İRFAN
(Toplumların Hafızası İrfan Geleneğidir. F. Adil )
İrfan nedir dersek, kendini bilmektir, kendini bilmek ne demek derseniz, ister kişi olarak kendini bilmek, ister toplum olarak, millet olarak, insanlık olarak, insan olarak kendimizi bilmektir diyebiliriz.. Bu bilme işini ne yaptırır derseniz akıl, irfan yaptırır, bilgi, bilim yaptırır… İrfan beni, bizi, insanı evreni tanımaktır, tanımakla yetinmemek bunları irfan geleneğine göre de yaşamak ve yaşatmak demektir… Bütün bunların olabilmesi İrfan üzerine düşünmemiz, düşüncemiz, geleneğimiz, olmalı ki biz kendimizi tanıyarak hedefler koyabilelim… İrfan bir çok şeyi etkiler, kısaca ifade etmek gerekirse irfan toplumların hareketini sağlayan enerji kaynağıdır… Bu kaynaktan mahrum toplumlar önce düzgün hareket edemez, sonra da hareketlerinin lüzumsuzluğunu anlar hareket edemez, ne demiştik irfan kendimizi bilmemize yardımcı olur ve irfana bu tanımayla yaklaşırsak biz neyi nasıl niçin yapacağımızı bilir hale geliriz… İşte o zaman amaçları, araçları, menzilleri iyi belirleyebiliriz… İrfan işte bu nedenle bir toplum için önemlidir değil zaruridir… Biraz sözlük anlamına bakarak devam edelim sözlükler İrfan’a ne anlam vermişler…
Sözlükte, sözcük anlamı olarak bilme, anlama, sezme, bilmeye sezgiye dayalı hareketlerin özümsenmesi, diye ifade edilen irfan anlamı üzerine düşününce ne kadar önemli olduğunu sözcük olarak da görüyoruz.. İkinci anlamına baktığımız da ise gerçeğe ulaşma yolunda güçlü sezgi sahibi olunması olarak ifade bulan irfan bize şunu diyor aslında siz, bensiz yapamazsınız… Evet, irfanı sadece irfanlı barajı, sadece bir Erkek isimi olarak algılarsak böyle yönü, amacları, araçları karışmış bir toplum oluruz… Kurucu liderimiz İrfanla ilgili bakın ne demiş, “En büyük emelim, maarif vekili olarak yurdumun irfanını yükseltmektir. -Atatürk."
Düşünce heyecanı ancak kavramların, kavranmasıyla mümkündür, düşünceniz, projeniz, idealleriniz, hedeflerimiz heyecan vermiyorsa, kavramları anlamıyoruz demektir. Fikri Adil
Dini kavramlar acısından baktığımız da ise yine önemini görüyoruz, dini kavram olarak bilmek" anlamına gelen marifet, tasavvufta, Allah'ın zâtı ve sıfatları hakkında şüphe götürmeyecek bir bilgiye sahip olmak demektir. Marifetin kaynağı kalp, ruh, ilham ve keşiftir. İlmin kaynağı ise, akıl, duyu organları ve nakildir. Bu sebeple ilim ile marifet birbirinden farklı da olsa birbirinin yardımcılarıdır…. İlim sahiplerine âlim, marifet sahibi olanlara da ârif denir. İlmin zıddı cehâlet, marifetin zıddı inkârdır. İşte irfan kavramının, hissederek, sezgiye dayalı yanları inanç alanını için de değerlendirilebilir… Bir kavramı anlamamak demek o kavramın hayatımıza katacağı enerjiden mağrum olmak demektir, irfan karamı da böyle oldu sanırım… İrfan toplumların gelişmesi için atılım yapacağı bir hareket noktasıdır, bu hareket noktasından sıçrama yaparak hoşumuza gitmeyen mevcut durumdan daha ileri gidebilmek irfan aydınlığından uzak durarak zor görünmektedir…
İrfan enerjisinden mağrum milletler yönlerini bulamazlar. M. Akif Gökalp
Sadece yediğimiz içtiklerimiz bize enerji vermez, irfan da bize enerji verir bizim biz olmamıza yardım eder…. Örneğin mizah kavramını unutmuşsak, ironi yapamayız, mizahını unutan toplum, nasıl gülecek? Adalet kavramını irfanla okumazsak nasıl özümseyeceğiz… İrfan, hükümlerimizi fermanla değil dermanla sunmamız gerektiğinin bilincidir , yani yaşanılan sorunlara derman olmanın kapsını irfan açar… Örnegin Yunus’un “ Yaratılanı severiz, Yaratandan Dolayı” sözünü duyduk mu, sevmiyorsak sevemiyorsak, hatta bunları geçtik nefret bile ediyorsak yobazlamasına yaşıyoruz demektir, daha da kötüsü her mahallenin yobazı öbür mahallenin yobazını yobazlıkla suçlar… İrfan eksikliği işte böyle bir şeydir…
Eğitim de, Fen bilimlerinin yanı sıra irfan bilgileri de verilmelidir. Fikri Adil
Hoş anlarsak hayatı bu bizim irfanımızın bizi hoşluğa yönlendirmeyle olmaktadır, diğer hoş anlayanlarla yaşanan hoşluk ise hoşlarla, hoşlukla irfan aracılığıyla hemhal olmak demektir…
Bundan sonrası kolaydır, her hareketimiz hoşluğa, barışa, sevgiye yani bir iyiliğe/güzelliğe neden olmaktadır, son olarak İrfanı tekrar kavramsal düzeyde inceleyerek yazımıza son verelim….
İrfan bütün maddi ve manevi değerler ile bunlara dayalı ürünlerini ortaya çıkarmada, bular üzere tecrübeleri sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine nasıl davranacağının ölçülerini gösteren kendi toplumuna ve insana has , hars, ekin, kültürdür de diyebiliriz… İrfan toplumun ve kişinin muhakeme gücünü, zevk ve eleştirme yeteneklerini, öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş yaşam tarzlarını da içine alır…
Bize bilme, yapabilme kapısını açan İrfandır. Fikri Adil
İrfan. bizi içinde yaşadığımız toplumu ya da halkı, kendine özgü degerlerle duyuş, düşünüş, yaşayış bakımından diğerlerinden ayıran ve gerek özdeksel gerek tinsel alanlarda oluşturulan ürünlerin tümünü etkileyebilen bir toplumsal düşünüş enerjisidir..Örnegin nasıl neyi eleştireceğiz, eleştirilerimiz de, eleştirdiğimiz duruma ne teklif edeceğiz, hep irfan işidir…
İrfan geleneğimizin imarları ise, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli, Hacı Bayram veli, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal Veli ilk akla gelenlerimizdendir…
İrfan geçmişin tecrübesi, bilgine, aklına, dayanarak geçmekte olanı akıl yoluyla anlama, anlamlandırma cabasıdır. H.Benek
İrfan ümranın kullanma kılavuzudur. Sıtdık Fani
İrfan değerler üzerine yaşamaktır, değer demek cana karşı nasıl davranacağının önceden bilinmesi demektir… İşte irfan sahibi kişinin kendini bilme hali budur, ben benim ne yapacağım, karşımda ki hangi şartlarda ne yapacağımı bilebilme halinin topluma yansımasıdır… İrfanın irfanıyla donanmak dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – 10.10.16 --- www.vatandasfikri.com
Kaynaklar
1- http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.57f9e62eb375b8.11976180
2- http://www.diyanet.gov.tr/dinikavramlar/dinikavramlar
|