SİSTEM SORUNUMUZ
Sistem nedir, her cihazın/aracın bir işletim sistemi vardır, her kurumun/işletmenin bir sistemi, her toplumun bir sistemi vardır, onları o, sistemleri onlar yapar… Bizde öyle mi?
İşletmelerin sistemi ve kültürü var mı, ne kadar bu işletmeleri işletme kültürüne göre profesyonelce yöneten ehliyetli, liyakatli kişiler varmı? Yoksa, o işletmenin sistemi bozulmaz mı, verimliliği, üretimi rekabet gücü düşmez mi? Toplumların sistemi kültürleridir, bu kültürün değerleri, normlarıdır, nasıl bir erezyon içinde olduğumuzu hepimiz görüyoruz… Bırakın görgü kuralları gibi ikincil değerleri adalet ve ahlak, saygı ve sevgi gibi birincil temel değerlerimize bile sahip çıkamıyoruz… Neden, kültürel, sosyal bir sistem sorunumuz varda ondan, bu sosyal sistem sorununu şöyle anlatayım kim, güçlü ise, o haklır anlayışı ahlak ve adalet değerlerini öyle bir geri plana attı ki, artık bunların adını bile anmaz olduk… Şöyle ifade edersek daha iyi anlamış oluruz, ister iktidar gücünü, ister sermaye gücünü elinde bulunduranlar Ahlak/Adalet gibi temel değerleri anmaz oluyorlar, oldular… Hele hele ekonomik eşitsizliklerin sosyal ve siyasal eşitsizlikleri üst seviyeye çıkardığı şu günlerde ahlak ve adalet gibi değerlere çok, hem de çok ihtiyacımız var.. Sosyal sistemimizde ciddi sorunlar var, bu sorunlar hem ekonomik eşitsizliklere, sorunlara hem de siyasal sorunlara neden oluyor, diyebiliriz… Sosyal sistemimiz de böyle sorunlar var da, siyasal sistemimiz de sorunlar yok mu, belki siyasal sistemimiz daha çok, sorunlu…
Siyasal sistemimiz adı ne, Cumhuriyet ve demokrasi, bunlar ne anlama geliyor, monarşi, oligarşi, tiranlık, otoriterlik değildir demektir… Bu sistemimizi, önce kavramlarla inceleyelim…
Cumhuriyet: Milletin/vatandaşın egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimine cumhuriyet denir… Cumhuriyetimizi demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle desteklediğimizde, ister sermaye sahiplerinin, ister devleti yönetenlerin bir kulağının hukuk kurallarında, diğer kulağının de onu seçen vatandaşlarda, sermayedar için de yaşadıkları, ticaret yaparak para kazandıkları toplumu dikkate almaları gerekir ki… Sistem sorunu yaşanmasın, yaşanıyor mu?
Cumhuriyet halkın kendi kendini yönetmesiyse, demokrasi ise vatandaşların bu yönetime katılmasıdır, halk yani vatandaş siyasal olarak katılım sağlayabiliyor mu? Siz, biz sessiz çoğunluk devletin yönetimin de, ne kadar söz sahibi olduğumuzu düşünüyormuyuz? Bir çok kişi neredeyse oy kullanmak için bile zor zaman buluyor, bir partiye üye olunacak, o partide yıllarca toplantı, davet, alan çalışması gibi onlarca çalışamaya zaman ayıracak ve bazen de para bulunacak, devleti yönetme hakkına böylece katılacak… Mümkün mü? Demek ki devleti yönetmek için, siyasete girmenin önünde onlarca engel var… Bir partiye üye olundu, siyasal faaliyetler için zaman ve para bulunuldu yeter mi, yetmez… Bu parti içinde gruplar ve hizipler çekişmesi var, bunlar aşılacak ve yönetim hakkı kullanılacak.. Zor, hem de çook zor! Demokrasi ne idi?
Demokrasi: Halkın egemenliğine dayalı olarak, kendi kendisini temsilen yönetmesi temeline dayanan yönetim biçimine demokrasi denir.. Bu Cumhuriyet ve Demokrasiye dayalı yönetim sistemini ne belirler, demokrasi ve cumhuriyet ruhuna uygun olan bir anayasal sistem belirler… Demokrasilerde seçim önemlidir, seçim önemlidir de seçme/seçilme sistemi önemli değil midir, yani seçimin kuralları, seçim sistemi de önemlidir… Demokratik sisteme uygun bir seçim sistemi nasıl olabilir? Bu sorunun cevabını kendimizce arayalım… Sadece demokrasi seçme ve seçilme yollarının acık olduğu, adil temsil sağlayan bir seçim sistemi ile seçimlerin yapılarak, kim devleti yönetecek, kim muhalefet edecek, yönetecekler iyi yönetemediğinde tekrar seçimlere nasıl gidilecek, iktidar nasıl devredilecek, devralınacak? Kurallar bellidir bunlar anayasayla hukuki garanti altındadır ki.. İktidarlar otoriterliğe kayarak iktidardan gitmeme yolunu düşünmesinler… Bunun için vatandaşlarda demokrasi bilinci gerekir, böyle eğilimleri olan kişi ve partilere iktidar gücü verilmez, bunlar seçilmez, kazara seçilirse demokrasi ölçülerine uyup, uymadığı hem hukuki, hem de toplumsal olarak yakından izlenir… Bunların hepsi demokratik anayasal sistem içinde cereyan eder, etmelidir… Demokratik Anayasal Sistem başka bir yazı konumuz olsun.. Hepimiz devletimizi bizim adımıza kimin yöneteceği kararını verebildiğimiz bu demokratik Anayasal sisteme sahip çıkmalı, demokratik hukuk sistemimizin iyi işlemesi için çalışmalıyız… Sahip çıkmak ve çalışmak dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com – 3.2.21
Kaynak: http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html
|