Kavram yabancı, sık sık duyduğumuz ama üzerine düşünmediğimiz bir konu, yada genel olarak düşünmeyişimizin bu kavramada yansıması desek daha doğru olur… Az sayıda da olsa düşünenlerimize de selam ve saygı göndererek haksızlık yapmamış oluruz… Paradigma: Bir şeyin nasıl üretileceği konusunda ya da bir şey için açık ve tipik örnek, modelleme, tasarım, planlama, gelecege doğru giderken kullanacağımız araç desek… Bu deyişimiz üzerinden bu kavramı düşünsek nasıl olur? Gelin hep beraber deneyelim nasıl olacak Paradigmamız ne aşamada?

Paradigmaya ket vuran bazı düşüncelere kısaca değinerek başlayalım bu kavramı anlamaya… Ne engel olabilir k?

Örnegin 150 yıl önce yaşıyorsunuz, monarşi diye bir siyasal sistemin içindesiniz, monarkın, bizde karşılığı Padişahtır, bu yöneticilerin yanlış ekonomik ve savaş kararlarından dolayı halkı çok kötü yaşıyor.. O zamanın yazarları ve çizerleri de yöneticileri eleştirmeyi de saygısızlık, densizlik olarak kabul ediyorlar.. Haşa padişah efendimiz nasıl yanlış karar alır, bu sizin sınavınız siz sabırla bu sıkıntıları aşarsanız, öbür dünyada çok rahat yaşayacaksınız, öbür dünyada rahat yaşamak istiyorsanız bu zorlukları kabullenecek ve sızlanmadan yaşayacaksınız… Hatta isyan etmek tepki göstermek günahtır, içlerinden biri çıkarda ama efendim padişah efendimizin kararı sonucu savaşa girdik ve yenildik, padişah efendimiz teknolojik gelişmeye kulak tıkadı ülkemiz işgal edildi.. Ama efendim sulama kanalı, bentler, barajlar yapılması lazımken padişahımızın zevkine, keyfine para harcandı diyenlere ne oluyordu acaba!!?? Başka bir paradigma baglanmasına, amaç, plan, ülkü, hedef kurma, belirlemeye ne engel olur derseniz, ben şunu derim..

Kader anlayışımız, senin kaderin senin alnına yazıldı ve bunu degiştiremezsin demek bir insanı hayvan seviyesine indirmektir… Yani benim çalışmamın, mücadelemin, bilgi ve birikimimin benim, toplumumun için, hiç önemi yok demektir… Nasıl paradigma, model plan oluşsun ki? Bu iki durumda da neden olan gizli özne Allahtır, padişahı, momarkı suclayamayan yazar, çizer, halk Allaha iftira atmaktadır.. İftira diyorum neden, Allah akletmezmisiniz, kadın ve erkeklere çalıştıklarından pay vardır, cabalarınızın/çalışmalarınızın hardal tanesi kadarı bile zayi olmaz, hayır bizden ama şer yaptıklarınızın sonucu gibi onlarca mesaj vardır.. Biz ne anlıyoruz, ne yaptık, ne yapıyoruz ve daha da ne önemlisi ne yapacağız? İşte paradigma bu aşamaları düşünme yöntemlerine ışık tutar..

Paradigma ne yaparsak, nasıl yaparsak daha iyi sonuç alırız düşüncesinin yaşadığımız hayata aktarılmasının ilk adımıdır.. Bu adımı atamazsak, bu adımı kişi olarak, toplum olarak atamazsak, işte sonuç bu olur… Ne oldu?

Ne olmuyor ki, koskoca imparatorluk yıkıldı, gelelim günümüze, hayat pahalılığı var mı var, işsizlik var mı var, ekonomik eşitsizligin, sosyal eşitsizliğin zirvesini yaşıyormuyuz yaşıyoruz.. Siyasal olarak vasatlık var mı var, bu vasatlıkların toplumsal hayata yansıması, toplumsal hayatın kişisel hayata yansıması var mı var! Bunları düzeltmek için ne yapacağız eski yazar, çizer, padişah koykoycuları gibi aman ha, bu sizin kaderiniz, sabretmeseniz alimallah cehennem de yanarsınız mı diyecegiz.. Yoksa kötü bir gidiş varsa, sorumlusuda vardır, ya benim, ya benim devletimi yönetenler mi diyerek nerede hata, yanlış yaptığımızı nerede suiistimal, nerede kayırmacılık, nerede ahlaksızlık, nerede adaletsizlik var diyerek… Yaşanılan, vatandaşlarımıza üzüntü veren, acı veren, zulüm varsa onu kaldırma için ne yapabiliriz diyerek.. İster paradigma deyin, ister ülkü deyin, ister amaç, idea deyin ama üzerimizdeki paradigmasızlık, öngörüsüzlük, hedefsizlikk ölü toprağını el birligiyle atalım. Atalım ki daha iyi yaşamı arayalım, bulalım, yaşayalım, belki ömrümüz yetmez ama gelecege iyi adımlar atan adamlar, kadınlar örnekleri bırakalım.. Gelecek paradigmayla gelecek, iyi gelsin istiyorsak iyi şeyler yaparak gelecege hazırlanalım.. Selam ve Sevgilerimle…

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

M.Kemal Atatürk