NİCELLERLE Mİ, NİTELLERLE Mİ DÜŞÜNMELİYİZ?
Aslında biz belki de şurada hata yapıyoruz, tek yönlü düşünüyoruz, tek referanslı düşünüyoruz, referans kaynaklarımız üzerine düşünmüyoruz, kulaktan dolma bilgilerle düşünürken gözle görmeyi ihmal ediyoruz… Yani, bilgi ve haber kaynaklarımız, bunların doğruluğu/yanlışlığı ve geçerliliği üzerine neden araştırma yapmıyoruz, yada çok azımız yapıyoruz… O zaman yanlış sonuçlar alma ihtimalimiz güçleniyor, oysa amaç, doğru sonuçlar almaktır, almak olmalıdır, olsun istiyorsak…
Neden, nasıl, kim, kaynak, sayısal, büyüklük, küçüklük, etkililik, etkenlik, bilgi, akıl, düşünce, davranış, meşruiyetinin kaynağı gibi onlarca, soğulama, düşünce sınama yöntemlerinde hiç birini kullanmıyor ve sadece zannederek, zannedenlere uyarak düşünür ve davranırsak, karşılaşacağımız sorunları göremeyiz, karşılaştığımız sorunları çözemeyiz… İşte bu nedenle iyi düşünceyi, iyi davranışa dönüştürerek, bu hayatın getirdiği, getireceği sorunları önceden görelim ve önlem alalım ve sorunla karşılaşma anında zarar göremeden veya az zararla çözelim ne dersiniz? İtiraz yok gibi, o zaman sorunları değerlendirirken, sorunlar üzerine düşünürken nicel ve nitel kavramlarını göz ardı etmeyelim ve bu kavramların bize mesajını anlayalım ve böyle düşünmeye, yaşamaya çalışalım…
Nicel, Herhangi bir şeyin sayısal ölçeklerinin olaya, duruma, düşünceye yansıması hali dersek…
Nitel, Herhangi bir şeyin, olayın sorunun nasıl olduğunu anlatması dersek, şimdi hangisi önemli bence nasıl olduğu önemli, ne kadar olduğu, önemsiz mi yok o zaman ikisini kullanarak olay ve olguları değerlendirmek zorundayız değil mi.? Öyle görünüyor…
Bir olayın sonucu görür, nedenini göremezsek olayın sonucuyla mücadele eder, bu bir kişisel ve toplumsal sorunsa sorunun zararını görürüz, zarar ölçeriz ama neden sonuç ilişkisi kuramadığımızdan bu olaylar tekrarlanarak bizi sürekli rahatsız eder, mutsuz eder, düşüncesizliğin zulmünü kendi, kendimize yaşatırız… Evet, düşüncesizlik zulümdür, çünkü kendi kendimize haksızlık yaparız düşüncesizliklerimizle… Bu düşüncesiz insan tipleri çoğaldıkça toplumda da düşüncesizlik zulmü çoğalır… Bunu aşmanın yolu…
Düşüncesizlikten, düşünceliliğe dönmektir, bunu başaran kişiler ve toplumlar daha mutlu, daha bir barış içinde, daha bir refah içinde yaşarlar… Bizde yaşamak istiyor muyuz, evetleri duyar gibiyim, bence de evet istiyoruz, o zaman istiyor gibi davranacağız, hem nicel, hem de nitel, çok yönlü, ortak bilgi ve akılla varlığa, olaylara yaklaşarak… Daha iyi, daha güzel, daha mutlu yaşamanın yollarını arayacağız.. Bulmak dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com -12.4.2020
|