BİRLİK HAMURUNUN MALZEMELERİ
(VATANİ, MİLLİ, DİNİ, FİKRİ)
Toplulukları Toplum, millet ve vatandaş yapan bazı özellikler vardır, bunlar aynı zamanda birliğimizin de hamurlarıdır, çimentolarıdır, bunlar ihmal edilirse!! Ki ben dolaylı yoldan ihmal edildiğini düşünenlerdenim… Nasıl mı?
Örneğin vatan çimentosuna nasıl zarar veriyoruz, üzerin de duralım mı? Vatan dediğimizde öncelikle vatanın üzerinde yaşayan vatandaşların hakkı, hukuku ve bu hak hukuka hem devletin, hem de vatandaşların kendi aralarında ki ilişkilerde dikkat etmesi gereken bir durum diye düşünülmelidir ki vatan hamuru bizim birliğimize hizmet etsin. Hak ve hukuka dikkat etmezsek adalet ortadan kalkar, adalet ortadan kalkarsa güven ortadan kalkar güven ortadan kalktığında kimse kimseye inanmaz, güvenmez, bu inanmama ve güvenmeme hali düşmanlıklara neden olur.
Sonra devletin sınırı, devlet büyük bir kurumdur ve güçtür, toplumsal yaşayışı kurallarla düzenler, bu kuralları sürekli devleti ve sadece bir grubu koruyacak şekilde ayarlarsak vatanın üzerin de vatandaş kendini güvende hissetmez, devletinin büyüklüğü ne kadar çok hoşuna gitse de, bu gücün kendisine zarar vermeyeceğinden emin olamaz ve olmak ister… Devletin hak ve özgürlükler sınırında tutulması bu nedenle hayati önem taşır… Bunu tutamadığınız da vatandaş kendi öz yurdunda kendini sığıntı hisseder…
Sonra milli meseleler, milli meseleleri bir ırka indirmek hatadır, tabiki ırkımızı seveceğiz ama bunu kendi vasatımızı koruma seviyesine çıkarırsak başka köken olanları rahatsız ederiz, bu rahatsızlık toplumsal bölünmeye doğru gidebilir… Bunun içindir ırki meseleleri çok ön plana çıkarmamak gerektiğini, bunun yerine vatandaşlık esaslarının öne çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.. Ama bu durum bir toplum da milli erezyona neden olacak kadar da Etnik kökenini unutmaya neden olmamalıdır… Dini konulara geldiğimiz de ise…
Dini konularda ki aşırılıklara düşen insanlar, öbür dünyayı kazanayım derken bu dünyayı kaybettiklerini görüyorum.. Oysaki din, bu dünyada iyi yaşa ki hesap günü iyi karşılanasın der… İyi yaşamak nedir? İyi yaşamak adil yaşamaktır, iyi yaşamak iyi işlere imza atmaktır, iyi yaşamak güçlüden adalet talep etmek, güçsüze karşı ise adil olmaktır… İyi yaşamak sadece kendin için yaşamak değildir, içinde yaşadığın toplum ve çevre içinde iyi şeyler istemek ve yapmak demektir… İşte bu nedenledir ki dini yaşamı sadece kendisi için, sadece içinde yaşadığı cemati için iyilikler isteyen, bunun dışındakileri başkası ilan eden toplumsal sorunlara neden olacaktır… Sanırım aşırılıklar içinde olanlar, kendilerinin dini yorumunu, anlayışını, algılamasını kabul etmediğiniz de size düşman oluyorlar… Oysaki bu düşmanlığa neden olacak bir şekil de yaşamak dönüyor ona da zarar veriyor… Bu nedenle bir cemaat içinde olmak kişisel tercihtir, ama diğer cemaate ve vatandaşlara düşmanca duygular beslemek kişisel sınırların aşılması demektir ve toplumsal sorunlara neden olacaktır. Son olarak fikri birliğimize değinelim mi?
Yukarıda saydığım her sosyolojik olgu bizim toplum olarak fikri birliğimize neden olmalıdır… Görüyorum ki modern devletler de büyük bir birlik kaynağı olan vatandaşlık bile biz de kişisel kimliklerimizin gölgesinde kalmış… Hem de öylesine gölgede kalmış ki, T.C vatandaşı olduğumuzu unutuyoruz, topluluğumuzun, grubumuzun, cemaatimizin, partimizin, hatta takım tarafgirliğinin bu en önemli modern kimliği bastırdığını görüyoruz. Vatandaşlık bizim birlik hamurumuzun, çimentomuzun en önemli kaynağıdır.. Bu kaynak kurutulduğunda herkes kendi başının çaresine bakmaya başlar, herkes kendi grubunu öne çıkarmaya çalışır, bu çalışmalar arttıkça, çatışmalar da artar… Eğitim, kültür gelenek de zayıflamışsa çatışmalar daha da acımasız olur, fanatikler gruplarının kontrolünü ele geçirirse ki genel de öyle olur çatışmalar yaşam hakkını yok sayamaya başlar… Toplumda öyle bir yanlış fikir oluşmuştur ki karşıdakinin ölmesinin, öldürülmesinin topluma hizmet edeceği düşünülmeye başlar… Sonuç kan, göz yaşı can göz yaşı, artık kimse güven de değildir… Nihai olarak devlet de taraf olursa ki bir gurubu düşman ilan ederse, artık fikir birliğini bırakın fikirsizlik toplumda hakim demektir… Fikirsizliğin hakim olduğu toplumlarda o toplumun fertleri ne bu dünyayı imar edebilirler, nede geleceklerini ve de ahiretlerini… ""Toplumsal birlik için nimetin de külfetin de adilce paylaşılması gerekir. Hüseyin Benek""
İşte bu nedenle sırayla, vatani, fikri, vatandaşı, dini, dili, mili ve de devleti önemseyecek, bunların sıralamasını ve sınırlarını çok karıştırmayacağız ki toplumsal adaleti, hakları, özgürlükleri, barışı yakalayabilelim ve yaşayabilelim… selam ve sevgilerimle…
|