ADALET Mİ, İKTİDAR MI?
(İktidar yanlış yaparsa onu değiştiririz, adalet yanlış yaparsa onu nasıl değiştireceğiz?)
“”Adalet hem toplumun, hem de iktidarın ruhudur. Fikri Adil””
Ben ülkemizin son 30-40 yılını hatırlayacak bir yaştayım, iktidarlar genel olarak adaleti severler ama kurumsal olarak, kendilerine bağlı, yok itaat eden, yok olmadı kendi istediği gibi hareket eden, olmadı adalete bunların hiç biri yakışmıyor, bunlar olduğun da adalet hukukun, hakkın degil gücün adaleti olur ki adalet olmaktan çıkar…
“”Adaletsiz iktidar, meşru bir iktidar değildir. Fikri Adil””
Şimdi çok uzağa gitmeyelim, 1997 yılının 28 Şubat’ına gidelim ne oldu, adaletin tavrı güçsüze karşı nasıldı, haklara karşı nasıldı? Bu hukuksuzluğa maruz kalanlar haklılıklarını ispat etmek için bağırdılar, çağırdılar, ama güçlülerin sesi arasında seslerini duyuramadılar, duyulmadı, aradan çok geçmedi, 28 Şubat dan, bu yana kaç yıl geçmiş, 10-15 yıl, o günleri yad ederken zalimlikle zulümle yad ediyoruz… Daha 20 yıl olmuş, olmamış, bir rüzgar esmiş, iktidar ve güç odakları değişmiş, Ergenekon diye bir operasyon, balyoz diye bir operasyon gizli tanıklara dayalı, makul şüphelerle, uydurma delillerle, genel Kurmay başkanını Terör örgütü başkanı olarak tutuklamalar ve 5-6 yıl içer de tutmalar… Sonuç yanlış yapmışız, milli orduya kumpas dendi… Şimdi o savcı nerede, ülkeden kaçtı… Adaletin terazisi iyi tartmazsa hem savcı kaçar, hem siyasetçi, hem de vatandaş… İktidar yanlış yapabilir, onu değiştiririz, ama adalet yanlış yaparsa, onun verdiği zararların telafisi daha zor olur, onu nasıl değiştireceğiz?
İşte bu nedenle iktidar kadar, adalet de önemlidir, hatta adaletli iktidar emek kadar, su kadar ihtiyaçtır… Bunların üzerin hukukun üstünlüğüne bağlı adalet hem kurumsal, hem de yargısal acıdan hava kadar önemlidir… Havasız ortamlarda canlılar boğulur, adaletsiz ortamlarda toplumları boğar…
Bugünler de gazetelerin birinci sayfalarında boğulmuş mülteci cesetleriyle karşılaşıyoruz, en acı vereni de 3-4 yaşında bir çocuğun fotoğrafı oldu keşke göremeseydim dedim, bu canın böyle zulümden kaçarken yok edilmesine tanık olmasaydım dedim, ama oldum… Sorumluluklarımızdan dolayı Allah bizi affetsin…
""Havasız ortam canlıları boğar, adaletsiz ortamlarda toplumları. Fikri Adil""
Bu mülteciler ülkelerinden neden kaçıyorlar adaletsizliğin zulümden kaçıyorlar, bir belirsizliğe, bir hayale, bir umuda doğru kaçıyorlar… Derme çatma teknelerle, lastik botlarla ölümüne kaçıyorlar, demek ki adaletsizliğin zulmü gözü kapalı ölüme gönderebiliyor insanları.. O zaman biz bu ülkenin vatandaşları iktidarlardan ilk talep edeceğimiz şey emek, aş değil adalet olmalıdır… Bakın insanlar adaletsizliğin zulmünden ölüme doğru koşuyorlar, adaletsizlik insana ölümden bile ağır geliyor demek ki, bu mültecilerin ölme pahasına o lastik botlara binmesini başka neyle acıklayabilriz..
Adalet olmadığın da, ekmek, aş paylaşımı da adaletsiz oluyor, adaletin gücü haklıya hakkını, suçluya cezasını vermekten gelir ve biz buna şeriatın kestiği parmak acımaz derdik… Şimdiler de şeriatın(adaletin, hukukun) kestiği parmak acıtıyor…
Adaletin verdiği kararlar kadar o kararlara dayanan yasalar da hukuka, adalete, hakka uygun olması dileğiyle… İktidar kadar adaletin de önemli olduğu, ekmek aş kadar adaletin hukukun ve hakkın önemsendiği bir ülkede ve dünya da yaşamak dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – Eylül 15 …. www.vatandasfikri.com
|