ders çıkarmak için okursak anlarız… Bunu siyasal yönetimimize, düşüncemize, dini bilgilenme ve bu bilgi üzere düşünce yöntemimize de, sanatsal alanlara da uygulayarak, kendi rönesansımızı yapabilirdik…
Yapamadık, çünkü her şeyi gelenek diye savunurken, o geleneği oluşturanların zamanına göre düşünce ürettiklerini unuttuk… İktidarlar her zaman olduğu gibi kendini koruma telaşıyla son ana kadar Islahatlara karşı çıkar, çıktılar ve geleneksel düşünceyi sadece nakleden alimciklerle, her yeniliğe direnen yöneticilerle işte geldiğimiz nokta burası… Kim memnun, hiç kimse, sadece ranttan yararlananlar, makamdakiler, devlet ihaleleri alanlar, biraz memnun birazda kaygılılar… Memnuniyet için imar, mamur, ihya gerekiyor biz de harabe, yıkıntı enkaz var hem de koskocaman çünkü yılların verdiği Islahatsızlığın biriktirdiği sorunların çöplüğü oldu toplumlar… Bunları çözecek bilgi, düşünce lazım ve bunun için de, bilgi üretme, bunlarla düşünmek, entelektüel, akademik alanda çok hemde çalışmayı gerekiyor… Neyse daha biz Islahatın gerekliliği gereksizliği üzerine düşünüyoruz, o zaman şu soru çıkıyor orya biz neden Islahata karşıyız?
Benim düşünceme göre uzun yıllar, hakimiyet kurmuş toplumlar gücün ve refahın verdiği ataleti yaşarlar… 500-600 yıl öncesi bu yaşanıyordu… Öte yandan uzun yıllar sorunlar yaşayan toplumlar da iyi kötü demeden her şeylerine bir dış saldırı var zannıyla, lüzumlu lüzumsuz her şeyi muhafaza etmeye çalışırlar… Bu bir karşı direniş içine girerler, reformları, ıslahatları istemezler, hatta direniş sergilerler… İçlerinden Islahatçılar çıkmaz mı çıkar ama onları değişimi savundukları için hain, ajan diyerek taşladıkları bile vaki olur, yenilikçi hatta modernist diye de küçük görürler… Şimdi bütün bunlar yaşanıyor ve zaman değişiyor, ıslahat gerekiyor mevcudu korumaya, muhafaza etmeye çalışırken mevcuda zarar verdiğimizi nasıl anlatayım, anlayalım…
Şöyle daha iyi anlarız düşüncesiyle, komşu ülkenin çiftçileri en ileri teknikle çiftçilik yaparken bizim hala kara sabanla tarım yaptığımızı düşünün…. Onlar kuraklık sorununu barajlarla, sulama sistemleriyle aştığını düşünün, biz sadece yağmura göre tarım yaptığımızı onların yağmurlama sistemleri kurduğunu düşünün… Birbirine çok yakın hatta iç içe geçmiş Filistin, Ürdün ve İsrail’i tarım, sanayi teknik üretimi acısından değerlendirin… İşte Islahat ülkeleri, düşünceleri, kişileri böyle Islah, ihya eder… Biz ülkemizin Toplumumuzun, Kişiler olarak bizim Islahat yoluyla, İhyasını Islahını istiyormuyuz? Yoksa her yerde harabelere razı olarak bu bizim kaderimiz deyip boynu bükük yaşayacakmıyız? İşte durum bu, Islahatları, reformları yaparsak ne olacak?
Yeni Ergenekonlar yaşayacağız, yeni asrı saadetler(Hayal de değil) oluşturacağız işte bunun için amaçlar, hedefler, ülküler, idealar, hatta asrı saadet, ütopya teorileri oluşturacak alimlerimiz, entelektüellerimiz, aydınlarımız, akademisyenlerimiz, Öğretmenlerimiz, İmamlarımız.. Oluşturamazsak, olduğumuz yere çakılır kalırız, bulunduğumuz yerden memnunsak duralım, kalakalalım… Ama kimsenin memnun olmadığını görüyorum hepimiz toplumumuz için kaygılıyız… Bunun nedeni şu olabilir başarısızlıkla sonuçlanmış ıslahat çalışmaları…
Zamanında yapılamayan reformlar, ıslahatlar genellikle başarısızlıkla sonuçlanır neden? Toplumun filozofları, düşünürleri, alimleri ıslahatları hazırlar, yönetimleri bunu topluma sunar, siyasetçileri her ortamda bunun gerekliliğini topluma anlatır, eğitim ve din kurumları bu işin içinde olurlar toplum, ıslahatın gerekliliğini özümser, işin içine rızayla girer ve el birliğiyle bu çalışma yapılır… Şimdi size iki örnek ereceğim biri bizden, diğeri ise Almanya dan… Biz Almanya ile birinci dünya savaşın da müttefiktik, biz yıkıldık onlarda aşağı yukarı ekonomik olarak yıkıldılar… Sonra onlar öyle bir teknolojik çalışma yaptılar, öyle ıslahatlar yaptılar ki teknik ekonomik olarak geliştiler… 1930-40 yıllarda yine yanlış yönetimlerin neden olduğu bir savaşın içine girdiler, oysaki o güç topluma refah olarak, insanlığa hizmet olarak sunulabilirdi, savaş kararı yönetim acısından düşüncesizlikti… Sonra ikinci dünya savaşına da aktif olarak katıldılar, yenildiler başkentleri bile duvarla bölündü… O yıkıntılar arasından ıslahatla reformla tekrar ayağa kalktılar, şimdi Almanya nerede biz neredeyiz? İşin teknolojik ve ekonomik yanıyla ıslahat örneğidir bu…
Sonra biz uzun yıllar biz bir doğu sorunu ile uğraşıyoruz bize çözüm önerisi için, ıslahat, reform raporu hazırlayan İsmail Beşikçi düşünürümüzü ne yaptık? Düşünmez ettik, kimleri düşünemez ettik ki kimleri kafir ilan etmedik ki kimlere katli vaciptir demedik ki, alimleri düşünürleri dinlemedik.. Düşünürünüzü dinlemezseniz 40 yıl sonra düşünürünüz önerdiği Islahat, reform noktasına gelirsiniz… Ama geç geldiğiniz için orada ıslahat, reform, ıslah, ihya adına bir şey bulamazsınız…
Zamanında yapılan teknik, fikri, zihni, fiziki, sanatsal, inançsal ıslahatların faydası olur, yapılmayanların ise Aynı bizim Islahat fermanları gibi sadece ismi olur… Zaten Islahatla fermanla değil düşünceyle, entelektüel düşünceyle, zihni faaliyetle yapılır, Islaha neden olur… Islaha ve İhyaya, İmara, olmuyorsa bir sorun var demektir… İhya ve bayındır kavramları ile yazımızı bitirelim mi?
Her Islahatın, bir İhyaya, Yeniden canlandırma, diriltmeye, daha iyi duruma getirmeye, geliştirmeye, güçlendirmeye neden olması amaçlanır, işte ihya Islahat sonucu budur… Bu düşüncede duyguda, yeni bir güç, yeni bir umut demektir, umur, erinç var mutluluğa huzura bilince erme var demektir…
Islahat Bayındıra neden olur, hem zihinlerin, hem de şehirlerin Gelişip güzelleşmesi, hayat şartlarının uygun duruma getirilmesi için üzerinde çalışılmış olan, bakımlı, imar edilmiş, mamur yer ve zamanlara neden olur, olmalıdır, düşüncesiyle… Islahat hazırlıklarımız ne aşama onun üzerine düşünelim mi?
Bunu batı yapmış nasıl yapmış bir aydınlanma dönemi, bilim de, sanatta, arkeolojide, tarihte, edebiyatta, insan aklı, bilgisi, düşüncesi, sevgisi ile kültür ve daha birçok alanda Islahatın, reformun gelişmelere neden olduğu bir dönem yaşanmış olmuştur… Buna batılılar Rönesans demiştir…
Bunu yaparken her olaya, olguya bilgeliğin bilgisiyle, hikmetiyle ve insan aklının ve düşüncesinin ön planda tutulmasıyla birçok ıslahatlar, reformlar yapılmış çok olay ve olgu değişmiş ve gelişmiştir. Matbaanın yayılması ile birlikte ülkedeki okur, yazar sayısı artmış ve kutsal kitaplar yerel dillere çevrilmiş, birçok yabancı eserlerden yapılan çevirilerle halkın okuması, bilgilenmesi desteklenmiştir, sağlanmıştır.
Umarım bilgi ve iletişim teknolojilerinin geliştiği günümüz için de biz toplum olarak böyle bir aydınlanma ateşini yakar, bu reformları, ıslahatları yaparız… Yapmak dileğiyle Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 6.1.18 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
3- Türk Dili Derneği – Türkçe Sözlük
|