Komplo teorilerini çok ciddiye alanlar olduğu kadar, ciddiye almayanlar da olduğunu görüyoruz, bu hayali bir canavar, örneğin Van gölü canavarı, öte yaka psikopatı, üst akıl, dünyayı idare eden 5-10 aile gibi, salla sağlayabildiğin kadar komplo teorisi…

Bunlar genel olarak ispatlanamaz sallamalardır, seçime giren siyasetçi iktidardaysa, ben seçilemezsem ülke maf olur, benden sonra şu sorunlar çıkar.. Aldığımız istihbaratlara göre, şu ülke şöyle yapacak!! Bizden sonra iktidara gelecek olan, yaşam tarzlarına, inanç özgürlüğüne müdahale edecek… V..s v..s

Benim ilk komplo teorim Anamın teorisiydi, çiğdem kurt’u yer evden uzaklaşma, dedeminki ise tilki gözünü sakızlar…. Eşimin, çocuklarımıza karşı ürettiği komplo teorisiyse, evin çevresinden uzaklaşmayın torbalı sizi alır, oluyordu… Allah taş atar, polis şunu yapar, ölen bir insan hortlar gelir seni yer, eşiğe oturma şu olur, yastıga oturma kıçında çıban biter, kahve içersen tabanın yarılır, tencerenin dibini sıyırırsan, nişanlın güzel olur.. Hepsini yaptık, hiçbir şey olmadı diyesiniz geldi degil mi? Her neyse kişisel hayatımızdan toplumsal hayatımıza dönelim mi?

150 yıl geri gidiyoruz, bir yönetici var, aileden yönetme hakkı baki, seçim yok, vatandaş henüz teba, ona düşünce sorulmuyor, onun cahil kalması için dil sistemiyle oynanıyor… Örnegin halk neyi anlayamaz, Farsca o zaman din dili kavramları bu olsun, hukuk dili bu olsun… İyide birazda anlamaları lazım toplumsallaşmaları için o zaman yarı Farsca, yarı Türkçe, yarı Arabca olan bir dil icat edelim… Adına ne dersek diyelim, fark etmez.. Sonra işin içine biraz gizem katalım padişah efendimiz şuraya bir ferman göndermiş şu olmuş, bu olmuş muş… Hayatın gerçeklerinden bilgisiz kalan, efsanelere dayalı sözleri, mecazları, edebi abartmaları gerçek sanan, komplo teorilerine acık bir toplum ortaya böyle çıkar.. Devamın da, bir iki de komplo teorisi uydur, iki padişah, bir şeyh ucur, toplumu komplo korkularıyla kontrol et… Ne güzel bir yönetme sanatı degil mi? Sonra halka deki emir sahip sahiplerine itaat farzdır, kuranda şu ayette yazar, iyi de zulmeden yöneticilere de itaat edilmeli mi? Zinhar edilmeli, yönetimsizlik mi, zulüm mü derseniz zulmeden yöneticiye itaat derler… Yanlış kararlarıyla halkını fakirleştiren yöneticilere ne demeli? Zinhar itaat edilmeli!! Yine konu s-dagılıyor kafamız biraz dagınık da, ya uzaylılar gelirse diye düşünüyorum, kusuruma bakmayın, bazı komple teori örnekleriyle devam edecek olursak…

“Üst akıl söyleminin dikkate değer bir örneği, Şubat 2017’de dönemin Ankara belediye başkanı olan kişi, tarafından dile getirilmiştir. Gökçek, Çanakkale’nin batısında meydana gelen depremlerin “karanlık dış güçler” tarafından Türkiye’nin ekonomisini baltalamak için organize edilmiş olabileceğini iddia etmiştir. Daha eski tarihlerde 1999 Gölcük depremi ve Ekim 2011 Van depremi için de benzer şeyler söylenmiş, bu depremlerin Amerika Birleşik Devletleri’nce HAARP kullanılarak gerçekleştirildiği iddia edilmiştir.” Doğrumu inanırsan inanırsın… Ben buna inanmadım ama Manisa da deprem kovan şeyh efendiye inandım, kaynaktan bakın….

“Faiz lobisi, efsanesi, komplo teorisi : Türkiye siyasi ve ekonomi tarihinde yüksek faiz oranları sayesinde kolay ve yüksek kâr kazanma peşinde olan kişi veya kuruluşları tanımlamak için kullanılan ifadeler, komplo teorileridir…” Doğrumu, valla faiz oranlarını kim belirliyorsa o lobinin başkanıdır!!?

“”2006 yılında Türkiye’de görülen Kırım-Kongo kanamalı ateşi salgını üzerine Bir Parti İl Başkanı, hastalığı yayan kenelerin ülkeye şu …… ülkeden gelen kadın turistler tarafından sokulduğunu iddia etmiştir…”” İnanırsan inan, inanmazsan inanma, belge yok kanıt yok, bu inanma halinden bir komplo teorisi üretebiliriz… Son komplo teorisi, çok sık duyduğumuz komple teorisiyle yazıyı bitirelim…

“Lozan Antlaşması’nın gizli maddeleri, efsanesi 2023 de zaten son bulacak, ama o kadar çok inanan vardı ki, bunu yayanlar laik, demokratik, hukuk sistemini sevmeyen, İslami bir hukuk sistemi istediğini iddia eden cemaatler eliyle yayıldığı düşünülüyor… Komplo teorisini şu iddiaya dayanıyor, yine her zaman ki gibi doğrulanamıyor, mevcut yazılı olan Lozan sözleşmesini zaten gizli maddeleri var diye boşa düşürülüyor, yine yersen ye, mantıksızlığı… Yedik mi, yiyenlerimiz oldu…

“Bazı çevrelerce Lozan Antlaşması’nın 100 yıl süreli yapıldığı iddiası ortaya atılmıştır. Antlaşmaya ekli gizli maddelerde, Türkiye’nin bor ve petrol başta olmak üzere madenlerini çıkarmasının yasaklandığı iddia edilmiştir. Bu komplo teorisine göre antlaşmanın süresi 2023 yılında dolacak, dolayısıyla 2023’ten itibaren Türkiye madenleri yer üstüne çıkarıp kullanarak ve ihraç ederek hızla gelişmiş ülke statüsüne geçecektir…” Olabilir mi, valla kafam karıştı, diyerek izninizle nüktemizi de yapalım mı?

Komplo teorilerinden kurtulmanın ip uçlarıyla yazıya son verelim…

Komplo teorileri ile gerçek komplo arasında ki fark nedir? Komplo teorileri genel olarak tarihsel mitlere dayanır, dinsel gizemcileri, aşırı milliyetcileri hedef seçer, tekil olayları genelleştirir, belge ve kanıttan, mantıktan uzak her şeyi şu, şunlar, onlar yapar söylemlerine dayanır… Gerçek komplolar ise komplocu ile tanımlı bir topluluktaki hedef için mesajlar yüklenir, aradaki nefretler, düşmanlıklar kullanılır.. Hatta düzmece olaylar çıkarılır, suikastlar yapılır, topluluklar komplocunun istediğine göre harekete geçmesi planlanır… Komplodan ve komploculardan nasıl kurtulabiliriz?

Öncelikle yaymamak gerekir, ikinci durum ise komplolara karşı kendi grubumuzu toplumumuzu kanıtlarıyla gerçeklikten uzak bilgilere dayanıyor diye güvenilir kişi ve kaynaklarla uyarmak gerekir… Ön yargılardan uzak durmak, genel söylemlere kolay kapılmamak, kaynagı belirsiz, belgesiz gelen haberleri aşırıya kaçmadan şüpheyle karşılamak gereklidir… Nihai olarak komplolardan arınmak için şeffaflık, demokratik hukuk düzeni, akademik, entelektüel eleştiri yollarını acık tutulmalı… Özgür medya, iktidar, sermaye gruplarından bağımsız medya, özgür özerk üniversite, örgütlü toplum oluşturulmalı ve felsefeye dayalı bir eğitim sistemiyle komplo teorilerine kapalı bir toplu olunabilir… Olunması dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle..

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

M.Kemal Atatürk