TOPLUMU OKUMAK
İçinde yaşadığımız toplumu hepimizin okuma sorumluluğumuz vardır, neden mi? Bu toplum, bu ülke bizimdir, ister etnik farklılıklar olsun, ister mezhepsel farklılıklar hepimiz bu ülkenin vatandaşlarıyız, bu toplumun fertleriyiz, bu farklılıklar bizim renklerimiz… Siyasi farklılıklar ise demokrasinin doğası gereğidir, iktidar olmazsa muhalefet, muhalefet olmazsa iktidar olmaz, zaten bunlardan biri olmadığın da, muhalefet olmadığın da demokrasi de olmaz, demek ki siyasi farklılıklar da işin doğası gereğidir…
Evet, içinde yaşadığımız toplumun sosyolojisini ilk önce devlet iyi okumalıdır, devlet iyi okumalıdır ki, çıkacak toplumsal sorunlara karşı önlem alsın… Siyasetciler iyi okumalıdır ki, siyaset yaparken toplumsal kırılmalara, bölünmelere neden olmasınlar… Biz vatandaşlar iyi okumalıyız ki, vatanı üzerin de yaşayanlarla karşılıklı saygı, sevgi, uzlaşı, anlaşı içinde yaşayabilelim… Yoksa toplumlarını okumayanların kendilerine çıkardıkları sorunları Allah korusun yaşarız… Yaşayanları da görüyoruz…
İlk önce üst kabulleri okuyalım mı kapataslak beraberce, nedir bunlar? En üstte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı vardır, en üst şemsiyemiz budur… İtiraz edenleri duyar gibiyim, ben şuyum, ben buyum diye, T.C Vatandaşlığı onlara engel değil ki, vatandaş olarak hem etnik kökeninin, hem de inançlarının gereklerini yaşarsın… İkinci olarak ümmet/millet duygusuyla hareket edenler, T.C yasalarına uyduğumuz müddetçe siz bu ülkenin en has vatandaşısınız, en iyi vatandaşlar sorumluluklarını yerine getirenlerdir… Yasalara uymak da vatandaşın en belirgin sorumluluğudur, vatandaş sorumluluklarımı vardır, yok hakları da vardır, ihlal halin de, Vatandaş yanlış kararlara tepki gösteremez mi? Hem de bal gibi gösterir…
Bunun için devleti yönetenlerine, kurumlarına ciddi işler düşmektedir, vatandaşı a, b, c diye bölmeden hepsine eşit vatandaşlar diye bakabilmeleri çok önemlidir… Vatandaşına adil bakabilen devlet, vatandaşıyla iletişimi, diyalogu iyi olan devlettir… Bunun içindir ki kamu kurumlarının, görevlilerinin vatandaşlara karşı kesinlikle eşit davranmaları gerekir… Eşitsizlik ancak hukuk kurallarına uymayan vatandaşlar için bozulur, hukuk kurallarına uyanlarla, uymayanlara ayrı ayrı davranılır… Hukuk kurallarına uymayanlar zaten suçludurlar…
Devletin kurumları, kamu görevlileri vatandaşın amiri değildir, bura da bir amir memur ilişkisi varsa vatandaş amirdir, patrondur… Ama kamu görevlilerinin önceliği aynı ambulans gibi yaptığı görevin gereğidir… Ayrıcalıkları hizmet ve görev gereğidir… Vatandaşların ister temsilcileri olan vekiller, ister kamu görevlileri karşısın da dik durmaları, haklı olduklarında yasalardan gelen haklarını kullanmaları gerekir ki, vatandaşın hakkı hukuku çiğnenmesin, vatandaş rahatsızlık, huzursuzluk yaşanmasın …
Vatandaşların tepki gösterme hakkına gelince, umulur ki devletin kurumları daha başında vatandaşların rahatsızlığı anın da bunu iyi okur, tepkiye dönüşmeden bu rahatsızlıkları giderir.. Toplumsal olayları incelediğimiz de, önce rahatsızlık, sonra tepki, daha sonra da çatışma ve toplumsal barışın bozulması olarak gerçekleşen toplumsal olayları toplumu iyi okuyarak önleyebiliriz.. Yaşananları önleyebilirdik…
Devletlerin refleksi, genel de ortadoguda toplumu okur ama olabilecek olayları baştan bastırmak için okur, oysa ki toplumun rahatsızlıklarını okuyarak sorun çözme odaklı bir okuma olsa sorunların çözümü daha baştan olacağı için vatandaşların tepki göstermesine bile gerek kalmadan, rahatsızlıkları okuyan devlet rahatsız olunan konuyu çözer, yada çözememe gerekçesi üzerin de durarak vatandaşlarını bu sorunun çözülemeyeceğine, neden sonuç ilişkisi içinde gerekçeleriyle ikna eder.. Demokratik devletten ve onun kurumlarından beklenen davranış budur…
Demokratik toplumun ferdi olan vatandaşlardan beklenen davranış ise farklı düşünen, inanan toplumun ferlerine karşı, karşılıklı saygı ve sevgi içinde olmaktır.. Tersi her davranış, toplum da vatandaşlık bilincinin bölünmesi demektir ki, bugün bizi, yarın onları, bürgün yine bizi rahatsız eder… Dolayısıyla herkes sırayla huzursuz, mutsuz olur…
Toplumu tarafların iyi okuması demek aynı zaman da mutluluk arayışı, ortak iyi arayışı demektir, bize düşen sorumluluk ise hem kendimiz için, hem de ortak vatan içinde, ortak toplum da yaşadığımız diğer vatandaşlar için huzur ve mutluluk üretmektir… Bunu üretebildikçe daha güçlü bir ülke oluruz umuduyla selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – Şubat 16 – www.vatandasfikri.com
|